Şam’da kimyasal atanların izi Adana’da

Adana’da El Kaidecilerde sarin gazı ele geçirilmesiyle ilgili iddianamenin ayrıntıları, El Kaide’nin Türkiye’de kurduğu ağı ve devletin kılını kıpırdatmadığını gözler önüne seriyor. Devlet, ağın başındaki Heysam Kassab’ın bağlantılarının üzerine gitmedi.

Doğan Ergün/Özgür Savaşçıoğlu/Yiğit Günay - soL

Adana’da Mayıs ayının sonunda Emniyet güçlerince El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi üyelerine yönelik yapılan operasyonda sarin gazı yapımında kullanılacak kimyasal malzemelerin ele geçirilmesi olayındaki en kritik isim olan Heysam Kassab, savcılığa “Liva el İslam” örgütü üyesi olduğunu açıkladı. Suriye’de kimyasal saldırı taburu olan örgütün, 21 Ağustos’ta Şam’da düzenlenen kimyasal saldırının da arkasındaki örgüt olduğundan şüpheleniliyor.

Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın olayla ilgili hazırladığı iddianame, Suriye Humus doğumlu Heysam Kassab’ın, kimyasal silah üretimi için gerekli olan malzemeleri temin etmek üzere Türkiye’de geniş bir ağ kurduğunu ve bu ağda, Türkiye devletinin güvenlik kurumlarıyla yakın ilişki içindeki isimlerin dahi, yaptıkları işin yasadışı olduğunu bilmelerine rağmen faaliyet gösterdiğini ortaya koyuyor.

Büyük nakliyet firmasıyla işbirliği
Kassab, Hatay’da Nasır Erdoğan isimli bir şahsın evine taşındı ve buradan, Suriye’deki militanlar tarafından kendisinden istenilen malzemeleri temin edip gizlice Suriye’ye sokmaya başladı.

Heysam Kassab, kendisinden kimyasal maddeler istenmesinin ardından, Ocak 2013 civarında Hatay’ın en büyük nakliyat firmalarından olan CEM AY Nakliyat’ın patronu Raif Ay’la temas kurdu. Raif Ay’a, altı kimyasal maddenin bulunduğu bir liste vererek bunları temin etmesini istedi.

Kimya asistanı kuzenini uyardı
Raif Ay’ın amcaoğlu B. A., Çukurova Üniversitesi Kimya Bölümü’nde asistandı. Raif Ay, Kassab’a bu bilgiyi verince Kassab, B. A.’ya kimyasal maddelerin listesini iletti.

Ancak söz konusu 6 maddenin 4’ü piyasada satın alınabiliyor, ikisi ise ancak Makine Kimya Enstitüsü (MKE) izniyle tüzel kişiliklere satılabiliyordu. Bunlar arasında, kullanımı savaş suçu sayılan öldürücü beyaz fosfor (P4) da bulunuyordu.

Havan topu için krom arayışı
B. A., Raif Ay’ı bu konuda uyardı ve Heysam Kassab’dan uzak durmasını telkin etti. Fakat iddianamede yer alan telefon görüşmesi kayıtları, Raif Ay’ın, maddelerin ticaretinin yasak olduğunu öğrenmesinin ardından da Heysam Kassab’a temin konusunda yardım etmeyi sürdürdüğünü gösteriyor.

Raif Ay’ın Kassab’la işbirliği, sadece kimyasal maddeler konusunda değildi. Liva el İslam üyesi Kassab, havan topu yapımında kullanılmak üzere krom da satın almak istiyordu. Raif Ay, krom satın almak amacıyla Kassab’la birlikte Adana’ya giderek araştırma yaptı.

Reyhanlı güvenlik zirvesindeki isim
Dikkat çekici olan, Raif Ay’ın devlet nezdindeki itibarı. 11 Mayıs’ta Reyhanlı’da yaşanan ve resmi açıklamaya göre 53 kişinin hayatını kaybettiği patlamanın ardından Reyhanlı’da düzenlenen devlet güvenlik zirvesine, Raif Ay da katılmıştı. Ay, savcılığa verdiği ifadede, bu durumu “son Reyhanlı olayı nedeniyle yapılan devletin güvenlik toplantısına o bölgeden katılan tek nakliyeciydim. Bu hususların gözetilerek salıverilmemi talep ediyorum” sözleriyle açıkladı.

