Eski, yeni başbakan

Yeni başbakan “fiili durumu yasal hale getirmeyi” vaad ediyor. Fiili durumun yasal olmadığının o da farkında olmalı, aksi durumda böyle bir vaade gerek duymazdı. Eski başbakan bunu yapamadığı veya yapmak istemediği için mi görevinden istifa ettirildi? Bunu hatıratını yayımladığında, herzamanki gibi savunmacı bir tonda, refiklerine anlatacaktır.

Yeni başbakan ile eskisi arasında uslup bakımından bazı farkların olması muhtemel. Eski başbakan dış politikanın ideoloğu idi; Türkiye merkez güç olacaktı, komşularla sıfır sorun yaşayacaktık, vs, vs. Hepsi tersine çalıştı. Yenisinin böyle bir iddiası yok. Eskisi, söylem ile fiil arasında büyük bir uçurum yarattı. Yenisi ne yapacak göreceğiz!

Peki, yeni başbakan “fiili duruma yasallık kazandırmak” gerekir diyerek komşularla çatışmaya girebilir mi? Unutmayalım yasal olarak çatışma çıkarmak yasaktır. Birleşmiş Milletler şartı 2/4 madde açıkça savaşı yasaklıyor. Ben beşten büyüğüm diyen çıkar mı? Çıkarsa şaşırtmaz, fakat buna söyleyen dahi inanır mı bilinmez!

Yeni başbakan ne yapacak? Eskisi ne yaptıysa, yenisi de onu yapacak, ya söyleneni yapacak, ya da yenisiyle ikame edilecek. Memlekette başbakanlık yapacak insan mı yok…

Bu kadar hasbıhal yeter, esasa dönelim.

Merkel geldi, ne konuştular? Bilmiyoruz, fakat tahmin yürütebiliriz. Büyük olasılıkla Geri Kabul anlaşmasını konuşmuş olmalılar. Başbakan iken imzaladığı anlaşmayı şimdi Cumhurbaşkanı olarak onayladı ve Resmi Gazetede (20 Mayıs) yayımlandı. İş bitmiş diye düşünmeyin hemen. Bu anlaşmayı bakanlar kurulu yürüteceği için bakanlar kurulunun bu konuda karar alması ve o kararın yayımlanması gerekiyor. Diğer bir ifade ile Cumhurbaşkanı ben adım attım, sizin de adım atmanızı bekliyorum mesajı verdi. Hatta Temmuz’a kadar zaman tanıdı.

Cumhurbaşkanı eski başbakan 18 Mart anlaşmasını müzakere etmeye gittiğinde “temenni ederim ki başbakan 3 milyar avroyu alır getirir” demişti. Eskisi bunu başaramadı; yeni şart koşmalarla karşıkarşıya bıraktı Türkiye’yi. Bakalım yeni başbakan ne yapacak? Merkel’in ne yapacağı da merak konusu! 3 milyar avroyu verip Suriyeli sığınmacıları Türkiye’de tutun yeter mi diyecek? Eğer böyle olursa Cumhurbaşkanı vize serbestisi gerçekleşmedi, biz de Geri Kabul anlaşmasını askıya alıyoruz mu diyecek? Yakında göreceğiz.

Suriye politikası ne olacak? Rusya Federasyonu ile ilişkiler nereye evrilecek? ABD Karadeniz’de NATO’yu turuva atı olarak kullanmak istiyor. Suriye’de yapılan fahiş yanlışlar Karadeniz bölgesinde de yapılırsa, sorunun çapı çok daha genişler. Yeni başbakan bu sorunların altından kalkabilir mi? O kadar endişelenmeyin, o da sorumluluğu kendine sorumluluk yükleyene yükleyerek işin içinden çıkar diyebilirsiniz. En kötü an tam da o andır. Bütün yük halkın sırtına yüklenebilir. Sistem içi alternatif A yerine B olduğu gibi B yerine C de olur. Bunlar sorunu dönüştürebilirler fakat çözüm üretemezler. Sistemin krizleri bunlara yeni fırsatlar sunduğu için sorunu çözmek te istemezler. Maarifet o anın külfetini üstlenmek zorunda kalmayıp, alternatifini üretebilmektir.