Feroz Ahmed: "Cumhuriyet tam bir kopuştur"

Türkiye'ye yerleşen Feroz Ahmed, Cumhuriyetin, Kürtlerin, "Demokratik açılım" adıyla masaya sürülen projenin tartışıldığı günlerde yaptığı açıklamalarla ilgi uyandırdı.

"Modern Türkiye'nin oluşumu", "İttihat ve Terakki", "Bir kimlik peşinde Türkiye" gibi kitaplarıyla tanınan Hint kökenli Osmanlı ve Türkiye tarihçisi Prof. Dr. Feroz Ahmed, Akşam gazetesinden Nagehan Alçı'ya röportaj verdi.

Feroz Ahmed, liberal-muhafazakar tarih yazımcılarına eleştiri anlamına gelen bölümler içeren röportajın başlangıcında güncel bir konuya değinerek, "Ergenekon"un İttihat ve Terakki'nin devamı olarak gösterilmeye çalışılmasını yanlış bulduğunu belirtti. Ahmed, Kemalist hareket ve Cumhuriyet'in de, yönetiminde Osmanlıcı bir ekip olmakla birlikte İslamcılar ve milliyetçiler dahil birçok fraksiyonu barındıran bir şemsiye organizasyon olarak tanımladığı İttihat ve Terakki'nin devamı niteliğinde olduğu tartışmalarının uzun süredir gündemde olduğunu hatırlattı.

Ahmed, bu tartışmaların, Cumhuriyetin tam bir kopuş anlamına geldiğini savunan tarafı olduğunu belirtti. İttihat ve Terakkiciler'in, Sultan gitse de halifenin Cumhuriyetin başına geçmesini, böylelikle daha güçlü bir devlet olunacağını düşündüklerini söyleyen Ahmed, bu fikre karşı olan Mustafa Kemal'in tam da bu nedenle kopuşun temsilcisi olduğunu savundu.

Cumhuriyet: Normal olmayan siyasi koşulların ürünü
Feroz Ahmed, İttihat ve Terakkicilerle karşılaştırıldığında gücü zayıf olan Mustafa Kemal'in Cumhuriyeti nasıl olup da kurabildiğine ilişkin soruya ise, "politik olarak kartlarını çok iyi oynadı. Meclisi kontrol etti. Ancak eğer Şeyh Said isyanı olmasa olaylar nasıl gelişecekti, bilmiyoruz. Bu isyan nedeniyle olağanüstü koşullara geçildi. Böylece Kemalistler muhalefeti kontrol edebildiler. Parti kapattılar, seçim olmadı. Siyaset normal koşullarda yapılabilseydi ve seçimler erken yapılsaydı, herhalde İttihatçi gelenekten gelen paşalar kazanırdı, çünkü geçmişin prestiji onların lehineydi" şeklinde yanıt verdi.

Millet olamayan Kürtler ve Kürt sorunu...
Feroz Ahmed, 1919'da 'Türk milleti' diye bir şey olmamakla birlikte bir milli-devlet olunması gerektiğine dair fikir birliği olduğunu belirterek, "devlet vardı, milleti yaratmak gerekiyordu. Bence o zamanki milliyetçilik, vatanseverlik olarak tanımlanabilir. Mustafa Kemal, 'bu topraklarda yaşayan Çerkes, Kürt, Arap herkes Türk' diyordu" dedi.

Kurtuluş Savaşı'nda Kürtlerin Türklerle birlikte savaştığını belirterek, peşi sıra gelişen Şeyh Said ayaklanması ve diğer ayaklanmaların Kürt milliyetçiliği ile değil olsa olsa aşiretçilikle ilişkilendirilebileceğini savunan Feroz Ahmed, "o zamanlar, Kürtler bir millet değildi, hâlâ değiller... Şimdi olacaklar mı, bilmiyorum. Ama bu onlara dil ve eğitim özgürlüğü vermenin önünde engel değil. Bir söz vardır: Tahta gibi olacağına, esnek bambu gibi ol, böylece kırılmazsın. Bence Türkiye öyle olmalı" diye konuştu.

"Laiklik de sekülerlik de 'birileri'nin işine gelmez"
Kemalist hareketin tüm reformları ile ataerkil düzene saldırdığını, bugünün Türkiyesinde ise ataerkil sisteme kayış başladığına işaret eden Ahmed, bu anlamda laikliğin de zayıfladığını belirtti.

Laikliğin yerine sekülerliğin getirilmesi tartışmalarına da değinen Ahmed, "halbuki bunun ne olduğu tam olarak bilinmiyor. Devletin tamamen dinin dışında kalması demektir. Mesela devlet okullarında kesinlikle dini hiçbir imge olmayacak. Düşünsenize, Türkiye sekülerleşse devlet okullarında Ramazan ve Kurban bayramları olmayacak mesela. Özel okullarda istediğinizi yapabilirsiniz ama devlette kurallar sıkı çiziliyor. Bu Türkiye'de sorun çıkarır" diye konuştu.

Osmanlı bahsi nerede, dinci basın da AKP'siyle orada!
Feroz Ahmed röportajı, dinci basının da dikkatini çekti. Cumhuriyetin kuruluşu ve Kürtler üzerine değerlendirmelerle de ilgiyi canlı tutan röportaj, önde gelen dinci haber sitelerinden birinde, Ahmed'in açıklamalarında yer almasa bile, "Feroz Ahmed'in 'AKP'nin Osmanlılığı'nı yorumladığı" spotuyla haberleştirildi.

(soL - Haber Merkezi)