Küba’da tarım atılımında durum ne?

DÜNYA SOLA DÖNÜYOR – KÜBA ve LATİN AMERİKA yazıları

Raúl Castro’nun devlet başkanlığına gelmesinden bu yana Küba’da sürekli dillendirilen ekonomik gelişim ve verimliliği artırmanın en önemli ayağı olarak tarımsal üretimin artırılmasına öncelik verilmişti. Bir yasa değişikliğiyle kullanılmayan topraklar küçük üreticinin kullanımına açıldı, birtakım düzenlemeler yapıldı. Bu yasa değişikliğinin üzerinden bir yıldan fazla süre geçti, ve elde birtakım veriler birikti. Kısacası, henüz başarılı olunamadı.

Arada sırada değiniyorum, bir daha özetleyeyim: Bugün Küba’nın en büyük sorununun ekonomik olduğunu düşünüyorum. Bir kısırdöngüden çıkmaya çalışıyor ülke: Maaşların düşüklüğü nedeniyle insanlar az çalışıyor ve dolayısıyla verim düşüyor, öte yandan ise, bu verimlilikle ekonomiyi ayağa kaldırmak bir türlü mümkün olmuyor. İşte Küba Komünist Partisi liderliğinin bu kısırdöngüye müdahalesi, yüzde 70 ithalata bağımlılığın olduğu tarım sektöründe ülkeyi güçlendirmek yönünde oldu.

Kübalı gazeteci, Progreso Semanal’in editörü Manuel Alberto Ramy, önce Ulusal İstatistik Bürosu’nun verilerini incelemiş, sonra da arabasına atlayıp köyleri gezmiş. Ben de onun topladığı verileri aktaracağım.

2009 Ağustos ayı itibariyle Küba’nın tarımsal üretimindeki düşüş eğilimi sürüyor. (Ağustos’un geçen seneki kasırga felaketinden önceki son ay olduğuna dikkat!) Bir önceki seneye göre tarımsal üretim yüzde 7.7 oranında düştü. Düşüş, et ve süt üretiminde yüzde 11’i buluyor.

Yumru ve kök bitkileri ile muz üretiminde düşüş oranı yüzde 10,7. Bunun en büyük sebebi, kasırgaların muz ağaçlarına verdiği hasar. Köylüler, muz ağaçlarının çok yavaş eski haline döndüğünü belirtiyor. Muz üretimi yüzde 38,4 düşmüş. (Muzun kızartmadan sulu yemeğe çok çeşitli yemeklerde kullanılan önemli bir besin maddesi olduğunu eklemek gerek. Biz Küba’da yaşamaya gitmeden önce muzun kızartıldığını duyduğumuzda, arkadaşların uzun süre alay konusu olmuştu bu durum – muz kızartması nasıl olur hayal dahi edemiyorduk! Meğer çeşit çeşit muz varmış Küba’da. Örneğin kızartmalık muz öyle yeşil ve serttir ki, vursanız kafayı yarar. Ama muz kızartmasının gayet lezzetli olduğunu ekleyebilirim.)

Tüm ürünlerde gerileme olduğunu ise söyleyemeyiz. Örneğin tatlı patates (boniato) üretimi yüzde 42,2, patates üretimi ise yüzde 50,7 arttı. Öyle ki, eskiden pazarda alınıp satılması yasak olan patatesin alım-satımı serbest bırakıldı. Eskiden karaborsada satılıyordu, şimdi 1 pesodan pazarda bulmak mümkün.

Kasırgaların ardından kısa sürede hasat alabilmek için bunların ekimine yönelinmesiyle birlikte, sebze üretiminde yüzde 5,4 artış yaşandı. Artış domateste yüzde 42,8’i buluyor. Pirinç üretimindeki yüzde 47,2’lik artış da dikkat çekiyor. Fasulye üretiminde de yüzde 30-8 artış sağlandı. Mısırda ise yüzde 22,2 düşüş söz konusu.

Narenciye üretiminde de yüzde 45,3 düşüş yaşandı. Uzmanlar, bu düşüşün greening adlı bir virüsten kaynaklandığını belirtiyor. Adada çaresi bulunmayan virüse yakalanan ağaçları yakmak gerekiyormuş. Meyve üretimi de genel olarak yüzde 6 düşmüş. Bunda da kasırgada ağaçların zarar görmüş olması etkili.

İstatistiklere göre en verimli üretim yapan sektör, kooperatifler ve küçük üreticiler, yani devlet dışı sektör. Ekili toprakların yüzde 24’ünü temsil eden bu sektörün, bazı ürünlerin üretimindeki payı şöyle: Yumru ve kök bitkilerde yüzde 44,4, muzda yüzde 53,5, sebzede yüzde 60, pirinçte yüzde 48, domateste yüzde 68, sarımsakta yüzde 88, mısırda yüzde 71,5, fasulyede yüzde 72 ve meyvede yüzde 67. Demek devlet çiftliklerindeki verim sorunu sürüyor.

Ancak asıl sorun, ürünlerin pazara ve tüketiciye ulaştırılmasında. Bu alanda tekel olan devlet şirketi, bugünkü haliyle çok hantal bir şirket. Köylülerin en büyük şikayeti, devlet şirketinin ürünlerin ulaşımını zamanında yapmaması. Birçok köylü, traktör ya da kamyonu olan bazı “özel girişimcilerin” eline düşüyor bu sebeple. Örneğin beş aydan fazla beklememesi gereken tatlı patatesin pazara ulaştırılmasından önce yedi ay geçebiliyor. Hayvancılık yapılan bir devlet çiftliğinin yöneticisi, bazı zamanlar ürünlerin 48 saat beklediğini belirtiyor. Bunlar hem maliyeti, hem de kaliteyi olumsuz yönde etkiliyor. Resmi olmayan rakamlara göre geçen sene domatesin yüzde 30’u bu sebeplerden kaybedilmiş.

Özetle, tarım alanında Raúl yönetiminin attığı adım, henüz istenilen sonuçlara ulaşılamadı. Bunda kasırga felaketinin ciddi bir olumsuz etkisi olsa da, halen birçok başlıkta eksiklik, kusur, uyuşukluk ve hantallık olduğu göze çarpıyor. Ancak hükümet, bu sorunu çözmek konusunda kararlı. Ve tarımsal üretimin artırılması, Küba’nın bugünkü ekonomik sıkıntılarını aşması için temel şartlardan birisi.

[email protected]