Teneke dibin kara...

On yıla yakın bir zamandır sabahın erken saatlerinde kapısı çalınan her devrimci, her yurtsever, ürpertiyle, “geldiler” endişesiyle açıyordu kapısını... Şimdi muktedir gericiler diyorlar ki “bu işi devlet içindeki çeteler yaptı”. Ne zaman diyorlar bunu, “çete” kendilerine yönelince... Bakın o çeteler bu yurdun güzel insanlarını, devrimcileri, yurtseverleri alıp götürüp hayatlarını karartırken neler demiş, iktidardaki asıl çetenin mensupları… Moda deyimle, şöyle bir internette gezinirken rastladığım, kimi dün/bugün konuşmalarından minik bölümler aktarıyorum, fazla söze hacet kalmasın diye...

Başbakan RTE: Eğer bugün hakimlerimiz, savcılarımız hiçbir baskı ve tehdide boyun eğmeden görevlerini yapabiliyorlarsa, güven verici bir gelişmedir. Bundan kim neden rahatsız olabilir? Bunu kim, neden engellemeye çalışabilir? Bakınız ortada son derece ağır, son derece vahim iddialar var. Anayasamıza, yasalarımıza göre suç teşkil eden ithamlar var. Bırakalım yargı işlesin, bırakalım hukuk işlesin. Bırakalım ak ile kara ortaya çıksın. Süreci bulandırarak, hakimleri, savcıları tehdit ederek hiç kimse bir yere varamaz. (21.04.2009)

Ortada çok çok kirli bir operasyon söz konusu. Şunu çok açık söylemek durumundayım, 14 ay dinleme, izleme yapılıyorsa bu konuda kendi üstlerine haber verilmiyorsa, buradaki mühendislik yolsuzlukla değil siyasi mühendisliğin bir başka versiyonudur. Bu da bir nevi çetelerdir. Bunların Türkiye’deki uzantıları, uluslararası boyutu var. (18.12.2013)

Bşb. Yrd. Arınç: Emekli orgenerallere ait ses kayıtları ortaya çıktı. Neler konuşmuşlar, neler söylemişler. Allah’a çok şükür ediyorum ki Türkiye bunların zamanında bir savaşa falan girmemiş. Neler var neler... Konuşuldukça bu ülkede neler varmış, kimler ne yapmış, kimler kimlerle işbirliği yapmış, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü kimler dinamitlemiş... AK Parti iktidarı bütün bunlara karşı nasıl dimdik ayakta kalmış bunu görüyoruz. (12.03.2009)

Bu görüntüleri internette gördük herhalde değil mi? Sosyal medyada, ben henüz onun gerçeklik noktasını bilmiyorum. Savcı beyin elindekileri bana gösterme imkanı yoksa, nasıl oluyor da bunlar internette yayınlanabiliyor? Bu çirkin bir şey ayıp bir şey. Yayımlanması gerçekten suç olan bir konuda benim görüşümü almayın. Ben onun henüz gerçekliğinden bile emin değilim. (18.12.2013)

AB Bakanı Bağış: Türk basınının, medya özgürlüğünün, ifade özgürlüğünün en önemli güvencesi Ak Parti hükümetidir... Türkiye’de yürüyen bir yargı süreci vardır. Bu gazeteci arkadaşlarımızı gözaltına alma niyetini ortaya koyan savcımız da, bu niyeti onaylayan hakimimiz de bağımsız Türk yargısının mensuplarıdır. Onlar kendileri yaptıkları açıklamalarla bu gözaltına alınmaların, meslekleriyle alakalı olmadığını, başka birtakım delillere dayalı olduğunu belirtmişlerdir. (17.03.2011)

Doğrusu şahsımla ilgili delil olduğu iddia edilen ve basından okuduğumuz görüntü ve tapelere bakarken bir adli soruşturmanın içeriğinden ziyade bir komedi yayını okuduğumu hissettiğimi itiraf etmek durumundayım. Yayımlanan sözde belgeler ilk bakışta dahi birçok çelişkiyi içinde barındırmaktadır. Esasen sözüm ona araştırmacı muhabirler illegal şekilde kendilerine servis edilen sözde delillere en azından bir göz atsalardı bu çelişkileri yakalayabilirlerdi. (20.12.2013)

Akepe Gn. Bşk. Yrd. Çelik: Sayın Türkân Saylan, bazı kız çocuklarına Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği faaliyetleri kapsamında burs verdiği için bu soruşturmaya konu değil. Sayın Haberal organ nakli yaptığı için, iyi bir cerrah olduğu için içeri alınmıyor. Netice itibariyle kimse sorgulanmaz, hesap sorulmaz, dokunulmaz konumda değildir. (17.03.2011)

Biz büyük fotoğrafı görmek zorundayız. Sen 14 ay bekleyeyim, suç kabarsın diyorsan, birbiriyle alakasız 3 olayı bir araya getireyim diyorsan insanların eleştirisinden de kurtulamazsın. Hükümetin bu konuda bir çalışması var mı bilmiyorum ama bana sorarsanız, kim olursa olsun sabahın 5’inde evi basılıp gözaltına alınıyorsa bu doğru değildir. (17.12.2013)

Mehmet Barlas: Neticede demokrasi gerçeklerin rejimidir. Saçma sapan komplo teorileri üzerinde yapılan siyaset, demokrasiye değil kakokrasiye yakışır. Olumlu olumsuz her gelişmenin altında Amerikan parmağı aramak da aslında zihni tembelliklerin, gerçeklerden kaçış noktası değil midir? (20.08.2009)

Belli ki Başbakan Erdoğan’ı ve AK Parti iktidarını hedef alan kriminolojik destekli siyasal saldırı cephelerinde, çok ortaklı bir ittifak var. Bu ittifakın üyeleri arasında İsrail güdümlü ABD parmağının varlığını, Halk Bankası’nın da açılan cephelerden biri olmasından anlamak mümkün... (20.12.2013)

***

“Sözün bittiği yer” dedikleri burası olmalı... O zaman “Ne diyim ne söylüyüm, ölü bizden olmayınca/ Bir diktatöre ağıt mı olur, kırkı birden ölmeyince...” Bir Kafkas söylencesini biraz değiştirip, bir kez daha hatırlatarak, bu baskı, zorbalık, zulüm, yalan, kumpas, dolandırıcılık, sahtecilik, defterinin bir an önce dürülmesini hızlandırmak için, yaşayan her canlıyı, bulundukları her yerde, bir kez daha sol cephede mücadeleye çağıralım. Sizler çok iyi biliyorsunuz ki dişe diş amansız bir mücadeledir, ülkeyi çıkartacak olan bunca kirli karanlıktan.