Bir üniversite öğrencisinin Doçentlikten Dekanlığa jet hızıyla geçen Devran’ın durumunu eleştirmesi önce bir dönem sonra 1 hafta uzaklaştırmayla cezalandırıldı. Bu cezanın aktörü olan Devran’ı tanıtmaya dönük ikinci haberimizse, “emekçilerin ve halkın nasıl tavlanacağını” anlatan Dekan Devran’ın seçim kitabı…
Seçimin ilk galibi Devran oldu
2004 yılında Akşam gazetesinde Hülya Ünlü’nün yaptığı haberde Devran, “'Mesaj, Strateji ve Taktikler-Siyasal Kampanya Yönetimi” kitabıyla seçimler sonuçlanmadan asıl kazanan oldu. Sebebi, seçmenlerin” nasıl kandırılacağına dair taktik veren kitabın yok satması oldu.
“Çay içerken fotoğraf çektir ve güreş yap”
Adaylara seçmen tavlama taktikleri veren Devran’ın halkı kandırmak için verdiği taktikler ise birbirinden ilginç.
“Vatandaşlarla çay içerken, evinizde çocuklarınızla güreşirken resimler çektirin” diyen Devran, “açığınız varsa ilk hamleyi siz yapın, örneğin gayri meşru çocuğunuza sahip çıkın” diyor.
Açık kapatmada usta olan Devran, kararın ardından çıkan haberleri üniversiteyi ve kendisini yıpratmak amaçlı olarak tanımlayarak ilk hamleyi kendi yapmıştı.
Televizyona çıkmadan olası 20 soru belirleyip, ekiple birlikte deneme çekimi yapılmasını tavsiye eden Devran, giysilerin de hedef kitleye göre seçilmesini öğütlüyor.
“Halkçı imaj çizin”
Halkçı imajı çizilmesini ve rakiplerin eksikliklerinin avantaja çevrilmesini isteyen Devran, boyu kısa olan adayların tabure üstüne çıkması tavsiyesinde bulunuyor.
“Güzin ablayı herkes arıyor taktik istiyor”
'Siyasal Kampanya Yönetimi' adlı kitabı ile Devran’ın adayların, 'Güzin Ablası' olduğuna değinilen haberde, Devran, yurdun dört bir yanından arayan belediye başkan adaylarının kendisinden taktik istediğini söylüyor ve ekliyor, “parti liderleri kitabımı toplu olarak alıp adaylara dağıttı.
İşte Devran'ın adaylara halkın nasıl kandırılacağının yolunu gösteren önerileri:
• Halkın kafasındaki aday konsepti ile örtüşün. Nasıl bir imaj vermek istiyorsanız, öyle fotoğraf çektirin. Örneğin halkçı bir imaj vermek istiyorsanız, vatandaşlarla çay içerken, sempatikseniz çocuklarla, güçlü ve ciddi iseniz masa başında çalışırken fotoğraf çektirin. Vatandaşlarla çay içerken, evinizde çocuklarınızla güreşirken resimler çektirin
• Televizyonda tartışma programına çıkmadan önce iyi çalışın. Sorulacak olası 20 soruyu belirleyip, deneme çekimi yapın. Sorulara verdiğiniz yanıtlar sizi ikna ediyor mu ona bakın.
• Tartışmanın oturarak ya da ayakta yapılması çok önemli. Rakibiniz uzun boylu ise oturduğunuz yerin altına bir platform yerleştirilmesini sağlayıp, boy farkını ortadan kaldırın.
• Halk tarafından tanınmayan adaylar, önce kendilerini daha sonra da projelerini tanıtsınlar. Tanıtımda diğer adaylardan üstün yönlerinizi ön plana çıkarın.
• Hakkınızdaki gizli bir gerçek ortaya çıkarsa, hemen kabul edin. Geçmişinizde ilgili bir olayda rakibinizin size saldıracağını anladığınız an, o konuyu siz açıklayın.
Örneğin gayri meşru bir çocuğunuz var. Ortaya çıkıp, 'Evet, böyle bir çocuğum var, ona sahip çıkıyorum, okutuyorum, babalık görevimi yerine getiriyorum' deyin.
• Muhalefet parti adayı iseniz olumsuz bir strateji izleyin. İktidar partisinin icraatlarını eleştirin, eksikliklerini ön plana çıkarın.
• Rakiplerinizin eksik yönlerini avantaja çevirin. Örneğin diksiyonu düzgün değilse televizyonda tartışma programına çağırın.
• İmajınızı değiştirmek için televizyon tartışmalarını kullanın. Uzlaşmaz bir insan olarak tanınıyorsanız, düzeyli ve saygın bir tartışma yapın. Rakibinize imalı sorular sorup, onu savunma pozisyonuna itin.
• Dile hakim olmak avantajdır. Hazırcevap ve nüktedan adaylar ilgi çeker.
• Kıyafet seçime çok dikkat edin. İmajınıza ve katıldığınız aktiviteye göre elbise seçin. Bir adayın spor kıyafet giymesi, fular takması, fötr şapka giymesi, bıyıklı ve bıyıksız olması kişiliğe ilişkin pek çok ipucu verir.
Üniversite geri adım attı, cezayı savunmak Emre Aköz'e düştü
Bu arada Marmara Üniversitesi, Mikail Boz'a verilan cezada, gelen tepkiler üzerine geri adım attı. Boz'un 6 ay uzaklaştırma olan cezası bir haftaya düşürüldü.
Ancak, "yandaş" kalemlerden Emre Aköz, konuyu saptırmakta ve cezayı savunmakta geri durmadı. Dekana "herif" diyene verilen cezanın "normal" olduğunu ve "herif"in hakaret içerdiğini iddia eden Aköz, bu haberi yayımlayan Milliyet gazetesine de çatarak, "Bir Milliyet muhabiri patronuna 'herif' dese ceza almaz mı?" diyerek, bir fakültenin dekanı ile bir şirketin patronunu aynı yerde gördüğünü itiraf etmiş oldu.
Aköz'ün iddiası, "Dekanı eleştirdiği için okuldan uzaklaştırıldı" diye verilen Milliyet haberi, aslında "28 Şubat haberciliği"!
(soL - Haber Merkezi)