Fakat bir terör saldırısı sonrası devletin bilgi almak üzere güvenlik zirvesine çağırdığı Raif Ay, kendisinden yasaklı maddeler isteyen, Suriye’de kullanılmak üzere silah yapımı için gerekli malzemeyi temin etmesini talep eden yabancı uyruklu bir kişinin şüpheli faaliyetini devlete haber vermek bir yana, işbirliği yapmayı tercih etti.

Sebep hükümetin yarattığı atmosfer
Telefonla görüştüğümüz Raif Ay, kimyasalların silah yapımında kullanılacağını bilmediğini, yasaklı olduklarını öğrendiğinde ise Heysam Kassab’la ilişkisini kesmeye karar verdiğini söyledi.

Ancak Raif Ay’ın suç kapsamındaki bir faaliyetin parçası olup devleti uyarmaması, Hatay’da devlet tarafından yaratılan atmosferi yansıtıyor. Raif Ay, büyük ve ünlü bir şirketin sahibi olması sayesinde, istenilen malzemelerin Suriye’ye sokulması konusunda geniş imkanlara sahipti. Savcı da El Kaide bağlantılı örgütün, bu olanakları nedeniyle Raif Ay’ı seçtiği görüşünü dile getirdi.

Raif Ay’ın Heysam Kassab’la tanışması, Kassab’ın birlikte oturduğu Nasır Erdoğan üzerinden oldu. İddianamede yer alan telefon görüşmelerine bakıldığında, Raif Ay’ın, Nasır Erdoğan’a “Şeyhim” diye seslendiği ve Nasır Erdoğan’ın “Şeyh Ebu Umeyr” olarak tanındığı görülüyor.

Raif Ay, soL’a telefonla yaptığı açıklamada, Nasır Erdoğan’a şeyh olarak seslenmesinin sebebini “bölgede çok okumuş insanlara şeyh denmesi”yle gerekçelendirdi. Sanıkların konuşmalarında, Suriye’deki muhalif militanlara yardım konusunda ellerinden geleni yaptıkları görülüyor.

O örgüt Şam’da da vardı
Adana’da sarin gazı yakalanmasıyla ilgili iddianamede açığa çıkarılan ağın başındaki Suriye doğumlu Heysam Kassab, Liva el İslam örgütüyle bağlantılı olduğunu, savcılığa açıkladı. Örgütün, 21 Ağustos’ta Suriye’nin başkenti Şam’ın doğusundaki Guta bölgesinde yaşanan kimyasal saldırının da arkasında olduğundan şüpheleniliyor.

Kassab, savcılığa, kendisinin memleketi olan Humus’ta faaliyet gösteren Liva el Hak örgütünden Ebu Muhammed isimli kişi tarafından arandığını ve bu kişinin havan topu yapmak amacıyla krom boru istediğini söyledi.

Liva el İslam örgütünün lideri, Suudi kökenli Zehran Alluş. Alluş, Suudi Arabistan istihbarat örgütünün başındaki Prens Bender bin Sultan’la yakın ilişkisiyle biliniyor.

21 Ağustos’taki saldırının ardından ilk olarak Lübnan’ın Es Sefir gazetesi, kimyasal madde içerdiği düşünülen füzelerin atıldığı bölgenin, saldırı anında Zehran Alluş’un ekibinin kontrolünde olduğunu yazdı. Sonradan Rusya da kendi istihbaratlarının, füzelerin Liva el İslam örgütünün kontrolündeki bölgeden atıldığını gösterdiğini açıkladı.

Nitekim Birleşmiş Milletler (BM) heyetinin, saldırının yapıldığı bölgeye girip araştırma yapmasına izin veren örgüt de Liva el İslam’dı.

Ancak daha büyük kanıt, geçen hafta Youtube’a yüklenen bazı görüntülerle ortaya çıktı. 21 Ağustos günü çekilen görüntüler, 15 Eylül günü Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne bağlı peşmergelerin sınırda öldürdükleri 3 militandan birinin cebinde olan cep telefonunda bulundu.

Videoların birinde görülen militanlardan bir tanesi, operasyona “Soğuk Rüzgar Operasyonu” adını veriyor. Görüntülerdeki silahların üzerinde, Liva el İslam örgütünün sancağı görülüyor. Örgütün üyeleri ise gaz maskesi takmış olarak bulunuyor.

Söz konusu videolar, 17 Eylül günü soL Portal’da “Kimyasal saldırı Liva el İslam’ın işi mi?” başlıklı haberde yayımlanmıştı.