'Sermaye sınıfı krizden fırsat üretme ustasıdır. Var olabilmesini bu yeteneğine borçludur.'

OHAL zamanlarında nerelere dikkat etmeliyiz?

Sermaye sınıfı krizden fırsat üretme ustasıdır. Var olabilmesini bu yeteneğine borçludur. Afet-kriz gibi olağanüstü durumlarda, kamu özel bütün varlıklarımıza her zaman olduğundan daha çok el atacaklarından kuşku duymamalıyız. Önleyebilmek için sermaye ve para piyasalarında ne dolaplar döndürüldüğünü özenle gözlemeliyiz. Bununla da yetinemeyiz: yaşam alanlarımıza, doğal ve tarihi değerlerimize olası tasallutlarını savuşturacak eylemler örgütlemeliyiz.

29 Mart günü Türkiye Varlık Fonu (TVF), kamu bankalarının çekirdek sermayelerini 111,7 milyar lira artırma çalışmalarının bitirildiğini duyurdu. Gerekçesini tanıyoruz. TVF sitesinde şunları yazmışlar; “kamu bankalarının finansal gücünün artırılması (…) deprem felaketinden etkilenen vatandaşlarımızın finansman ihtiyaçlarının karşılanması…”

Parayı nereden bulacaklarını da şu sözlerle açıklamışlar; “T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından ikrazen ihraç edilen özel tertip Devlet İç Borçlanma Senetlerinin piyasa rayicinden bankalara satışından elde edilecek nakitle karşılanacaktır.”

Olayın kurgusu bir garip: Hazine ve Maliye Bakanlığı Devlet İç Borçlanma Senedi çıkarıp bankalara satacak, sermayeleri artmış sayılacak.

Bir başka gariplikten daha söz edelim, unutulmasın: Bu bankalar, daha bir ay önce deprem için 39 milyar lira bağış yapmışlardı. Sermayelerinin artırılmasına gerek duyulduğuna bakılırsa rasyoları epeyce bozulmuş olmalı.

Kamu bankaları sermayeye doymuyor.

Mayıs/2020’de üç kamu bankasına aynı yöntemle toplam 21 milyon lira sermaye desteği verilmişti. O tarihte uzmanlar, kamu bankalarının sermayelerini eritecek işler yapmaları yüzünden yeni kredi veremediklerini vurgulamış, 21 milyar lira artırılmasıyla yaklaşık 160 milyar lira yeni kredi verebilme olanağına kavuştuklarını söylemişti.

TVF, geçtiğimiz yıl 9 Mart 2022’de üç kamu bankası ile bunlardan ayrıştırılarak kurulan katılım bankalarına 51,5 milyar lira sermaye enjeksiyonu yapıldığını duyurmuştu. Bu operasyonla TVF’nin Vakıflar Bankasındaki 35,9 olan payı %64,8’e yükselmiş ve Banka, Fona geçmişti.

Uzmanlardan öğrendiğimize göre bankalar, sermayelerinin hemen hemen 8 katına yakın kredi verme kaldıracı kullanıyor. Üç Kamu bankasının sermayeleri 111,7 milyar lira artırıldığına göre 1 trilyon lira dolayında yeni kredi verme olanaklarına kavuşturuldular.

Patronlar, krediye ulaşmakta zorlandıklarından yakınıp duruyorlardı. Deprem sonrasında kredi sorunlarını çözmek vatan borcuna dönüştü. Seçim sürecinde olduğumuz şu günlerde AKP kadroları, sermayenin bu ihtiyaçlarını çözebilme becerisini yitirmediklerini kanıtlamak zorunda. Belki de bu yüzden piyasada kredi verme çılgınlığı yaşanıyor.

Değirmenin suyunun yukarıda özetlenen sanal işlemlerle getirtilmeye çalışıldığı anlaşılıyor.

TVF, 22 Mart 2023 günü 790 milyon avro tutarında iki yıl vadeli sendikasyon kredisi aldığını duyurdu. Sendikasyon kredisi, içeride kredi vermek için dışarıdan borç almak anlamına geliyor. Değirmenin suyuna bunu da ekleyelim.

Toplanan paraların yalnızca kredi vermekte kullanılmayacağı, kamu bankalarına başka önemli görevler de verileceği anlaşılıyor. Borsadan örnek verelim: Borsa İstanbul’da işler bir süredir pek iyi gitmiyor. Herkes elindeki senetlerden kurtulabilmenin peşinde. Endeks sürekli düşüyor. Bu duruma “satış baskısı” deniyor. Oyuncuların daha çok zarar görmesini önlemek adına kimi durumlarda seanslara ara veriliyor. İki gün önce %3 dolayında düşmüştü; ardından toparlandı ve artıya geçti. Bu gelişmelerde Ziraat Bankası’nın topa girmesinin payı olduğu düşünülüyor. O gün, alım sıralamasında beşinci olmuş.

Kamu işletmelerinin ve taşınmazlarının Türkiye Varlık Fonu örtüsü altında nasıl kullanıldığını bir türlü öğrenemiyoruz. TVF’ne devredildikten sonra dramatik biçimde kan kaybediyorlar. Kimi kamu işletmelerini Deprem gerekçesiyle birilerine satmış bile olabilirler. Tank Palet fabrikasının ne olduğu bugün bile tam olarak bilinmiyor.

Birkaç gün önce yürürlüğe giren Deprem Fonu da benzer bir işlev görecek. Yurt içi ve dışında sermaye ve para piyasalarından krediler/ borçlar alınıp depremde iş verilen müteahhitlere aktarılacak. Borçların ne koşullarda alınacağı; tutarları; ne tür yükümlülükler altına sokulacağımız; ne zaman ödeneceği gibi soruların yanıtı yok.

Toplumca Seçime ve adayların kimliklerine odaklandık. Altımızdaki toprak kayıp gidiyor; haberimiz ola…