İşçiler çiftçilere katılıyor

Odysseass Roussos'un "İşçiler çiftçilere katılıyor" başlıklı yazısı 21 Şubat 2013 Cumartesi tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Bu hafta Yunanistan’ı sarsan grev, sıradan bir grev değildi. Her grev ve eylem kendi dinamiklerine ve ayrı öneme sahip olsa da, her grevin örgütlenmesi bilinçli işçilerin bütün işyerlerinde kitleleri harekete geçirebilmek için taleplerin ve sloganların seçilmesi, onlarca şehirde yapılacak olan konuşmaların ve konuşmacıların hazırlanması (sınıf eksenli Bütün İşçilerin Militan Cephesi [PAME] 70 şehirde eylemler ve konuşmalar gerçekleştirdi), devletin baskı güçlerine patronların eşkıyalarına ve provokasyonlarına karşı grevin korunması özel çaba gerektirse de.

Diyalektik kavramını geliştirenler isimlerden Heraklitos “Aynı nehirde iki kez yıkanamazsın” der. Aynı şey birkaç gün öncesinden binlerce militanın çalışmasını gerektiren muhteşem bir grev “seli”nde biraya gelebilmek ve grev “dalgasını” yaratabilmek için de geçerli.

Gün geçtikçe yeni unsurlar eklenir. Yeni unsur örneğin, işsizliğin hızlı artışı olabilir. Resmi kaynaklara göre işsizlik yüzde 27’e yükseldi ve yüzde 60’ından fazlasını gençler oluşturuyor. Bu sefer grevin mobilizasyonunu sağlayan yeni gelişme ise ülkenin pek çok yerinde hükümetin otoriter politikalarına, ağır vergilere, küçük ve orta ölçekli çiftçiler için bir felakete dönüşecek ve büyük kapitalist tarım işletmelerinin büyümesini sağlayacak Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikaları’na karşı, çiftçilerin militan hareketliliği.

“Yollar çiftçilerin, traktörlerinin. Artık yeter” diyen korna sesleriyle doldu. Binlerce küçük çiftlik sahibi çiftçi daha iyi koşullar için arka arkaya sıralandı. Çiftçilerin hepsi hayvan yemi tohum, gübre, zirai ilaçlar ve petrol gibi pahalı ham maddeye ve kaynağa sahip olan kapitalist tekeller tarafından soyuluyorlar. Fakir ve orta düzeyli çiftçilerin çoğunluğu batmış durumda ve üretimin maliyeti, her geçen gün büyük perakendecileri ve tekel gruplarının kârını artırmak ve ithalatı güçlendirmek için artıyor. Tarımsal ürünleri çok ucuza alıyorlar ve işçilerle çiftçileri soyuyorlar.

Bu hafta yaşananlar, işçilerle çiftçilerin yan yana mücadele etmesini sağladı. İnsanların ihtiyacını karşılayabilecek ve toplumun refahını garanti edecek ucuz ve kaliteli üretim talebi gibi çok fazla ortak noktaları var. Bu ortak noktalar PAME ve Tüm Çiftçilerin Militan Yürüyüşü’nün birlikte harekete geçtiği eylemler ve ülke genelinde kendi iş yerlerine sahip olanların, küçük perakendecilerin ve mağaza sahiplerinin anti-tekel karşıtı eylemleri, öğrencilerin mücadele cephesi ve Yunanlı Kadınlar Federasyonu’nun eylemlilikleri bunların bir kısmı...

İşçi sınıfının ve toplumsal kesimlerin bu eylemlerle gösterdiği şey, sorunun daha anlaşılır bir hale gelmesini sağlıyor. Komünistler dışındaki bütün muhalefet partilerinin iddia ettiği gibi yaşanılan şeylerin hükümetin bazı “hataları” olmadığını, bunun kapitalist sistemin sömürücü doğasından kaynaklandığını gördüler. Toplumsal kesimler için ortaya konulan siyasi sorun şu: İşçiler, çiftçiler kendi işinde çalışanlar tekellerden Avrupa Birliği’nden ve bu politik güçlerin çıkarlarına hizmet edenlerden kendilerini nasıl kurtaracaklar?