Meslek liseleri ne işe yarıyor?

Ülkemizde dört binden fazla meslek lisesinde on binlerce öğrenci eğitim görüyor. En azından bir zanaat sahibi olup işsiz kalmama düşüncesiyle bu liseleri tercih eden öğrenciler geleceksizlikle karşı karşıya bırakılırken, akla bir soru takılıyor: Meslek liseleri ne işe yarar?

Liseler Ne Durumda? yazı dizisi – 3
Liselerde kimler at koşturuyor?
Liselerde kimler eğitim veriyor?

Ucuz iş gücü sağlamaya yarar
Meslek liseleri, yetiştirdiği genç işçileri piyasanın ihtiyacı doğrultusunda işlerlik kazandırmaya yönelik eğitim veriyor. Bu liselerde eğitim, nitelik ve bilimsellik açısından değil, pazarlanabilirlik açısından değerlendiriliyor.En düşük maliyetle maksimum kâr elde etme amacıyla hareket eden şirketler için meslek lisesi öğrencileri büyük nimet. Bu, “Mesleki Eğitimde İşbirliği” konulu bir toplantıyla “Eğitimlerin piyasa ihtiyaçlarına uygun olarak belirlenebilmesi” kararının alındığı 2010-2012 Orta Vadeli Program’da Çalışma Bakanlığı tarafından dile getiriliyor. Meslek liseleri, piyasa koşullarına uyum sağlayabilen ucuz işgücü yetiştirmek amacıyla faaliyet gösteriyor.

Bu doğrultuda Okul-Sanayi İşbirliği projeleri yapılıyor. Büyük şirketler, genellikle sanayi sitelerine yakın yerlere kurulan endüstri meslek liseleri ile ortak projeler yürütüyor. Koç, Sabancı ve Borusan gibi holdingler kendi adlarıyla meslek liseleri yaptırıp eleman yetiştirirken, bazı şirketler de liselerle proje anlaşması yapıyor.

ToyataSa’nın, Şişli Motor Meslek Lisesi’ne 100 bin dolarlık eğitim laboratuvarı açması ve Renault’nun Bağcılar Endüstri Meslek Lisesi’nin motor bölümünün atölyesini kurması, ilk akla gelen örneklerden. Koç Grubu’nun MEB’le birlikte gerçekleştirdiği “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” projesi de bunlardan biri. Proje “Gençlerimiz iş arıyor. İşverenlerse iyi yetişmiş çalışan bulmakta zorlanıyor” gerekçesiyle hayata geçirilmişti.

Ücretsiz emek sömürüsüne yarar
Meslek lisesi öğrencilerinin staj koşullarıyla ilgili yasal bir düzenleme olmadığından, öğrencilerin çoğu ücret almadan stajyer olarak çalıştırılıyor. Bazı okullardaki “şanslı” öğrencilerse, aylık 200 TL’yi bile bulmayan düşük ücretlerle haftanın 3-4 günü çalışmak zorunda bırakılıyor. Üstelik öğrenci, işveren tarafından da notlandırıldığından, işyeri kararlarına itiraz edemiyor. Öğrencinin lise başarısı üzerinde işverenin etkisi olması öğrenci üzerinde türlü yaptırımlar uygulamaya yarıyor. Öğrenciler iyi bir not alabilmek için uzun bir staj süresi boyunca her türlü keyfi davranışa, hak gaspına ve ağır çalışma koşullarına katlanıyor.

Sermayenin daha çok kâr etmesine yarar
Şirketler, kendilerine ucuz işgücü sağlamanın yanı sıra, okul açma ve stajyer çalıştırma uygulamalarıyla vergilerden de muaf oluyorlar. Ayrıca çıraklık eğitimi süresince genç işçinin sigorta maliyeti tamamen devlete ait olduğundan, şirketler sigorta masraflarından da kurtuluyor.

Meslek liselerinde okuyan öğrenciler okul giderlerine ek olarak malzeme alımı gibi masrafları kendileri üstleniyor. İşçinin hizmet içi eğitim süreci normalde şirketlerin sorumluluğundayken, meslek liseleri bu eğitimi sağladığından, sermaye hizmet içi eğitim maliyetinden de “sıyrılmış” oluyor.

