‘Uğurlama’

Demek artık o zamanlardayız. Birdenbire, yeniden, kan ve ter içinde, yitirdiğimiz dostları anmaya bile vakit bulamadığımız zamanlara girdik... Güneşli yirmilerin telaşını kuşanıverdik... Devrimin göz kırptığı Türkiye birdenbire güneşli yirmilerini yaşamaya başladı.

Demek hava döndü.

Demek artık yine her acıyı sevinçle, her sevinci acıyla harmanlayarak yaşacağız...

Felaketleri, zaferleri ve büyük dönüşümleri aklımızın çemberinden geçirirken, acılarımızla baş başa kalmayı unutacağız. Şaşkınlık bize düşen, gerçekten de: Kavganın içinde birden aramızdan ayrılan yoldaşlarımızın yüzündeki o ışık, yüreklerimize şaşkınlık ve sonradan işlemeye başlayan bir hançer yarası olarak düşüyor. Peki.

* * *

Bir çağ yangınından geçiyoruz. Bu kadar erken parlayacağını beklemiyorduk belki ama işte ortasındayız. Türkiye devrimcilerini daha önce hiç tanımadığı ağırlıkta görevler bekliyor.

Çünkü Türkiye yönetenlerini, Türk oligarşisini çok zor günler bekliyor. Bunların, her türlü kasaplıkta, işgalde, gerici senaryoda görev üstlenmesi gerekiyor.
Örnek: Mısır yanar ve yeni hesaplar yapılırken, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry değil, Alman Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle arıyor Ahmet Davutoğlu’nu ve Müslüman Kardeşleri akıl yoluna davet etmesi için işbirliği öneriyor. Diplomatik dilde, görüş alışverişinde bulunuyorlar. Ama biz biliyoruz, önceki gün öğleden sonra yapılan telefon görüşmesinin gerçek anlamını: Mısır’daki “kardeşlerini” itidale davet etmesi ve tabii baskı uygulaması için Ankara’daki “Müslüman Kardeşler”e görev verilmiştir. Mısır’daki yoldaşlarının yola getirilmesi gerekmektedir.

Her yangında, bölgede yakılacak her ülkede Ankara gericiliğinin daha çok parmağı olacak ve Washington artık tek başına yetişemediği için Berlin duruma el koyacak.

Bölgedeki ateşte, Türk gericiliğinin iğrenç rolünü daha çok hissedeceğiz. O nedenle devrimcilerimize büyük bir sorumluluk düşüyor. Bunlar dünyayı ateşe vermeye kararlı, şimdi sokağa çıkan Türkiye halkını ve somut bir enerjiye dönüşen Türkiye aydınlanma ateşini, halk için sol bir siyasete dönüştürme zamanıdır. Bir iktidar alternatifi yaratmayı başaramazsak, sadece Anadolu değil, tüm bölge yanacak.

* * *

Böyle yaşıyoruz.

Ateşler içinde yaşayacağız artık, anladık.

Bir sanat ve devrim tutkunu Uğur Hüküm’ü, Türkiye devrim kavgasının Paris’teki bu yorulmak bilmez gazetecisini, Grup Yorum’un “Uğurlama”sı güzel anlatıyor aslında.

Devrimin en çok yakıştığı yüzlerden biri olarak aramızdaydı. Birdenbire, bize acı duyma fırsatı bile tanımadan, sıyrılıp gitti. “Sıyrılıp gelen”, oldu. Gelmeden sevgisini gönderen bebekler gibiydi geldi, aramıza karıştı, güç işlerin altına girdi, güzel bir dünya için soylu kavgasını, iyiliğini ve güzelliğini bize anı olarak bıraktı: “Sızılı bir ırmak” gibi uğurladık onu, “su olup aktı, kır çiçeklendi”...

Çiçeklendik kardeşimizle...

Şimdi çalışkanlığıyla, sevgisiyle, iyiliğiyle, fedakârlığıyla bıraktığı büyük boşluğu ve ağrıyı yenmeye çalışacağız.

Artık her acıyı ve her sevinci iç içe yaşayacağız.