Bu politikalarla Akdeniz göçmenleri yutmaya devam edecek

Akdeniz'de dün mültecileri taşıyan bir geminin batması sonucu 400 kişi hayatını kaybetti. AB ile Akdeniz'e kıyısı olan ülkelerin sorumluluk üslenmeme inadı can almaya devam ediyor.

Mustafa Kemal Erdemol

Rutin sınır denetimleriyle kontrolü mümkün olmayan 2,5 milyon kilometrekarelik Akdeniz dün bir faciaya daha sahne oldu. Libya'dan İtalya'ya göçmen taşıyan teknenin alabora olması sonucu 400 kişi yaşamını yitirdi. 

SORUN NE?

Facia, Akdeniz'de kurtarmanın kimin sorumluluğunda olduğuna yönelik tartışma sonuca bağlanmadığı sürece devamı gelecek felaketlerden sadece birisi. Çünkü AB ile Akdeniz'e kıyısı olan ülkeler arasında sorunun çözümüne ve denetlemeye ilişkin bir anlaşmaya varılamaması, göçmen akımını ve insan ticaretini kolaylaştıran bir unsur. 

Akdeniz'e kıyısı olan ülkeler sınır güvenliği konusunda sorumluluk almak zorundalar. Bunun maliyetinin yüksek olması durumunda, sınır kontrollerini yapmak amacıyla AB bünyesinde kurulmuş olan Varşova merkezli Fronex'e başvurma hakları var. Ancak göç politikaları söz konusu kurumun faaliyet alanına girmiyor. 

Avrupa Komisyonu'nun eski Başkanı José Manuel Barroso, Akdeniz'deki göç sorununun yalnızca tek bir ülkenin değil, bir bütün olarak AB'nin sorunu olduğunu söyleyerek Fronex'in elinde denetim için yeterli araç olmadığını vurgulamış, daha fazla aracın sağlanmasının AB'deki tüm ülkelerin çabasını gerektiren ortak bir tutum olduğunu belirtmişti. Bütçesi gittikçe azalan Fronex geçtiğimiz yıl kemer sıkma politikası uygulamıştı. 

Barroso'nun sözleri insan tacirlerince Akdeniz'in ortasında ölüme terk edilen göçmenlerin kurtarılması konusunda ilgili ülkelerin sorumluluktan kaçındıklarının da kabulü anlamına geliyor. İtalya, Akdeniz'de yaptığı denetleme ve kurtarma operasyonlarında ayda 6 ila 9 milyon avro harcadığını belirterek, tüm harcamanın İtalya tarafından yapılmasının beklenmemesi gerektiğini açıklamıştı. İtalya, göçmenlerin çıkış noktası olarak gördüğü Libya'ya yardımcı olmak için BM'den karar çıkmasının doğru olacağını da belirtmişti.

DENİZE YAKIN OLMAK

Aslında İtalya, Avrupa ülkelerinde en çok göç alan ülke değil. Örneğin Almanya daha fazla göçmen çeken bir ülke. Ancak İtalya'nın Akdeniz'e sınırı olması göçmen varışında ilk nokta olmasına yol açıyor. Dolayısıyla sorunun sorumlularından olduğu kadar bir anlamda “kurbanlarından “ da olan İtalya, Fronex'i güçlendirmek için “Fronex Plus” projesini hayata geçirdi.  Ancak bu da soruna taraf ülkelerin katılımı olmadan başarıya ulaşma şansına sahip değil. Libya'nın BM kararıyla yardım edilmesini istediği Libya'da bir iltica sistremi yok. Çünkü ülke BM Mültecilerin  Hukuki Durumuna Dair Sözleşme belgesine imza atmış değil. Libya, ülkeye Afrika'nın değişik kentlerinden göçmenler geldiğini belirterek, hiçbirinin mülteci olmadığını kaydetmişti. Akdeniz'i geçiş yolu olarak kullananların çoğunluğunu Afrika Boynuzu ve Suriye'den gelerek Libya'dan Akdeniz'e açılan göçmenler oluşturuyor.  

NEDEN ÇÖZÜLMÜYOR?

Çünkü hala “denetim ve kurtarma kimin sorumluluğunda” sorusunu üzerine alan bir ülke yok. Sorumlu olması gerektiği belirtilen İtalya AB üyesi bazı ülkeler tarafından  göçmenlerin belge olmadan AB sınırları içerisinde kaybolmasından ötürü suçlanıyor. Bu nedenle İtalya'nın geçtiğimiz yıl başlattığı sahil arama, denetleme ve kurtarma projesine mali destek vermedi bir çok ülke. Bu tür bir finansal desteğin göçmen akşını özendireceği de dile getiriliyor sık sık.

AB'nin ortak bir iltica ve göç politikası oluşturmadan hem sorunun çözümlenmesi hem de Akdeniz'de yaşanan trajedilerin son bulması zor gibi görünüyor. Bu politikanın, göçmen akışını ülkelerinde istismar konusu yapan sağ parti ve kurumların  itirazı nedeniyle oluşturulması ise imkansız görünüyor.

Akdeniz göçmen yutmaya devam edecek.