Demiryolu pazarı

Ulaştırma Bakanlığının internet sayfasına “Ulaştırma Devlet Politikası Oldu” yazmışlar. Haksız da değiller. Ray döşemek, gar yapmak için toplamı 55 milyar lirayı aşan projeler yürütülüyor. Yalnızca 2013-2015 yıllarında 16 milyar liranın üzerinde ödenek ayırdılar.

Bakanlığın yayımladığı Demiryolu Sektörü adlı Raporda 2023 yılına değin 3 500 km yüksek hızlı; 8 500 km hızlı; 1 000 km konvansiyonel olmak üzere 13 000 km daha yol yapılacağı ve demiryollarının 25 000 km uzunluğa ulaştırılacağı belirtiliyor. Ulaşım sektöründe %1 olan yolcu taşımacılık payı %10’a; %4,4 olan yük taşımacılık payı ise %15’e çıkarılacakmış.

Demiryolu taşımacılığı, çağdaş bir yöntem. Ama dertleri çağdaşlık değil: Raporda Avrupa-Asya arasındaki taşımacılığın 75 milyar $ piyasası olduğuna ve bu pastadan daha büyük pay alınması amacına vurgu yapılıyor.

Devlet, sektörde altyapı işletmecisi olarak yapılandırılıyor. Özel sektör ise gar/istasyon ve lojistik hizmet işletmeciliği; taşıma; vagon kiralama; organizatörlük; acentelik gibi işleri yapacak. Kâr garantisi de verilecek. Raporda; “Ticari açıdan kârlı olmayan güzergâhlarda hizmet, Kamu Hizmet Yükümlülüğü sözleşmeleriyle gerçekleştirilecek” deniliyor. Bu sözleri Türkçeye çevirdiğinizde, şirketlerin zararlarını Devletin karşılayacağını anlıyorsunuz. Uzman raporlarına göre tekellerin palazlandırılması için Devletin bununla yetinmemesi daha çok destek vermesi gerekiyor.

Altyapının hazırlanması sürecinde sona gelindi. Sıra, pastanın tekeller arasında nasıl paylaştırılacağı sorusunun yanıtlanmasına geldi. Yasal ve kurumsal altyapıyı hazırlamaya başladılar. 2011 yılında çıkardıkları 655 sayılı KHK ile Demiryolu Düzenleme Genel Müdürlüğü adında bir birim kurmuşlardı. Mayıs/ 2013 ayında yürürlüğe giren Demiryollarının Serbestleştirilmesi Yasasıyla genel çerçeveyi çizdiler ve altyapı ile taşımacılık işlerini ayırarak TCDD Taşımacılık A.Ş. adlı bir şirket kurulmasını öngördüler.

Bu işleri yürütmek için uluslararası danışmanlık hizmeti de alıyorlar. CANAC ve IBM firmalarının hazırladığı raporda, personel sayısının yarı yarıya azaltılmasından, hizmet için gerekmeyen taşınmazların ve bu arada limanların bir an önce özelleştirilmesine değin bir dizi öneri yer alıyor. Raporda; “bu işleri yapmak cesaret ve kararlılık ister” sözleriyle anlatılan bir uyarıya da yer verilmiş. Öneriler gerçekleştirildiğinde Devlet, sektörde düzenleyici, tavsiye edici ve denetleyici olarak tanımlanan, “asli görevine” dönecek.

Serbestleştirme Yasasının tam anlamıyla yürürlüğe girebilmesi için, hak ve yükümlülükler; mali ve mesleki yeterlilik; güvenlik; altyapı tahsisi ve ücretlendirme konularını düzenleyen yönetmeliklerin çıkarılması gerekiyor. Bunlardan biri olan; "Demiryolu Altyapı Erişim ve Kapasite Tahsis Yönetmeliği" 2 Mayıs günlü Resmi Gazetede yayımlandı. Yetki verilmesi ve trafiğin düzenlenmesi gibi konularda kurallar getiriliyor. Öteki konuları düzenleyen yönetmelikler ise henüz yayımlanmadı.

Altyapı yatırımları, gar ve istasyonları da kapsıyor. Yüksek Hızlı Tren için Ankara’da tarihi gar binasının arkasında devasa bir yapı yükselmeye başladı. Öylesine büyük ki; tarihi Garın üzerine çullanmış gibi duruyor. Ön cephesini de zaten daha önce battı-çıktı yollarla yok etmişlerdi.

Yapının adına Yüksek Hızlı Tren garı diyorlar ama” içinden tren geçen AVM” olarak tasarlanmışa benziyor. Aşağıdaki resimde göreceksiniz: yalnızca zemin katı gar, üzerindeki dört katta ise mağazalar var.

AVM olmasının yol açacağı trafik sorununu pek umursamadıkları anlaşılıyor. Ama çözüm bulmakta üslerine yok. Yanı başındaki Gençlik Parkı ne güne duruyor? Milli irade yetkisi kullanan başkanlardan biri emir verir bir gecede otopark yaparlar olur biter.

Yıllarca demiryollarını satamazlar çünkü kâr etmesi çok zor deniliyordu. İşte başardılar.