İdam

Birazdan o sandalyeye çıkacak.

Oğlunun katili.

Yedi yıl önce. Oğul, Abdullah. 20’lerinde daha. Kasabanın çarşısında gezerken, bir başka genç omuz atmış. Omuz atan, Balal. Abdullah’la Balal kavgaya tutuşmuş, Balal kapmış oradan bir bıçak, saplamış Balal’a.

Oğul, ölmüş.

İran Şeriat Mahkemesi, 6 yıl sonra “kısas” demiş. Basit işte, o size ne yaptıysa, siz de ona aynısını yapacaksınız. Kısas. Ne kolay değil mi, mahkeme için karar vermek... 1400 yıl önce koymuşlar kanunu. Tanrı’nın buyruğu: Aranızda halledin.

“Ara” yok ki artık... Abdullah yok.

Anasıyla babasına düşmüş bu iş. Balal’ın canını alma işi.

Şeriatta böyle. İdam varsa, ipi sen çekeceksin. Canını veren, can almalı. Basit işte.

Birazdan o sandalyeye çıkacak Balal. Gözleri bağlı, ölümü bekleyecek. Gideceksin, ilmiği boynuna geçireceksin, sandalyeyi ittireceksin.

* * *

Ana baba, ufak oğulları Emirhüseyin’i 11 yaşında motor kazasına kurban vermiş. Abdullah, ikinci çocukları onlardan koparılan.

Öc alacaklar mı? Kimden, Balal’dan mı?

Altı yıllık mahkemenin sonunda şeriat hakiminin ağzından “Kısas” çıkınca, her gün, her saat bu soru mıh gibi çakılı akıllarında, zifiri karanlık zihin dünyasında hapis kalmışlar.

İdam tarihi belirlenmiş, yollarını bulamamışlar henüz o zifiri karanlıkta, “Nevruz’a birkaç gün var, ertelensin” diye dayatmışlar.

Sonra, Abdullah’ın anası rüyasında görmüş oğulu. “Biz burada iyiyiz anam” demiş, “kısas yapma.” Ağlaya ağlaya uyanmış ana.

Sonunda, bu haftaya yeniden gün kesilmiş. Darağacı yok hazırda, belki de hep dalında asılı cansız vücutla hatırlayacakları bir ağaç istemiyor ahali, inşaat iskeleleri kurulmuş meydana, kasaba halkı toplanmış, iki oğulun ana babaları, akrabaları orada.

Birazdan o sandalyeye çıkacak Balal.

* * *

Çıktı. Gözleri kara kumaşla bağlı, ayağında mavi şalvar, üstünde siyah ceket. Polis beklemedi, geçirdi ilmiği boynuna.

Abdullah’ın anası babası yanaştı. Her şeyi yutan bir sessizlik içinde, her şeyi yıkan hıçkırıkları duyuldu Balal’ın anasının.

Abdullah’ın anası gitti, vurdu Balal’ın suratına. Baba, ilmiği boynundan çıkardı.

İttirmediler sandalyeyi.

Balal’ın anası koştu, iki ana birbirlerine sarıldı, birbirine karışan hıçkırıklar, onlarca ağızdan çıkan nidaların arasında duyulmadı.

* * *

İran Öğrencileri Haber Ajansı’ndan Araş Hamuşi’nin çektiği o sandalyenin fotoğrafını gördüğümden beri, ötesini berisini düşünemiyorum.

“Nasıl olur” diyorum kendi kendime, “nasıl olur” diyorum.

İnsanlık tarihinin ortaya çıkardığı iktidar araçlarını kullanarak bir başkası hakkında idam kararı verip bunun için para alanlara talimat vermek mi daha “insani”, “öldüreceksen kendin öldür” diyen kadim kanun mu, onu bile kestiremiyorum.

Not: İdam gününün diğer fotoğrafları için tıklayınız