Sağcılaşarak halka açılmaya devam

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu hafta içinde Merkez Yönetim Kurulu’nu açıklaması bekleniyor. Kılıçdaroğlu’na yakın bazı isimlerin MYK’da yer alacağına kesin gözüyle bakılıyor. CHP, bu isimlerle, bir süredir izlediği sağcılaşarak halka açılma taktiğine son sürat devam edecek gibi görünüyor.

CHP'nin "Fethullah Gülen bilgedir" diyen PM üyesi İlahiyatçısı'nın haberi için: İşte "yeni CHP"li: Fethullah Gülen bilgedir

Kemal Okuyan'ın analizi için: Özgürlükçü sol artık CHP'dir!

CHP 15. Olağanüstü Kurultayı'nda Parti Meclisi'nin (PM) yenilenmesinin ardından Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun Merkez Yönetim Kurulu'nda (MYK) da kimi değişiklikler yapması bekleniyor.

Kılıçdaroğlu'nun Genel Başkan Yardımcısı sayısını 13'ten 15'e çıkaracağı kulislerde konuşulurken, yeni isimleri MYK'ya taşıyabileceği belirtiliyor. Gürsel Tekin, Umut Oran, Sencer Ayata ve Süheyl Batum, bu hafta içinde açıklanması beklenen MYK’da yer alacağına kesin gözüyle bakılan isimler arasında yer alıyor. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart’ın da yolsuzluk konusunda daha etkin çalışmalar yapmak üzere yeni MYK’da yer alacağı tahmin ediliyor.

Prof. Dr. Hurşit Güneş’in kız kardeşinin Prof. Dr. Sencer Ayata ile evli olması nedeniyle iki isimden birisinin MYK’da bu dönem olmayabileceği belirtiliyor. CHP tüzüğünde 2. dereceden hısımlığa kadar akrabaların aynı kurul içinde görev yapamayacağına ilişkin düzenleme yer aldığından Kılıçdaroğlu’nun bu iki isimden birini tercih edeceği, tercihini Ayata’dan yana kullanacağı kaydediliyor.

CHP’nin Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı için emekli büyükelçiler Osman Korutürk ve Faruk Loğoğlu ismi konuşulurken, Faik Öztrak’ın tekrar Ekonomik ve Mali Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yarndımcılığı’na getirilme ihtimali üzerinde de duruluyor. Korutürk ve Loğoğlu’nun koordineli bir biçimde aynı sorumluluğu paylaşabileceği de ifade ediliyor.

Kılıçdaroğlu’nun, kurultayda en az oy alan Gürsel Tekin ve Sezgin Tanrıkulu'nu Genel Başkan yardımcılıklarına getirebileceği düşünülüyor ve Süheyl Batum'un Genel Sekreterlik'ten Genel Başkan Yardımcılığı'na kaydırılıp Genel Sekreterliğe yeni bir ismin atanmasının da gündemde olduğu ifade ediliyor.

İsimler neyi ifade ediyor?
Olağanüstü Kurultay’da yeni Parti Meclisi’nin belirlenmesinin ardından günlerdir CHP Merkez Yönetim Kurulu’na kimlerin gireceği üzerine tahminlerde bulunuluyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun tercihini blok listeden yana kullanması, eski Genel Başkan Deniz Baykal ve eski Genel Sekreter Önder Sav yanlısı isimlerin çok büyük ölçüde listede yer almaması anlamına gelirken Kılıçdaroğlu’nun parti içinde egemenliğini tescillediği görülüyor. Kendisine yakın isimleri MYK’ya alması beklenen Kılıçdaroğlu’nun partiyi daha halkçı, daha sol tandanslı bir çizgiye sokmasına dair beklentiler yine boşa çıkacak gibi görünüyor.

Görev alacak isimler henüz net değil, ancak CHP’nin Merkez Yönetim Kurulu’nda sol unsurlar barındırmayacağı neredeyse netleşmiş durumda.Üzerinde durulan isimler CHP’nin giderek sağcılaştığını bir kez daha gözler önüne seriyor.

