-Bu iş çığırından çıktı. Ben hiç böyle bir seçim süreci yaşamadım, sanırım ülkemde yaşamadı. Bir açıktan küfür etmedikleri, kendileri gibi düşünmeyen, oy vermeyeceklerini anladıkları tüm insanları tek tek tutuklayıp içeri atmadıkları kaldı.
-Cezaevlerinde yer yok ağabey, inan yer olsa onu da yaparlar.
-Şu insanlığı “terörist, hain” ilan etme bahsi nasıl gündelik oldu farkında mısın, her tür hakaret, ötekileştirme, ayrıştırma, yok sayma, küçümseme, tehdit yetmiyor beylere.
-Paralar saçarak insanları mitinglere taşıyorlar, bu ne utanmazlıktır.
-Ne bekaymış arkadaş. Kendi saltanatları için yapamayacakları yok, yalanın bini bir para.
-8 Mart eylemi için adamlar camilerden bile nutuk çekiyorlar.
-Öte yandan varlık fonuna devredilen ne varsa tek tek satışa çıkarıyorlar.
-İşte asıl mesele bu.
-Yalan bunun üstünü örtüyor. Ekonomi battıkça, gelecekleri de battığı için son kozlarını oynayarak elde avuçta ne varsa üç kuruşa satarak saltanatlarını sürdürmenin peşindeler.
-Hepsinin satış adresi Katar.
-Görmüyorlar mı sonrasını?
-Görmez olurlar mı ama ürettikleri hiçbir şey yok, gıda ürünlerinden samana kadar ne varsa ithal ediyorlar. İthalatı yapan şirketlerde kendi şirketleri ama oradan devletin kasasına akan tek kuruş yok.
-Kendi kasaları dolu, devletin kasası boş.
-Boş ne demek tamtakır, övünerek “eksi büyüme” diye açıkladılar durumlarını.
-Ülkemin aydınlanmacı ekonomistleri geçen yıl başladılar bunları uyarmaya, uluslararası kuruluşlar da öyle, hepsini “hain, dış mihrak” ilan ettiler. Hatırla doların 7.5 lirayı gördüğü zamanları.
-Olan yurttaşlara oluyor ağabey. Halk evine ekmek götüremez duruma düşecek.
-Düştü bile, 4 ekmek alan 2 tane ile idare etmenin hesaplarını yapıyor, meyve-sebze-bakliyat-et-süt-peynir-yoğurt artık alınamaz oldu.
-Ne olacak böyle?
-200 gramlık çayı demleyecek, millet bahçelerinde bedava kek yiyip bir güzel yuvarlanacaklar!
-Buna razı olan bir damar var.
-Var tabi, din simsarlığının her tür salvosuna yenik düşmüş, akılları bile esir edilmiş bir damar.
-Ben gerçekten 31 Mart sonrasını merak ediyorum. Kâbus gibi günler ülkeyi bekliyor diye kaygılanıyorum.
-Beter olacak memleket. Tüm veriler durdurulamaz bir çöküşün çukuruna yuvarlanıldığının belgeleriyle dolu. Hayatın her alanına yeni zamlar yağacak, vergiler yeniden düzenlenip, yoksulun, işsizin ümüğüne yapışılacak.
-Anlamıyor mu vatandaş bunu?
-Anlayanı bağırıyor, anlamayanı körü körüne tapınmaya devam ediyor. Oysa Cumhuriyeti bitirenler kurdukları harami saltanatlarını sürdüremediler. Yeni Türkiye bir masaldı. Talan, yalan, düşmanlık üstüne bir masal, o da bitti. Şimdi Mart sonrası baskının, zulmün, küfrün, düşmanlığın doruğa taşındığı günlere gebeyiz.
-Ayrışma netleşecek.
-Zaten net. Bir yanda yoksulluk, işsizlik diğer yanda saltanat sürücü sürü.
-Çıkış yolları tıkandı.
-Hayır eşit, özgür, hakça, adaletli bir düzen kapı aralığında ve bir düş değil. Yeter ki birleşe birleşe çoğalmanın, aynı amaç için mücadele etmenin damarına yol açılsın. İnan işte o zaman ne saltanat kalır, ne yoksulluk, ne zulüm.