New York’ta bir “Che heykeli”

DÜNYA SOLA DÖNÜYOR - KÜBA ve LATİN AMERİKA yazıları

Che, hâlâ gericilerin tüylerini diken diken etmeye devam ediyor. Bu seferki örneğimiz, ABD'nin kalbi New York'tan.

Bir süredir New York'taki Central Park'ın girişlerinden birisinde, bir "Che heykeli" duruyordu. Nasıl olur da New York'un merkezindeki parkın kapısında, geleni geçeni bir eşkıya selamlar efendim? Cumhuriyetçi Parti'den 10 meclis üyesi, derhal bir bildiri yayınlayarak, New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg'den heykeli oradan kaldırmasını istediler.

Indiana'dan Dan Burton'un gönderdiği ve diğer 9 Kongre üyesinin de imzaladığı bildiride, Che Guevara "ABD'nin açık bir düşmanı", "Sovyetler Birliği'nin baskıcı ve totaliter politikalarının destekleyicisi" ve hatta bir defasında New York'a karşı nükleer silah kullanmayı önermiş bir kişi (!) olarak niteleniyordu.

Mektup 22 Mayıs'ta basında yer buldu. Heykel 27 Mayıs'ta kaldırıldı.

Yalnız olaya daha yakından bakınca, bazı ayrıntılar dikkat çekiyor.

Tunç heykelin sahibi, Alman heykeltraş Christian Jankowski. Heykel, Public Art Fund tarafından düzenlenen bir sokak sergisinin parçası. Ve geçtiğimiz Kasım ayından beri parkın girişindeki yerinde bulunan heykelin gösterim süresi, 27 Mayıs'ta sona eriyordu.

Evet, heykel 10 Cumhuriyetçi meclis üyesinin bildirisinden birkaç gün sonra kaldırıldı, fakat bildiri nedeniyle değil, zaten programa göre 27 Mayıs'ta kaldırılacaktı. Yani bu külyutmaz "vatanseverler", Kasım'dan beri orada duran heykeli ancak gösterim süresinin bitmesine birkaç gün kala fark etmişler.

Dahası da var. Cumhuriyetçilerin bildirisinde, "Bu adamın sembolik görüntüsü, kurbanları ve kurbanlarının aileleri için bir moda olayı ya da sanat eseri değil, onun elinden çektikleri zalimliğin korkunç bir hatırlatıcısıdır" diye anlatılan, zaten hiç kurcalamasalar birkaç gün sonra kendiliğinden oradan kaldırılacak olan "Che heykeli", aslında Che'nin heykeli de değil!

Publis Art Fund sözcüsü Gabby Fisher, "Yaşayan Heykeller" adlı sergide yer alan üç heykelin "tarihsel figürlerin anıtları değil, gerçek insanları taklit eden Barselonalı sokak sanatçılarından ilham alarak gerçek ve hayali karakterleri birleştiren eserler" olduğunu söylüyor. Yani heykeldeki, Che gibi giyinmiş olan bir Barselonalı. Diğer iki heykelden biri Sezar kılığına bürünmüş, diğeri ise Salvador Dali'nin bir resmindeki esrarengiz kadın figürüne kendini benzetmiş kişileri temsil ediyor.

Ama karşı karşıya olduğumuz, yalnızca "bir grup aptal ABD'li meclis üyesi" değil. Bunlar, ABD gericiliğinin "seçkin isimleri". Bildiriyi kaleme alarak Belediye Başkanı'na gönderen Dan Burton, ünlü Helms-Burton yasasının iki mimarından birisi. Diğer isim Jesse Helms resmi adı "1996 Küba Özgürlük ve Demokratik Dayanışma Yasası" olan yasaya popüler dilde Helms-Burton denmesinin sebebi de bu iki ismin soyadları.

Helms-Burton, Sovyetler'in çözülmesinin ardından nasıl olup da ayakta kalabildiği anlaşılamadığı için gericilerin köpürdüğü 90'lı yıllarda, Küba'ya karşı ablukayı sıkılaştırmak için çıkarılmış bir yasa.

Tabii, kambersiz düğün olur mu? Bildirinin imzacılarından ikisi, Ileana Ros-Lehtinen ve Mario Díaz-Balart, Miami'deki Küba devrimi karşıtı mafyanın en tanınmış, insanlıktan çıkmış isimlerinden.

ABD'nin Küba karşıtı politikasının ardında, böyle aptal gericilerin imzası var işte.

Haftaya da -gündem bizi sıkıştırmazsa- Helms-Burton yasasının, yani ablukaya bugünkü halini veren yasanın, neleri içerdiğine ve ne anlama geldiğine bakalım.

[email protected]