Ara eleman yetiştirmeye yarar
Zor koşullarda komik ücretlerle çalıştırılan meslek liseli öğrencilerin alanlarında uzmanlaşmasının da önü kesiliyor. Şu anki eğitim sistemiyle, mesleki eğitim kurumları, sermayenin ihtiyacını karşılamak üzere ara eleman yetiştirmiş oluyor.

Meslek liselerinde mesleki formasyona yönelik ve pratik ağırlıklı dersler büyük bir ağırlık oluştururken, temel derslerin birçoğu eksik bırakılıyor. Bir meslek liselinin öğrenmediği ders ve konulardan sorumlu tutularak üniversite sınavına girmesi de, daha baştan dezavantaj sağlıyor. Katsayı uygulaması kadar meslek liselerinin sadece mesleğe odaklanan müfredatı, öğrencileri belli başlı bölümlerde okumaktan mahrum bırakıyor. Öğrenci eğitim aldığı alanda mühendislik bölümü tercih edemiyor. Örneğin makine bölümünden mezun bir öğrenci makine mühendisliği okuma şansına sahip değil.

Böylelikle alanda uzmanlaşmanın önü kesiliyor ve sektörlerin ara eleman ihtiyacı karşılanıyor.

Katsayıyı bahane etmeye yarar
Son zamanlarda meslek liselerinin en çok "kullanıldığı” yerlerden biri de katsayı tartışmaları. Katsayı uygulaması, meslek lisesi öğencilerinin mağduriyeti üzerinden değerlendiriliyor. İmam Hatip Lisesi mezunlarının İlahiyat dışındaki fakülteleri de tercih edebilmesini sağlayacak katsayı uygulamasının kaldırılması kararı, meslek lisesi öğrencilerinin lehine gibi gösterilmeye çalışılıyor.

Meslek liselerinin mağduriyetinin sebebi piyasa ihtiyacına yönelik, tek yönlü eğitim iken meslek liselilerin üniversiteye giriş sınavında ladıkları düşük puanlardan eğitim sistemi değil katsayı sorumlu tutuluyor.

Katsayı kararı Danıştay’dan döndüğünde İmam Hatip Lisesi mezunları için “üzülen” dinci basının, olayı “Danıştay, öğrencilerin ufkunu karartan bir karar verdi”, " ‘Biz de bu ülkenin çocuklarıyız, öğrencileriyiz’ diyen meslek lisesiler, kararı verenlerin haksız bir uygulamanın altına imza attığı görüşünde birleşiyor” gibi ifadeler kullanarak haberleştirmesine şaşmamak gerekiyor.

Meslek Liseliler ne diyor?

Hasan, Manisa Hasan Ferdi Turgutlu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi
İki yıl önce okulumuzla Bosch arasında bir anlaşma imzalandı. Önceleri bizim için de büyük firma olması iyi bir deneyim olur diye düşünüyorduk. Termoteknik alanında da bilgi sahibi değildim açıkçası. Ben Kaynakçılık öğrencisiyim. Bu sene mezun olacağım ve 2 senedir Bosch'ta çalışıyorum. Ancak bu sene mezun olunca Bosch beni işe almayacak, bunu biliyorum. Elbette bir şeyler öğrendim, ben onlardan faydalandım ama onlar bizden daha çok faydalandı, bunun farkındayım.

Onur, Gaziosmanpaşa Meslek Lisesi
Benim meslek liseleri ile ilgili temel şikayetim çok uzun saatler boyunca çalışmak zorunda bırakılmamız. Günde en fazla 8 saat çalıştırılmamız gerekirken 12 saatten fazla çalıştırılıyoruz. Bazı arkadaşlarımızın mesaisi 14 saati buluyor. Cumartesi günleri en fazla 4 saat çalıştırılmamız gerekirken 8-10 saat çalışıyoruz. Hatta Pazar günleri de çalıştığım oldu benim. Staj yerimizi okulun ayarlamaması da ayrı bir sorun. Kendimiz bulmak zorunda kalıyoruz ve devlet kurumları bizi almıyor. Özel sektörde çalışmış oluyoruz ve çok daha fazla yoruluyoruz. Ailelerimiz bizi meslek liselerine işsiz kalmamamız için gönderdi. Ancak şu anda kaç saat çalıştığımı, işten yorgun argın döndüğümü görünce pişman oluyorlar.

