Yunanistan işçi sınıfı, sermaye sınıfının azgınca saldırılarına karşı uzun bir süredir tüm dünya halklarına örnek olacak bir mücadele sergiliyor. Maaşlarda büyük kesintiler, işten çıkarmalar, özelleştirmeler, emekçi halka dönük baskıcı uygulamalar bu sıralar hemen tüm Avrupa ülkelerinin ortak gündemi. Ancak işçilerin, gençlerin, yoksul köylülerin ve aydınların örgütlülüğü Yunanistan'ı diğer Avrupa ülkelerinden farklılaştırıyor. Genel grevler, sayısız iş yerinde süren grevler, büyük eylem ve mitingler ile Yunanistan işçi sınıfı aylardır direniyor... İşte bu günlerde, bir çelik fabrikasında devam etmekte olan grev, ülkede patronların saldırılarına karşı verilen mücadelenin sembollerden biri haline geldi. Bu grevin kazanılmasının, patron sınıfına karşı mücadelede büyük bir örnek olacağı konuşuluyor. Fabrika önünde işçilerin kurduğu direniş çadırları, yaktıkları ateşler ve eksik olmayan dayanışma etkinlikleri ise 2 yıl önce Ankara Tekel işçilerinin başlattığı ve 78 gün süren büyük direnişi hatırlatıyor.
400 çelik işçisi 33 gündür grevde!
Yunanistan Çelik Fabrikası'nda çalışan 400 işçi tam 33 gündür grevde. İşçiler, kriz bahanesi ile işten çıkartılan 34 arkadaşlarının işe iadesini talep ediyor ve patronun dayattığı yüzde 40'lık maaş kesintisi, fazla mesaiye ücret ödememesini ile esnek çalışma şartlarını reddediyor. Patronun "kabul etmezseniz işten atarım" şantajına karşı 400 işçi birlik olmuş durumda.
"Mücadelemiz tüm işçi sınıfını ilgilendiriyor" diyen işçiler yayınladıkları bildiride "Bizler ekmeğimizi ve çocuklarımızın geleceğini savunmak için onurlu mücadeleyi seçtik" ifadesine yer veriyor. Geçtiğimiz yıl üretimi 196 bin tondan 266 bin tona çıkardıklarını, bunu yaparken çok sayıda iş kazası yaşadıkları, hatta bir arkadaşlarını kaybettiklerini belirten işçiler "hakkımızı istiyoruz" diyorlar.
Patron ise işçilerin direnişi karşısında şantajına devam ediyor ve "eğer şartlarımı kabul etmezseniz 180 işçiyi daha işten atacağını" belirtiyor. İşçilerin ise şantaja yanıtı net: "Korkuyu, şantajı, açlık tehdidini yendik. Greve çıktık. Direniyoruz. Daha şimdiden kazandık. Kimse bize boyun eğdiremez."
Patron: Böyle bir mücadele beklemiyordum
İşçiler yayınladıkları bildiride, patronun "böyle bir mücadele beklemiyordum" itirafında bulunduğunu aktarıyor. İşçiler, Yunanistan'daki tüm patronların gözünün bu grevde olduğunu, kendilerinin boyun eğmesini beklediklerinin farkında olduklarını vurguluyorlar.
İşçiler, tüm dünyadaki grev bildirilerinin ortak cümlesini hatırlatıyorlar: Dostu düşmandan ayırmayı öğrendik!
Büyük dayanışma
33 gündür devam eden grev tüm emekçi halkın mücadelesi dönüşmüş durumda. Grevdeki işçiler 24 saat fabrika önünde bekliyor ve burası her gün işçiler, öğrenciler, işsizler, köylüler, aydınlar, sanatçılar ile dolup taşıyor. Sıcak çorba, yemek, içecek, battaniye, kazak getiriliyor. İşçileri ziyarete gelen sanatçılar dayanışma konserleri düzenliyor.
Son dönemde gücünü ciddi biçimde arttıran Yunanistan Komünist Partisi (KKE) ve partinin öncülüğünde kurulmuş olan Tüm İşçilerin Mücadele Cephesi (PAME) elbette ki işçilerin en büyük destekçisi. İşçiler yayınladıkları bildiride, PAME'nin hep yanlarında olduğunu belirtiyorlar. Bu dayanışma sayesinde işçilerin sesi ülke sınırlarını aşmış durumda.
Orada da 'Mustafa Kumlu'lar var...
İşçiler, sadece patronla değil üye oldukları sendikanın yönetimi ile de mücadele ettiklerini belirtiyorlar. Sendikanın işçileri bölmeye, taleplerinden vazgeçirmeye çalıştığını, grev süresince kendileri ile gerçek bir dayanışma göstermediğini belirten işçilerin ifadeleri, TEKEL işçilerinin Türk-İş yönetimine karşı da mücadele etmek zorunda kalmasını hatırlatıyor.
İşçiler bildirilerinde son olarak şu ifadelere yer veriyor:
Zafer zor olacak ancak biz kazanacağız!
(soL - Dış Haberler)