Simsarlar…

Ülkenin taşı toprağı altın olunca, simsarlık sıradan zekaya sahip her yurttaşın yapabileceği iş oluyor.

Serbest piyasa ekonomisinin kuralları, kendi asalaklarını kendi yaratıyor.

Bu yüzden olsa gerek, memleket simsarlar cenneti!

Sata-sava bir türlü bitirilemeyen tatlı lokmalar, bu simsarlar tayfasının iştahlarını kabartıyor.

Adeta, aynı kovana üşüşmüş arılar gibi.

Dile kolay, 25 Milyar dolarlık bir getiri söz konusu!

Simsarlık kelimesinin sözlük karşılığı Komisyonculuk.

Birileri, hem alımdan hem satımdan komisyon alacak.

Devlet'in kasasına ise, buhar olmuş miktarlar kalacak!

Şimdi, kentlerimizi çevreleyen ormanlık alanların, ören yerleri ve kültürel kalıtların bulundukları o inanılmaz zenginlik, bu komisyoncuların insaflarına teslim ediliyor.

Tüm insani değerlerin bile, 'dibe vurduğu' bir dönemde yapılıyor bu.

AKP ve çevresinde odaklananların yüzleri gülüyordur.

Zaman, "Osmanlı ruhunu diriltme zamanı"!

Önce, bazı yasaları budamakla başlayacaksın işe, ardından olmadı kökten değiştirirsin hukuk sistemini olur biter.

Hukukçular "Bu kanun, Anayasaya aykırıdır', "Hukuka darbedir" diyorlar, dinleyen yok.

Orman Mühendisleri Odası avazı çıktığı kadar 'talana dur' çağrısı yapıyor dinleyen yok.

TEMA nerede ise yalvarıyor, dinleyen yok.

'2B yasası', bir inatlaşma örneği olarak yasallaşmış ve uygulama için adımlar atılmışken olup bitenlerin üstüne tuz-biber eker gibi, hükümet yeni bir yasal düzenleme peşine daha düşmüş durumda!

Mecliste görüşmeleri süren 'Hukuki uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Yasası', Hukuk sistemini alaşağı ediyor.

Sistem, çoklu hukuk sisteminin ve Özelleştirmenin evet yanlış okumadınız yargıda özelleştirmenin yollarını açıyor.

Daha neler, neler.

Hukukçular ayakta, dinleyen yok.

Bir yandan da Başbakan, 'yeni bir Anayasa' söylemini tekrar gündeme taşıyor.

Anlaşılan o ki, hukuk üstünde amansız bir oyun hazırlığı var.

Seçim öncesi, 'hukuk meselesi' çözülürse, bir değil üç Ergenekon davası daha açılabilir!

Zaten, yasanın toplumda yaratacağı kargaşanın boyutlarını düşündüğünüz de, olacaklar şimdiden belli.

"Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk yasası" için İstanbul Barosu tüm hukukçulara ve yurttaşlara bir çağrı yayımladı.

İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın, meslektaşlarını ve yurttaşları "Bu tasarıya karşı başlatılacak Etkili Eylemler Zincirine Destek olmaya.." çağırırken, yasanın getirileri konusundaki saptamalar ise, durumun ne denli önemli olduğunun altını çiziyor.

Toplumsal karşılığını birlikte göreceğiz.

-"Yargı çok başlı olacak ve tüm Egemenlik haklarımızın kısıtlanması kaçınılmaz olacak."

-"Devlet Adalet'in sağlanması işlevinden vazgeçerek, uyuşmazlıkları ticari bir anlayışla ve pazarlamacılık yöntemleri ile çözmeyi öngörmektedir."
-"Bu yasa ile Uluslar arası şirketler, arabuluculuk faaliyeti yapan bürolar açarak, maktu harçla ve teminatsız olarak çok yüksek bedelli uyuşmazlıklarda yargı mercilerinin yerini alacaktır."

-"Kısaca, bu tasarının getirdiği anlayışla çok hukukluluk gerçekleşecektir."

-"Ayrıca, her tür yasa dışı oluşum ve güç odakları yargı organlarının yerini alabilecek, uygun bir ortam bulmuş olacaklardır."

İstanbul Barosu, çok daha önemli bir gerekçe ile bu yasa tasarısına karşı çıkıyor.

"Yasa, getirdiği kurallar nedeni ile, tümüyle adli sistemin yapısına aykırıdır. Tasarı da Adalet arayışının ve Adalete erişimin kolaylaştırılması söz konusu olmayıp, yasalaşması durumunda bağımsız yargı ve savunma dışlanarak, hukuk dışılığın egemen olması sonucu doğacaktır."

Ne diyelim, 'Osmanlı şaha kalkıp, at kişnetmeye başladı' demek canıma dokunuyor, ama gerçeklik böyle!

Biz bu yasa tanımazları ve kural çiğneyicileri daha önce de gördük.

Kentsel üleşim de, Kongre Vadisin de, Haydarpaşa da, Galata da, AKM de.

Bu alanların hemen hepsi için "yürütmeyi durdurma" kararları olmasına karşın, hiç biri uygulanmamıştır.

Şimdi, '2B yasası' ve 'Hukuki uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Yasası' ile yeni bir yıkım sürecine daha giriyoruz.

Tarih, bu günleri kayda almalıdır.
[email protected]