Kurultay’da Gerek Deniz Gezmiş ile Che Guevara bereli Kılıçardoğlu’nu birlikte gösteren “68 ruhuyla halkın iktidarını kuruyoruz” pankartıyla gerek yapılan konuşmalardaki sosyal devlet vurgusuyla sol bir atmosfer yaratılmaya çalışılırken ilgili partinin yönetici kadrolarının “solcu” olduğunu iddia etmek mümkün değil.

Kürt sorunu, cemaatleşme gibi başlıklarda çekinceli duruş da, işsizliğe, yoksulluğa son verileceği vaatleri ile yaratılmaya çalışılan sembolik sol atmosferi boşa çıkarıyor.

Bu ekip mi yapacak?
Kılıçdaroğlu kurultay konuşmasında 41 başlığa değinerek, bunların halka verilen birer söz olarak kabul edilmesini istedi.

Kılıçdaroğlu’nun vaatleri arasında YÖK’ün kaldırılması, eğitimin parasız hale getirilmesi, medyanın özgür ve bağımsız olması, işsizlik ve aile sigortası uygulamasının geliştirilmesi, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması, taşeron işçiliğin kaldırılması, 4/B ve 4/C’ye son verilmesi gibi başlıklar da bulunuyor. Hatta Kılıçdaroğlu, “Üreticinin baş tacı olduğu bir ekonomik düzen kurulacaktır” ve “Ekonomi sıcak paraya değil, 'çalışana, üretene alın terine' teslim edilecektir” ifadeleri ile konuşmasını taçlandırıyor. Ancak MYK’ya girmesi beklenen isimlerden de anlaşılabileceği gibi, CHP’nin bu “sol” söylemlerin altını dolduramayacağı bir hayli açık.

Patronlar ile kurulan bağlar, Kürt sorununa bakış, AB ile daha sıkı ilişkiler geliştirilmesi, laiklik konusunda yumuşanması, aydınlanmacılık başlığında geri duruş, son aylarda atılan adımlar ve yapılan açıklamalar birlikte düşünüldüğünde olası MYK’daki bazı isimler CHP'nin ne yönde 'yenileceği' ve 'değişeceği' konusunda oldukça fazla fikir veriyor.

Öğrenciye “faşist” diyenler burada
Genel Sekreterlik görevine son verilebileceği düşünülen Süheyl Batum’un yine de MYK içinde görev alacağına kesin gözüyle bakılıyor. Sağcı bir kimliğe sahip olan Batum, Demokrat Parti genel başkanlığının kıyısından dönüp CHP’ye genel sekreter olmuştu. Hatta CHP’ye üye olmasının ardından Hüsamettin Cindoruk'a CHP'ye üye olma çağrısı yapmıştı.

TÜSİAD'ın 1992 yılında hazırlattığı "İdeolojilerden arınmış, liberal Anayasa" olarak anılan Anayasa taslağını yazan ekipte yer alan Batum, ayrıca TÜSİAD'ın Görüşler dergisinde yazdığı yazılar ve TÜSİAD için hazırladığı AB raporları ile de dikkat çekiyor.

Son olarak Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu ile birlikte öğrencilerin yumurtalı protestosuna maruz kalan Batum, olay sonrasından öğrencilere “faşist” bile demişti. Batum, "Bir arkadaş, ‘Ben Anayasayı dinlemek istiyordum’ diyor. Sen, 'Ben istemiyorum' diyerek... Faşist budur, bu kadar basittir. Ünlü bir söz vardır ‘Bana mutluluğun resmini çizebilir misin?’. Mutluluğun resmini değil ama faşizmin resmini çizebilirsin" ifadelerini kullanmıştı.

Piyasacılar eksik değil
MYK’da görev alacağına kesin gözüyle bakılan bir diğer isim ise ‘parlak’ kariyeri ile dikkat çeken Umut Oran. Bir tekstil şirketi sahibi olan Oran, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığı, Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanlığı, Dünya Hazır Giyim Federasyonu Başkanlığı, Avrupa Tekstil ve Hazır Giyim Organizasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. Bir gazeteye verdiği röportajda "İş dünyasının teminatı benim, sorun olmayacağına dair güvenceyi veriyorum” ifadesinde bulunmuştu.
Halkçılaşma söylemleriyle öne çıkan Kılıçdaroğlu’nun Umut Oran gibi isimleri parti merkezinde tutarak iş dünyası ile dirsek temasını koruması dikkat çekiyor.

