Bilimsel dergilerde 'sahte editör' skandalı!

'Avcı' tabir edilen bilimsel dergi görünümlü para tuzakları, sahte editörleri bile işe alıyor! Yeni bir araştırmaya göre, aralarında Türkiye’den dergilerin de olduğu pek çok yayın gerçekte varolmayan bir editörü işe kabul etmiş, hatta kendisine kârları da paylaşmayı önermişler. Bulgular, bilimsel yayıncılığın kamu faaliyeti olması gerektiğine işaret ediyor.

bilimsoL - Ekin Sağlıcan

Son zamanlarda bilim dünyasında yeni bir sorun peydah oldu: Motivasyonu kaliteli bilimsel çalışmaların paylaşılması değil, yazarlardan para kazanmak olan bilimsel dergi görünümlü ‘avcı’ dergiler. Bunlar kendilerine gönderilen makaleleri gerçek bir hakem değerlendirmesi süzgecinden geçirmeden internette açık erişim makale görünümünde yayınlıp, para kazanıyorlar.

Makalelerini yayınlanmasına hevesli kimi saf veya kötü niyetli araştırmacılar da bu dergilere, güvenilirliklerini sorgulamadan araştırmalarını gönderebiliyorlar. Bu sayede mezun olmayı veya akademik merdivende yükselmeyi umuyorlar.

Bir derginin kalitesi, doğal olarak o derginin editörleriyle ilişkili. Bu editörler, dergiye gelen bir makalenin hangi hakemlere gönderileceği, reddedilmesi, tekrar gözden geçirilmesi ya da kabul edilmesi üzerinde söz sahibi olan kimseler. Elbette editörlerin o alanda yeterli bir bilgiye sahip olmaları gerekiyor.

Polonyalı araştırmacı Katarzyna Pisanski ve arkadaşları bu meseleyi daha kapsamlı bir biçimde incelemeye karar vermişler ve elde ettikleri sonuçlar bir hayli ilginç. Anna O. Szust isimli hayali bir bilim insanı yaratıp, bu isim altında 360 adet dergiye editör olmak için başvuru göndermişler ('Oszust' Polonyaca sahtekar demek).

Bu sahte karaktere de kimi uydurma bilimsel başarılar atfedip sadece özgeçmişinde belirttiği bir bağlantı ile ulaşılabilecek bir enstitüde pozisyon sahibi olduğunu iddia etmişler. Herhangi bir literatür veritabanında atfa sahip olmayan bu hayali kişinin hayali profili, editör olmaya yeterli olmaması gerekecek şekilde hazırlanmış. Özgeçmişinde belirtilen kitaplar ve kitap bölümleri ise herhangi bir arama motorunda bulunmayacak şekile, uydurma yayınevleriyle hazırlanmış.

“KÂRI PAYLAŞIRIZ”

Araştırmanın ortaya koyduğu ilginç sonuçlardan bazıları ise şu şekilde:

Dergilerin %13'ü, bu sahte karakleri, kimileri saatler içerisinde olmak üzere sorgusuz sualsiz editörlüğe kabul etmişler. Hatta dergilerden birkaçı Szust'u hemen baş editör ilan etmiş!

Toplam 93 dergi Szust'un başvurusuna cevap vermişler; ancak, ona dergilerinde herhangi bir pozisyon önermemişler. Bu sahte editöre verilen red cevapları, kaba ve küçümseyen kısa mesajlardan, gerçekten nasıl editör olunabileceğini açıklayan daha uzunca ve kibar bir dille yazılmış mesajlara kadar değişiklik göstermiş.

En azından bir düzine dergi, Szust'u para yahut başka türlü bir kâr karşılığında işe alabileceklerini belirtmişler. Bu dergiler arasında 50 dolarlık bağış isteyenlerden tutun, 750 dolarlık bir abonelik ücreti talep edenler dahi varmış.

Kimi dergiler, daha sonra konuşmacıların makalelerinin yayınlanacağı bir konferans düzenlemesini teklif etmişler. Bir yayıncı, elde edilecek kârın %60'ı derginin, %40'ı Szust'un olacak şekilde paylaşılmasını bile önermiş. Szust, iki kere de baş editör olarak yeni bir dergi başlatması yönünde teklif almış.

Bazı dergiler, Szust'u editör olarak kabul etmenin önkoşulu olarak, makalelerini bir ücret karşılığında sadece kendi dergilerinde yayınlamasını talep etmişler. Yine başka bir dergi, eğer Szust veya arkadaşları dergiye bir makale gönderilirse haberdar edilmelerini istemişler ve o makalalerle özel olarak ilgileneceklerini belirtmişler.

Dergilerin yaklaşık dörtte biri ise başvuruyu reddetmişler.

Türkiye’den yayın yapan ve çalışma kapsamına alınan 11 “akademik” dergiden beşi de Szust’u hemen kabul edenler arasında.

BİLİMSEL YAYINCILIK KAMU FAALİYETİ OLMALI

Bilimsel araştırmaların yayınlanması, günümüzde bilimin, bilgiyi paylaşarak ve birikerek ilerlemesi gerekliliğinin çok daha ötesine geçmiş durumda. Pek çok yüksek lisans derecesi, bilimsel dergilerde yayın çıkartmış olma önkoşulunu gerektirmekte. Bazı ülkelerdeki araştırmacıların sahip oldukları pozisyonları kaybetmemeleri, yani işten çıkarılmamaları için yılda belirli sayıda makale yayınlamaları gerekiyor. Bu anlamsız rekabet koşulları, hem bilimin ilerlemesine ket vurmakta hem de burada gördüğümüz gibi bilimsel dergilerin güvenilirliğini kaybetmesine neden olmakta.

‘Avcı dergiler’ piyasa ekonomisi ve akademik rekabet kültürünün en garabet sonucu. Ancak Elsevier, Macmillan ya da Springer gibi kaliteli yayıncıların da büyük kâr paylarıyla çalıştıklarını ve tartışmalı yayın pratikleri olduğunu unutmamak gerekiyor.

Bilimsel araştırmalar neredeyse istisnasız kamu kaynaklarıyla desteklendiğine göre, bilimsel yayınların yalnızca internet üzerinden açık erişim olması yeterli değil - aynı zamanda bilim yayıncılığı da kâr amacı gütmeyen kamu kurumlarınca yürütülmeli.

İlgili haber: http://www.nature.com/news/predatory-journals-recruit-fake-editor-1.21662