Esra, Selçuk Kız Meslek Lisesi
Bizim okul gerçekten kalabalık bir okul. Ancak çok sayıda öğrenci olmasına rağmen kültürel faaliyet yok denecek kadar az. Sinema, müzik, tiyatro öğrenciler arasında konuşulan konulardan değil. Meslek liselerinin diğer sorunlarının yanı sıra kültürel anlamda da geri kaldığını düşünüyorum ben. Üstelik cemaatlerin çok yaygın olduğu da bir gerçek. Sıklıkla bizi evlerine çağırıyorlar. Üst sınıflar bize “ablalık” yapıyor. Buna dur demek için de kalabalık olmak gerekiyor.

Alper, Dr. Oktay Duran Matbaa Meslek Lisesi
Okulda sürekli para toplanmasından şikayetçiyim. Temizlik personeli kadrolu çalıştırılmıyorlar ve paraları ödenmiyor. Bütçe ayrılmış durumda değil. Bizden katkı payı alarak maaşları ödeniyor. Staj dosyası için ayrıca para topluyorlar. Bir de bana en garip geleni de öğrencilerin bastığı kitabı yine aynı öğrencilerin para verip satın almak zorunda olması. Biz matbaa meslek lisesi öğrencileriyiz, meslek kitaplarımız okuldaki matbaada basılıyor ve öğrencilerin emeğiyle basılıyor. Ancak öğrenciler bu kitapları bir de üstüne para verip almak zorunda bırakılıyor.

Rıdvan Çöpürkaya, TKP Genç İşçi Komitesi
Meslek liselerinde çok sayıda sorun vardır. Çünkü buralarda okuyan arkadaşlarımızdan kalifiye eleman olmaları beklendiği için birinci sınıftan başlayarak üzerlerinde ağır bir sömürü vardır. Bu arkadaşlarımız bölümleri üzerine haftanın belirli günleri günde 10 saat olmak üzere atölye dersleri görürler ve bu atölye derslerinde yaptıkları işlere göre not alırlar. Fakat buralarda yaptırılan işlerin büyük çoğunluğu ögrencilere not verildikten sonra piyasaya sürülür ve bu üretilen metalardan okul ve Milli Eğitim para kazanır. Bir de bu arkadaşlarımızın staj sorunları vardır. Dördüncü sınıfta staj yaparlar ve birçok işletmede staj notlarını patronlar verdikleri için ücretsiz çalıştırılırlar ve ağır şartlarda her türlü riske rağmen sigortasız çalıştırılırlar. Bunun yanı sıra bu arkadaşlarımıza üniversite okuyacak ögrenci gözü ile değil de çalışacak işçi gözüyle bakıldığı için okulda gördükleri dersler normal liselere göre daha az ve düşük seviyededir. Bunların tümüne karşı mücadele edilmesi gerekmektedir.

Peki nasıl mücadele etmek lazım? Birlikte çözüm aramak gerekiyor. En küçük örnek okulların adıdır. Mesela Oktay Duran Matbaa Meslek Lisesi. Oktay Duran denilen kişi Türkiye’nin en büyük matbaalarından Cem Ofset’in sahibidir. Bu adamın amacı eğitim vermek filan değil, tam olarak kalifiye eleman ve ucuz emek gücü yetiştirmektir. Bunun gibi birçok okul var. Aydın Doğan İletişim Meslek Lisesi var mesela. Düzen bize ucuz emek gücü ve hazır işçi gözü ile bakıyorsa ve buralarda tarikatların ve ocakların örgütlenmesine izin verip kendi işçi sınıfını yaratmaya çalışıyorsa bizim bu alanlara müdahale etmemiz gerekiyor. Biz Genç işçi Komitesi olarak Yurtsever Cephe İşçi Birliği (YCİB) içerisinde kurduğumuz Genç işçi kolları ile bölgesel bazda hangi okulda bir sorun varsa buralara müdahale etmek ve meslek liseli arkadaşlarımızı YCİB bürolarında toplayıp sorunlara ortak mücadele başlıkları geliştirmeyi hedefliyoruz. Amacımız, düzenin kendi işçi sınıfını yetiştirmesine izin vermeden hakkını arayan bilinçli bir genç işçi toplamı yaratmak.

(soL - Haber Merkezi)