Halk düşmanı...

‘Cehalet ile bilgisizlik farklı şeylerdir.

Bilmeyene anlatırsın öğrenir ama cahile anlatamazsın, o zaten biliyordur.’

Yıllardır sanatla beslenmeyen insanın kolay biçimde sistemin bir parçası olabileceği üstüne laflar ettik.

Gericileşmeye karşı en güçlü silahın sanat olduğunu dünya örneklerini sıralamaya çalıştık ve akıl birliğinin tutkalı da değiştirmenin ve de devrimcileşmenin anahtarı da sanattır dedik.

Ülkeyi işgal eden aklın insanımızla sanat arasına nasıl duvarlar ördüğünü, yasakları, düşmanlıkları, ötekileştirmeleri, yıkımları örnekleriyle anlattık.

Düşmanlık doruklara çıktığında avaz avaz bağırıp yardım istedik!

Bu çağrıları elbette kendilerini ‘devrimci yurtsever, halkın, emekçilerin ve sanatçıların dostu’ olduğunu bildiğimiz alanlara yaptık.

Başaramadık.

Harbiye Muhsin Ertuğrul yıkılıp betona esir edilirken yalnızdık, Mehmet Aksoy’un İnsanlık Anıtı dünyanın gözleri önünde yıkılırken yalnızdık, AKM için yıkım kararına direnirken yalnızdık, Fazıl Say’a yapılan düşmanlıkta yalnızdık, Ankara’da İstanbul’da salonlarımız satılırken, yıkılırken yalnızdık.

Sergi salonlarına saldırılırken, şiirler, öyküler, oyunlar yasaklanırken, filmlerimiz sansürlenirken, karikatürlerimize cezalar yağarken, kültürel varlıklarımız peşkeş çekilirken yalnızdık.

Gericilik “bunlar bir avuç, çığırtkan sanatçı müsveddesi” diyerek, meclis kürsüsünden, meydanlardan, gazete ve televizyon ekranlarından adlarımızı sıralayarak bizleri hedefe koyduğunda da yalnızdık.

Haziran Direnişi sonrası, “Halk düşmanları, Vatan hainleri” diye listeler yayınlandı.

Talana, yalana, adaletsizliğe, hırsızlığa ve katliamları karşı çıkan tüm sanatçılar karalandık.

Sustunuz.

Üç-beş satır yazı, üç-beş eylemde üç-beş cılız destek dışında hiçbir şey yapmadınız.

Şimdi, insanlığın yüreğini kemiren asalaklar, her tür yasa dışılığı yaygınlaştırıp, egemenliklerini kavileştirirken “gericiliğe karşı sanatı silah edinmeyenler kaybedenler olacaktır, işte dünya örnekleri ortada” dediğimizde, içinizden bazıları bizlere laf yetiştiriyor, “elitist, halk düşmanı” diyecek kadar sıradanlaşıp karşımıza dikiliyorlar.

Liberal aymazlıkla aynı safta durup ‘cehaletin içselleştirilmesi’ üstüne lafazanlıklar sıralıyor, küfürler, hakaretler yağdırıyor ve bunun ‘devrimci bir davranış’ olduğunu söyleyerek aptallığı büyütüyor, Aziz Nesin ağabeyin kulaklarını çınlatıyorlar.

Hanımlar, beyler!

‘Cehalet ile bilgisizlik farklı şeylerdir.

Bilmeyene anlatırsın öğrenir ama cahile anlatamazsın, o zaten biliyordur.’

Nasıl yapalım bilemedim.

Baştan mı başlayalım, yoksa silip çöpe mi atalım.

[email protected]