Cadı kazanı

Bazen ‘haklı çıkmak’ hiç iyi değildir!

Ödenekli sanat kurumlarında yaşanacakları bir ‘müneccim gibi’ yazalı ve ortaya çıkan tüm sanatçı eylemlerinde dillendireli 4 yıl oluyor.

Anımsıyorum, “başımıza çorap örülüyor AKP kurumlarımızı yok etme hazırlığında, karşı duruşumuzu güçlü kılmazsak kaybedeceğiz” dediğimde önce liberaller sonra onların arka bahçelerindeki bülbüller, “yok böyle bir şey biz işimize devam ediyoruz” diye hileli yönlendirme yapmaktan, haber sitelerinde, dergi sayfalarında bin dereden su getirip AKP yardakçılığından geri durmadılar.

TÜSAK denen düşmanlık ortaya çıktığında bile aynı manipülasyona devam ettiler.

Şimdi takke düştü ve kel göründü!

Opera Bale’nin başına getirilen zat bir emir kulu gibi bakan efendinin talimatlarını uygulamaktan geri durmayıp, kılık kıyafet genelgesi yayınlayacak kadar ilkelleşiyor, opera sanatçıları bir belediye başkanı ile fotoğraf çektirdiler diye haklarında soruşturmalar açacak kadar saygısızlaşıyor ve kurumun aklını budayarak neyin oynanacağına karar verme yetkisini tekleştirerek kurulları yok saydığını fısıldıyor.

Bu zatın kurumdaki tüm tasarruflarının asıl kaynağı TÜSAK tasarısının içinde gizlidir. Yani söz konusu yasa daha yasallaşmadan uygulanır olmuştur.

Devlet Tiyatroları ise, kendi tarihinin en kara ve en akıl almaz günlerini yaşıyor.

Lemi Bilgin’nin yerine vekâleten atanan Mustafa Kurt için kurulan kumpasları, belden aşağı vurarak kara çalma iğrençliğini, yandaş basının ‘salyalar saçan’ sayfalarından görmüşsünüzdür. Oysa bizler, bir oyun için sansür tartışmasının olduğunu, TÜSAK tasarısına karşı çıktığı için hedefe konduğunu biliyorduk. Kurt’un istifa sonrası açıklamaları izleyenler için ortadadır.

Uzunca zamandır ‘kapıdan kovsan bacadan girecek’ denen Necat Birecik adlı şahıs ne yapıp etti, devlet geleneğinde az rastlanır bir yöntemle ama elini kolunu sallaya sallaya ön kapıdan girip kurumun başına çöreklendi.

Bu zat, Devlet Tiyatroları gibi saygın bir kurum için, hiçbir sanatsal yetkinliği olmayan, başından beri yandaş olduğu bilinen, Kocaeli’nde yaptıkları ortada olan, TÜSAK tartışmalarında sanatçıları hoyrat bir saygısızlıkla suçlayarak yandaş tutumunu gizlemeyen biridir.

Yani ‘mal’ ortadadır.

Kendisini öğrencilik yıllarından beri tanırım, birlikte oynadığımız oyunlar TV dizileri oldu.

Sözü uzatmaya gerek yoktur, çünkü Necat’ın erk olmak için yapamayacağı şey olmadığı bilinir.

Kaç yıldır adı ortalarda dolaşıyor, alandaki tüm yaratıcılar bilirler, bir ara İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın başına getirileceği söylendi.

Gecesini gündüzüne kattı, ‘el pençe divan durdu’ ya da ‘el etek öptü’ ve sonunda emeline kavuştu!

Kurumun başına atandığında deprem olacağını biliyorduk. Bölge müdürleri, sanat kurulları, Başrejisör istifalarını verdiler.

Kurum içinde örgütlenmiş sanat örgütleri, zatın bir ‘TÜSAK uygulayıcısı’ olduğunu ortak bir açıklama ile dillendirerek durumu kınadılar!

Ülkemin en saygın tiyatro yaratıcılarından Yücel Erten Usta, “Artık kurumda reji yapmayacağını ve oyunlarını geri çektiğini” açıkladı.

Şimdi, ‘ya devlet başa ya kuzgun leşe’ diyen bu zat ile kimler bölge müdürü, kimler sanat kurulu üyesi olarak çalışacak, kimler bunun ‘yardımcısı’ olacak, kim Başrejisör olacak, kimler hangi oyunları sahneleyecek, hangi oyunlar kaldırılıp yerlerine neler konacak birlikte göreceğiz.

Cadı kazanı kaynıyor ve bu kazan içinde görülen şey, bunca yıldır tiyatromuz için binlerce saygın oyun üretmiş, yüzlerce yetkin yaratıcıya ev sahipliği yapmış bir sanat kurumun talana hazırlandığıdır.

Necat Birecik’in AKP’nin sanat ve sanatçı düşmanlığı belgesi olan Türkiye Sanat Kurumu adlı müsveddenin uygulayıcısı olacağı, kurumun gericiliğin ayakları altında ezilmesi için var gücüyle çalışacağı ve Devlet Tiyatroları’nı yok edeceği gerçeği ise en çıplak olanıdır.

Bu yok etme operasyonuna karşı yapılması gereken elbette onlarca şey var ama galiba ilki, hem bütün ödenekli sanat kurumlarındaki sanatçıların-emekçilerin, hem dışarıda üreten tüm sanat alanlarındaki yaratıcıların ve seyircilerin birlikte örgütlemesi gereğidir.

Yoksa operasyon başlamıştır ve durdurmak mümkün olmayacaktır.

Cadı Kazanı içinde gericiliğe yem olmak istemeyenlere duyurulur.

[email protected]