Seçim yapalım mı tatlı kıs?

Bu sefer çok açık konuşacağım sizinle. Sözümü esirgeyen bir adam değilim biliyorsunuz. Ama halkıma dil uzatılmasına, onun iradesine ipotek konulmasına, kutsal değerlerine saldırılmasına da katiyyen müsaade etmem.

Yine de bu sefer çok açık konuşacağım. Açık ve rahat.

Hırsız olduğumu söylüyorlar. Hicap duyuyorum. Bu memleketin Cumhurbaşkanı için bu kelimenin kullanılmasına ilk ve son izin verişimdir bu.

Hırsız olduğumu söylüyor, kanıtları olduğunu, yargı üzerindeki baskılar ve dokunulmazlık zırhım yüzünden bu kanıtlara rağmen yargılanamadığımı iddia ediyorlar.

İddianız buysa peki. Var mısınız, seçime gidelim? Halk karar versin hırsız olup olmadığıma.

Hatta ötesi, tüm iddialarınızı koyun ortaya. Tabiy milli yargı açıkça suç oluşturan haysiyetsizliklere, hakaretlere izin vermeyecektir.

Ama tamam.

Katil olduğumu söylüyorsunuz, millet karar versin.

Diktatör olduğumu söylüyorsunuz. Bakın ben diktatör olsam bunu kimse öneremez. Ben öneriyorum: Millet karar versin. Seçim yapalım, sonucuna bakalım. Milli irade nasıl tecelli ederse. Katil, hırsız ve diktatör olup olmadığımı görelim.

Tüm iddialarınızı getirin koyun ortaya, millet karar versin.

Hatta içinizde kalmasın.

Seçimlerde hile yapıldığını, bu hileyi bizzat organize edip yönettiğimi iddia edenler var.

Bu çok ağır bir suçlama. Haysiyyetiniz varsa iftira konusu bile etmezsiniz.

Ama peki... Var mısınız?

Var mısınız, milli iradeye teslim olmaya.

Millet karar versin. Seçim yapalım ve seçimlerde hile yapıp yapmadığımızı milletimize soralım... Seçim sonucunda millet seçimlerde hile yaptığımıza karar verirse boynumuz kıldan ince.

Ne dersiniz?

Seçim yapalım mı?

 

Haftanın #AzizNesinlikÜlkeyizVesselam hikayesi

Cumhurbaşkanı Amerika Birleşik Devletlerine sesleniyor. İzliyorsunuz. Eyyy...

Sesleniyor, soruyor. Eyyy Manhattan muhtarı, YPG'yi niyye terör örgütü olarak görmüyorsun?

Amerika Birleşik Devletleri ses veriyor. Muhtarlar toplantısına kim katılmış bilemiyoruz. Ama toplantıda Cumhurbaşkanı'nın sarfettiği “Amerika'ya diyoruz ki 'Bu terör örgütüdür', Amerika'nın yetkilileri kalkıyor 'Hayır biz onları terör örgütü olarak görmüyoruz” sözleri yanıtlanıyor.

“Terör örgütü dediğiniz yapıları müttefikimiz olarak görüyoruz.”

Sonra atışmalar.

Uzatmayalım.

Sonra, bir noktada ABD Dışişleri Sözcüsü Kirby namlı şahıs, “Türkiye'nin bombalamanın failleri hakkındaki iddialarını doğrulamış değiliz” minvalinde açıklama yapıyor. Bu açıklama “başgana” soruluyor.

Ve yanıt veriyor: Beni Kirby ile muhatap ederseniz yanlış olur. Biz bunu Obama ile görüşeceğiz!

Obama kibar adam herhalde. “Beni muhtarlarla muhatap edersiniz yanlış olur” demiyor.

 

Geçen haftanın #AzizNesinlikÜlkeyizVesselam hikayesi yerine bu haftanın ikinci hikayesi

Canlı bombalara kendilerini patlatmadan müdahale etmenin bir hukuk devletine yakışmadığını hepimiz güzelce idrak etmiştik hatırlarsanız. Polisin elinde eşgal ve kimlik bilgisi bulunan kişilerin kanlı eylemlerle kendilerini patlatabilmeleri sorgulandığında alınan yanıt bu olmuştu. “Elimizde canlı bombacıların listesi var. Ama eyleme geçmeden onları tutuklayamayız” bu sözler derin stratejist Başbakan'ın ağzından çıkıvermişti.

Yetmiyormuş.

Davutoğlu aynı mantığı bu sefer Cerattepe'deki yağma ve doğa kıyımı hazırlıkları hakkında görüş bildirirken uyguladı. “Bütün tedbirlerden sonra Artvin'in yeşil dokusuna zarar gelirse tedbirleri alırız.” Böyle dedi.