İflas ve…

-Dağ fare doğurdu ağabey.

-Dağ varmıydı ki fare doğursun, ormanı kesilmiş, su kaynakları kurutulmuş, hiç bir yaşam belirtisi yok, başında bulut bile kalmamış.

-Çorak.

-Hayır, çölleşmiş bir tepe.

-İyi ama ne olacak böyle milyonlarca insan umut bağlamış durumda bu çölleşmiş tepeye, nasıl olacakta yeşerecek, değişip gelişecek, yeni bir hayat kurup çoğalacak.

-Zor, ne işçinin umudu kaldı, ne emekçinin, işsizin, yoksulun, ötekileştirilmiş olanın, ne hakkı yenenin. Düzen yiyip bitirdi kendi çocuğunu.

-Siz 24 Haziran seçimlerinden sonra da ‘ülkede her şey yeniden dizayn edilecek, kurumlar, kuruluşlar ve işleyişleri tek elden yönetime göre şekillenecek. Tüm düzen partileri de kaçınılmaz olarak bu değişimin kendilerine düşenini alacaklar’ demiştiniz.

-Orada eksik kalan bir durum var, sağcılaşma yani daha çok din, daha çok ırkçılık, daha çok emek sömürüsü, daha çok sanat-sanatçı düşmanlığı, daha çok paranın padişahlığı.

-Laiklik ayaklar altına alınırken seyirci olmanın karşılığı.

-Cumhuriyet’in bitirilmesine seyirci kalmanın karşılığı demek daha doğru.

-Sorumu yineliyorum, ne olacak ağabey milyonlarca insanın beklentisi, sözünü ettiğimiz o çölleşmiş dağın eteğinde bekleşiyorlar.

-Buradan bir devrimcilik çıkmayacağını anlamak ve anlatmak gerekiyor. Emeğin, kardeşliğin, eşitliğin, barışın sesi soluğu, mücadele edeni başka bir yerde. Dipte daha dipte, derinde. Onu görünür kılmak, orada örgütlenip çoğalmak ve yeni büyük bir duvar örmek gerekiyor. Şarkılı, şiirli direniş gücü olan, haksızlığa, adaletsizliğe diklenen, işçilerin emekçilerin, ezilmişlerin safında bir duvar.

-Aslında tam zamanı.

-Evet, bu her anlamıyla derinleşen buhran tam tersine çevrilebilir. Yoksa ülkenin iflasıyla birlikte insanlığımızın yok oluşu da yakındır.

-Sosyal demokrasi bunu göremiyor mu?

-Görse ne olur ya da şöyle diyelim gördüler de ne oldu. 95 yıldır havanda su dövülüyor. Ne değişebildi, neyi değiştirebildiler. Gericiliğin tüm dayatmalarına çaresizce evet demiş, işine gelmiş evet demiş, patronların saltanatına susmuş, talana-yalana susmuş.

-Teslim olmuş.

-Teslim olmuş akıl akıl değildir, çürür. Sokaklar, meydanlar boş, hak arama yollarında barikatlar var, ülke ayrışmış, yoksulluk derinleşmiş, çaresizlik büyümüş, kimsesizlerin kimsesi yukarıda sözünü ettiğimiz tepeye dönüşmüş.

-Hızla iç kargaşaya savruluyoruz diyor bazı tespitler.

-Bundan dahası iç kargaşa değildir. İç kargaşayı yaşıyoruz zaten. Dahası boğazlaşma olur ki bu sonun başlangıcıdır.

-Umut yine başka bahara.

-Umut’un baharı kışı yok, örgütlen umutlan.

[email protected]