Paris’te ‘temennisi’ bol iklim anlaşması

Paris’te yürütülen iklim değişikliğiyle ilgili müzakerelerde, küresel ısınmayı sanayi öncesi dönemin 1,5 santigrat derece üzerinde tutmayı vaat eden anlaşma taslağı yayımlandı.

Dış Haberler

Paris İklim Konferansı’nda görüşülmekte olan Birleşmiş Milletler Paris Anlaşması’nın taslak metni yayımlandı. Taslak üzerine yapılan görüşmelerse halen devam ediyor.

Taslak, anlaşmaya taraf olan ülkelerin küresel ısınmayı sanayi öncesi dönemin 1,5 derece santigrat üzerinde tutmayı vaat ettiğini belirtiyor. Bu da altı yıl önce Kopenhag’da varılan anlaşmada belirlenen 2 derece santigrat sınırının yarım derece aşağıya çekilmesi anlamına geliyor.

HEDEF İYİ AMA...

Uzmanlar halihazırda küresel ısınmanın sanayi öncesi döneme göre 1 derece santigrat sınırını aştığını ve artışın hız kestiğine ilişkin herhangi bir işaretin bulunmadığı belirtirken, Paris Anlaşması taslak metnine giren 1,5 derece hedefi hayli iddialı görülüyor.

200'e yakın ülkenin katıldığı konferanstan çıkan taslağın konuyla ilgili aldığı önlemlerden bir tanesi, ülkelerin karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik vaatleri. Bu önlemlerin harfiyen yerine getirilmesi halinde, küresel ısınmanın 1,5 derecede tutulmak bir yana, 2,7 derece santigrat veya üstüne çıkacağı tahmin ediliyor.

Kaldı ki öngörülen “ülke taahhütleri” yasal bir bağlayıcılığa da sahip değil. Katılımcı ülkeler, emisyonlarını “mümkün olduğu kadar kısa sürede” azaltacaklarını vaat ediyor.

187 ÜLKE PLANLARINI SUNDU, SONUÇLAR YETERSİZ

187 ülke, 2020’ye (bazıları 2030’a) kadar karbon emisyonlarını nasıl azaltacaklarına ilişkin planlarını sundu. Ancak bu planlar, sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutmak için bile yeterli değil. Analizler, bu planlarla ulaşılabilecek hedefin 2,7-3 derece civarında olduğunu gösteriyor.

Bu nedenle Paris Anlaşması, vaatleri beş yıl içinde iyileştirmek üzere bir “gözden geçirme mekanizması” öngörüyor.

ZENGİN ÜLKELER MALİ YÜKÜ ÜSTLENMEYE YANAŞMIYOR

Taslak anlaşma, iklim değişikliğinin etkilerine en açık ülkelerin mali kayıplarının giderilmesine yönelik bir mekanizma da öngörüyor. Ancak iklim değişikliklerinin yol açtığı çevresel sorunların faturasını kimin üstleneceği sorusu ise bir kez daha cevapsız bırakıldı. Taslak, herhangi bir tazminat ya da mali yükümlülük mekanizması öngörmüyor.

BAĞLAYICILIĞI OLMAYAN FON

“Gelişmekte olan” ülkelere çevre politikalarını desteklemeye yönelik mali yardımların artırılması konusu, Paris Konferansı’nın önemli başlıklarından bir tanesiydi. Taslakta bu konuda öngörülenlerin anlaşmanın "hukuki bağlayıcılığı olmayan” bölümüne kaydırıldığı görülüyor.

Anlaşma, “2025’e kadar var olan kolektif çabanın devam ettirilmesi amacından" söz ediyor. Başka bir ifadeyle yıllık 100 milyar dolarlık bir kaynak akışı sağlanması ve 2025’ten sonra bu rakamın artırılması hedefleniyor.