Devletin üniversite yurtları yetmiyor mu?

Önce Gençlik Spor Bakanlığı’nın 2018 yılı Faaliyet raporundaki şu sayılara bakalım:

- Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun (KYK) 2018 yıl sonu itibariyle 689 bin yatak kapasiteli 781 yurt binası var.

- 410 bin öğrenci başvurmuş, 336 bin öğrenci yararlanmış. Raporda, başvuran/yerleştirilen oranının %82 olduğu belirtilerek başarı gibi sunuluyor. Oysa yarısını bile dolduramamışlar: 353 bin yatak boş. (1)

- Yetmiyormuş gibi yatak kapasitesini daha da artırmaya çalışıyorlar: 2018 yılı yatırım programında 165 bin 550 yatak kapasiteli yeni yurt binası ile 3 sosyal tesis projesi için ödenek ayrılmış. Bunların kimileri bitme, kimileri ihale kimileri projelendirme aşamasında.

Yurtların boş kalmasının nedenlerinden biri belki kalitesizlik belki yanlış yer seçimleri. Ancak böyle sorundan hiçbir yerde söz edilmiyor.

Tam tersi, Gençlik ve Spor Bakanlığı'na göre kalite sorunu yok. Bakan Kasapoğlu’nun 2019 yılı Bütçe görüşmeleri sırasında Plan ve Bütçe Komisyonundaki sunumundan öğrendiğimize göre; “Bakanlık yurtlarında kalan öğrenciler, rahat ve huzurlu ortamlarda, güven içerisinde öğrenim hayatlarını sürdürüyorlar.”

Onca yatak boş dururken Devlet yurtlarının öğrencilerin barınma gereksinmesini karşılamakta yetersiz kaldığı algısı yaratılabilmesi size şaşırtıcı gelmiyor mu?

Yetersizlik algısı neden yaratılır?

Bu sayede, dinci vakıf ve derneklere kaynak aktarılmasına haklılık kazandırılıyor ve üç kanaldan boca ediliyor.

1- Devlet, yetişemiyorum deyip, vergi bağışıklığı tanınan vakıflar ile kamu yararına çalışan derneklerin iyiniyetli çabalarını desteklediği imajı uyandırıyor.

2017 yılında öğrenci başına beslenme yardımı, 2018-2019 yılında barınma yardımı yapmaya başladı: Vakıflara Devlet yurtlarında kalan öğrenci başına ödenen tutarda para aktarılıyor. Onlar da maliyetlerini Devlet üslendiği için uygun fiyatlar uygulayabiliyorlar, böylelikle müşteri bulmakta zorlanmıyorlar.

2- İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde örneğini gördüğümüz üzere öğrenci yurdu olarak işletmeleri için binalar yapılıp, malum vakıf ve derneklere tahsis ediliyor. Kimlere neler verdikleri bilgisine ulaşabilmek çok zor; gizliyorlar. Geçtiğimiz günlerde İstanbul Belediyesinin TÜRGEV’e verdiği 5 yurt için 171 milyon 767 bin lira harcadığı ortaya çıkmıştı. Yeni Başkan geri almak için uğraşıyor.

3- Yurt yapacağını söyleyen özel kişi ya da şirketlere 49 yıllığına “uygun koşullarda” kamu taşınmazı kiraya veriliyor.

Kısacası yetersizlik algısı oluşturup Devleti yağmalıyorlar.

Devlet ile Vakıf yurtları arasında ne fark var?

Vakıf yurtlarının fiziki koşullarının çok daha iyi olduğunu biliyoruz. Çünkü Devlet parayı esirgemiyor, ne isterlerse veriyor.

Ancak söz konusu dinsel eğitim olduğunda biri diğerini aratmıyor. Devlet yurdunda yer buldum diye boşuna kimse sevinmesin.

Kredi Yurtlar Kurumu, tüzel kişiliği olan; özel hukuk kurallarınca yönetilen; Gençlik ve Spor Bakanlığı ile ilgilendirilmiş bir kuruluş. Özerk ama internet sitelerinde faaliyet raporlarına bile ulaşılamıyor. Neler yaptıklarını, bütçelerini Bakanlığın faaliyet raporlarından öğreniyoruz.

Bakanlığın Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan hiç farkı yok. Gençlerimizi bakın nasıl bir anlayışa teslim ediyoruz:

Değerler atölyesine 2018 yılında 220 bin kişi katılmış. “İslam kültürü ve medeniyeti”, “Ahlak ve bizi biz yapan değerlerimiz”,

Dini İlimler Atölyesinde 520 bin gence “Kur’anı kerim ve Meali; Resullah’ın Hayatı; Temel Dini Bilgiler; İslam Tarihi; Türk-İslam Bilginleri; iman hakikatleri; Kur’anı Kerimde sure meal okumaları; Hz Muhammedîn örnek ahlakı”,

Değerler Atölyesinde 200 bin gence milli ve manevi değerlerimiz,

Dil eğitimi atölyesinde 890 bin gence İngilizce, Osmanlıca, Arapça ve işaret dili (?),

Kitap Okuma Halkaları adlı projede “Kur’anı Kerim Okuma Halkaları; Kıraathaneler aslına dönüyor…” gibi dersler verilmiş. Halkalar için sayı belirtilmemiş, halka halka genişliyormuş.

“Gençler Sabah Namazında Buluşuyor”, “Ensar Muhacir Kardeşliği”, “Çaya geliyoruz” adlarında projeleri de var.

Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun düzenlediği Çınaraltı Gençlik Söyleşilerinden de söz edelim. 2018 yılında yaklaşık 89 bin gencin katıldığı söyleşilerin konularından küçük bir derleme: Peygamberimizin hayatı; Ey şehit oğlu şehit; Necip Fazıl Okumaları; Din ve Değerler; Hadisler; İslam Tarihi Sohbetleri; Benim Tarihim Mukaddes Emanetler; Asırlardır Sönmeyen Kandiller”.

Bu kadar yeter; sabrınızı zorlamayayım.


(1) 2019 yılı Mali durum ve Beklentiler raporunda sayılarda farklılıklar var. 2018 yılı Aralık itibariyle 781 yurtta 669.064 yatak kapasitesi olduğu; 30.6.2019’da 674 bine ulaştığı belirtiliyor. 

Mali Durum ve Beklentiler Raporunda yeni bilgiler de var: 28.3.2019 tarihine değin 427.148 başvuru yapılmış; 51 kez yedek liste açıklanmış, 381.837 öğrenci yerleştirilebilmiş, 292 bin yatak boş kalmış.