Saadet Arıkan Özkal’ın anısına

Kırmızı çatkılıydı, ‘o’ kadınlardandı. İKD’nin Şişli Şube Başkanıydı. Komünistti, feministti, şarabı margaritayı severdi. Fosur fosur sigara içerdi. Dansöz olmaya bile yeltenmişti. Şaka değil, ailesi engellemişti.

İ.T.Ü.’nin inşaat mühendisliği sınıfında tek kız öğrenciydi. Cenazesini sınıf arkadaşları eşleriyle yaşlı gözlerle ‘tek kızımız’ öldü diye gelmişti. Meral Okay’dan bile tehlikeliydi. O herifler sezemedi. Mayınlı, tuzaklı yolları birlikte yürüdük.

Ülkemizin sayılı kalıp mühendislerinden, ENKA’nın teknik müdürlerindendi. Edebiyat, inceleme, antropoloji işletme, tıp ve fizik alanlarında on yedisi Almancadan, on biri İngilizceden yirmi sekiz kitap çevirdi. Literatür Yayınları’nın, Remzi Yayınevi’nin, Optimist’in editörüydü. Evren Paşa’nın azlettiği eski maliye bakanı Vural Arıkan’ın küçük kız kardeşiydi. Bakan ‘memurlarıma işkence yapamazsınız’ demişti. Yarım parlamento olarak ünlenen eski milletvekili Türkan Arıkan’ın da küçüğüydü.

12 Eylül’de tutuklandığında kimin nesi olduğunu söylemeye tenezzül bile etmemişti. Tutuklayanların ‘hanımefendi bizi işimizden edeceksiniz, neden kim olduğunuzu söylemediniz’ serzenişi içini ezmişti.

Evlerin apansız baskınlarda ‘postal koktuğu zamanlardı’. Anne Sabriye Hanım hayatta, teyze Şükran Hanım minik Zeynep’i şahin gibi korumaktaydı.

İstanbul kültür başkenti etkinliğinde ‘Saklı Bahçeler Bir Şişli Esintisi’ni yazdı. Eşsiz tattaki kitabına hastalanıp yattığı hastaneyi almamıştı. Kendine sakladığı klinikte veda etti. Son gördüğümde narin bedeni güler yüzüyle hastane odasındaydı. Şakalaştık, şarap içme rekorumuzu kıracaktık. Sekiz buçuk şişeydi rekor. Sonrası yoğun bakım, sonrası yok…

Latife Tekin’in ‘rüzgâr sekreteri’, Sevinç Öztaş ise sahici sekreteriydi. Ölümün kod adı yok mu? Sahi, senin kod adın neydi? Sevinç bilir. Sormalı. İlk buluşmana geldiğin gibi, işaret-parolasız bu kez. Arkan temiz benden beş dakika önce kural gereği kuşkusuz. Adım maço parti sorumlusuna çıkar yoksa.

Etiler, Güvercin Durağında. Her zamanki saatte bekliyorum. Ölüm de ne? Aklım ermez…