Çarşafçılar da hazır
Kurultay’da en az oyu almasına rağmen MYK’ya gireceğine kesin gözüyle bakılan Gürsel Tekin ise “çarşaf açılımı”nın mimarı olarak biliniyor. Önder Sav ile yaşadığı çekişme ile sürekli gündeme gelen Tekin, Sav'ın tasfiyesi ile birlikte Örgütlenme ve Örgüt Yönetimi sorumluluğunu üstlenmişti. Zaman ve Yeni Şafak gazetelerine verdiği röportajlar ile dikkat çeken Tekin, “Bu coğrafyada üç bin yıldır çarşaf var. Yaşam biçimlerine saygı duyacağız. Çarşaf açılımı başarılı olmuştur. Rozet takılanlar istifa etmedi. Sadece Eyüp’te aday olamayan biri tepki gösterdi. Ablam da başörtülü. Kadıköy Belediyesi'nde tek türbanlı vardı, benim yanımdaydı. 10 yıl çalıştı. Onlar türbanı siyasallaştırılınca bizimkiler de siyaseti onun üzerine kurdu. O da yanlış, bu da” sözlerinin sahibi.

Zaman gazetesine verdiği röportajda açıkça laikliği eleştiren Tekin, "Laiklik tartışması yok toplumun gündeminde. Şeriat gelecek, komünizm gelecek... Hep bu korkularla büyütüldük" demiş, CHP'nin "Çarşaf Açılımı"nın merkezi olan İstanbul'da yaratılan CHP modelini Türkiye'ye uygulayacaklarını belirterek, "kesinlikle uygulamak zorundayız. Aksi takdirde önümüzdeki dönemde siyaset boşluğu kabul etmez. Ciddi sıkıntılar da olur" diye konuşmuştu.

Tekin’in ticari kariyeri de bir hayli dikkat çekiyor. Tekin,“Kafeden sonra petrol işine başladım. Ciddi bir petrolcü oldum. PÜİS’te (Petrol Ürünleri İşverenleri Sendikası) aktiftim. Oğlum Ulaş yetişti, petrol işine o devam ediyor. Benzin istasyonumuz Antalya’da. Ağırlıklı olarak dağıtımdır bizimki. Sanayi kuruluşları, fabrikalara yakıt veriyoruz. Siyaset, benim için hep ticaretin önüne geçti. Yoksa başka boyutta olurdum" demişti.

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart da Tekin’e yakın duran isimler arasında. MYK’da yer alabileceği düşünülen Kart, Konya’da bir ilköğretim ilkokulunda türban takma girişimini gündeme getirmiş, Daha sonra yaptığı açıklamada “türban avında” olmadığını belirtme ihtiyacı duymuştu.

Strateji uzmanı da tamam
Bu kesim arasında öne çıkanlardan biri de parti meclisi üyesi, CHP Bilim, Yönetim ve Kültür Platformu Başkanlığı yapan Sencer Ayata’nın da MYK’da yer alacağı tahmin ediliyor. Sosyoloji profesörü olarak CHP’nin ‘seçmen tabanı’, ‘üniversiteler ve türban’ gibi başlıklarında söz sahibi olan Ayata, CHP için ortaya attığı “yeni orta sınıf” formülleriyle biliniyor.

CHP’nin dar gelirli kesimlere seslenmesi gerektiğini de belirten Ayata, CHP’nin daha da toplumsallaşabilmesi için hedef kitle olarak merkeze “yeni orta sınıfların” konulması stratejisini uygun bulmuştu. Ayata’nın “yeni orta sınıflar” kavramı, toplumun emekçi karakteri zayıf, tüketimci, üst sınıflara öykünen kesimlerini kapsıyordu.

(soL- Haber Merkezi)