DTP açlık grevini başlattı

Demokratik Toplum Partisi (DTP) üyeleri 14 Nisan'da başlayan partilerine yönelik gözaltı ve tutuklamaları protesto etmek için açlık grevine başladı.

soL (HABER MERKEZİ) Diyarbakır Koşuyolu Parkı'nda toplanan yaklaşık 10 bin DTP'li açlık grevi başlattı. Partilerine yönelik 14 Nisan'da başlayan gözaltı ve tutuklamaları protesto eden DTP'liler 2 gün boyunca açlık grevine devam edecek.

Açlık grevine DTP Eşbaşkanları Ahmet Türk ve Emine Ayna, DTP'li milletvekilleri ile DTP'li 98 belediye başkanı, DTP MYK ve PM üyeleri, DEP eski Milletvekili Hatip Dicle, Abdullah Öcalan'ın kardeşi Mehmet Öcalan ve Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) bünyesinde çalışmalarını yürüten sanatçılar katıldı.

'Operasyon siyasal ahlaka sığmaz'
Partisine yönelik operasyonu "siyasal çizgilerine, halkın irade haline gelmesine, barışçıl özlemlere karşı girişilen, siyasal ahlaka sığmayan bir saldırı olarak nitelendiren Türk, "18 yıllık siyasal geleneğimiz tasfiye edilmeye çalışılıyor" dedi.

Bugün yaşanan acı, karmaşa ve gözyaşının nedeninin devletin izlediği inkar, asimilasyon ve bunun yarattığı şiddet olduğunu ifade eden Türk, "Bu neden iyi okunup açığa çıkarılmadan Kürt sorununun bugünki durumu doğru bir tarzda ele alınamaz. Bu sorun özü itibariyle Türkiye'nin demokrasi ve Kürt halkının özgürlük sorunudur" dedi.

Hükümetin, hatta Genelkurmay'ın bile zaman zaman dağdakileri indirme amaçlı bazı politikaların gerekliliğine vurgu yaptığını anımsatan Türk, "partimize yönelik bu darbe ile adeta dağa çıkma teşvik edilmektedir" dedi.

'Hükümet bizi dağa çıkmaya teşvik ediyor'
Türk şöyle devam etti: "Kürt siyasetine olduğu kadar, Türk halkının da barışçıl ve demokratik özelliğini dirilten umutlarına, demokrasi dinamiklerine bunların talep ve özlemlerine vurulan bir darbedir. Bu seçimde açığa çıkan demokratik siyasetin başarısını barışçıl bir zemine dönüştürme şansı veren PKK'nin 1 Haziran'a kadar sürdüreceğini açıkladığı çatışmasızlık kararı ve bu süreçte gelişebilecek diyalog ve uzlaşıya karşı da ağır bir darbedir. Bu temelde hükümet Kürt Sorunu'nun demokratik ve barışçıl çözümünden yana olanlara bir cevap vermiştir. Bu cevap, sorunu çatışmasızlık ortamı içerisinde ve diyalog yoluyla çözme yerine bastırma, inkâr ve tasfiye politikaları ile geçmişte uygulanan ve sonucu belli yöntemlere mahkûm etmenin ısrarı ve itirafıdır. Biz, bu iki günlük açlık greviyle hem demokratik siyaset yönetim anlayışımızda ısrarlı olacağımızı hem de demokratik siyasetin birer öncüsü neferi ve yürütücüsü olacağımızı bir kez daha belirtiyoruz. Ayrıca, bu seçimde açığa çıkan başarı ve 1 Haziran'a kadar oluşan çatışmasızlık kararının yarattığı barış havasının heba olmaması için demokratik siyasi direnişimizde ısrarcı olduğumuzu belirtiyor ve diyoruz ki DTP susturma silahları sustur, silahları sustur. Barış için diyalogun önünü aç. İradesiz ve siyasetsiz bir Kürt olmayı asla kabul etmeyeceğiz. Onurlu bir yaşam onurlu bir duruştur. Bu nedenle buradayız. Ya onurlu bir yaşam ya hiç. Ya özgür iradeye dayalı demokratik bir siyaset ya da hiç."