"Siyasi irade devlet ihaleleri sayesinde, milyonlarca kişinin siyasi tercihlerini yönlendirme gücüne erişir. Yalnızca bununla kalmaz, vakıflarını besleyecek yeni 'hayırsever vatandaşlar' bulur."

Kamu ihaleleri rant dağıtma aracıdır

Kamu ihaleleri önemli bir rant dağıtma aracıdır. Devletin, mal, hizmet alımları ve yapım işleri 4734 sayılı Devlet İhale Yasasıyla öngörülen kurallar uyarınca seçilen yükleniciler eliyle gördürülür.

Devlet, büyük alıcıdır. Kamu ihalelerini kazanan yükleniciler, “uygun bedeller” önermiş olsalar bile kamu ihalesi alamayanlara oranla daha çok kazanırlar. Uygun bedelin gerçekten oluştuğu durumlarla pek sık karşılaşılmaz. Kamu ihaleleri öteden beri şaibelerle anılır. Böyle ortamlar ihalelerin yükleniciler nezdindeki çekiciliğini artırır.

İhale, idarenin karar almasıyla başlayan; komisyonun oluşturulması, ilan, ihale ve sözleşme yapılmasıyla süren; edimin ifa edilmesiyle sona eren süreçlerin bileşimidir. Kimlere neler kazandırıldığının ortaya konulabilmesi için sürecin bütününü izlemek gerekir.

İhaleye ilişkin yasal düzenlemelerde, uygun bedelin oluşturulması amacıyla kurallar öngörülür. Bu kuralların aşılması, işin doğası gereği, zor değildir. Yüklenicilerin ihale öncesinde anlaşmalarını önlemek olanaksızdır. Yükleniciler, kamu idaresinin kendilerine hoşgörülü davranacağını bilirlerse; sözün gelişi sözleşmeye uygun olmayan imalatın kabul edileceğini; keşif artışlarıyla ek çıkarlar sağlanacağı konularında güvenceler almışlarsa ucuz fiyat vermelerinin sakıncası yoktur. Ama böyle işlerle yola çıkıldığında, devlete yükünün çok daha ağır olacağı açıktır. İş bittikten sonra yapılan denetimler ise boşunadır.

Devlet ihaleleri çoğu yüklenici için çekicidir. Devletin ihale ağı içinde yer almaya çalışırlar. Siyasi irade bu sayede, devletten iş alan yüklenicilerden; onların mal ve hizmet satın aldıkları alt yüklenicilerden; çalışanlarından ve ailelerinin toplamından oluşan milyonlarca kişinin siyasi tercihlerini yönlendirme gücüne erişir. Yalnızca bununla kalmaz, vakıflarını besleyecek yeni “hayırsever vatandaşlar” bulur.

Beşli çeteye verilen ihaleler, hem verenler hem alanlar için yüz kızartıcıdır. Ancak onları soygunun tek sorumlusu gibi göstermek doğru değildir. Talan, kapitalizme içkin bir eylemdir; yaşam güdüsüdür, zorunluluğudur. Ve süreç, beşli çetenin maceralarına indirgenecek denli basit değildir. Kamu ihaleleri olgusunu bütüncül bir yaklaşımla değerlendirmeliyiz.

Bu yazıda, resmin bütün olarak görülebilmesine katkı olacağı düşüncesiyle bilgiler paylaşmak istiyorum. Kullandığım verileri Kamu İhale Kurumu'nun çıkardığı Ocak-Haziran/2022 Kamu Alımları İzleme raporundan aldım. Altı aylık dönemde 4734 sayılı Kamu İhale Yasası'yla yapılan kamu alım ihalelerine ilişkin istatistik veriler var. Bütçelerin gelir hesaplarına işlenen özelleştirme, kamu mallarının satılmasına ilişkin olanlar ile Yap-İşlet vb. ihaleleri başka yasalarda düzenlendiği için anılan raporda yer verilmemiş.

Ocak-Haziran/2022 arasındaki 6 aylık dönemde, yuvarlanmış sayılarla toplam 230,3 milyar lira tutarında mal-hizmet alındı, binalar yaptırıldı/onartıldı.

İhale yöntemlerine göre dağılımına baktığımızda şöyle bir tablo ile karşılaşıyoruz:

Doğrudan temin olarak adlandırılan ve ihale olduğu bile tartışmalı yöntemle 13 milyar lira tutarında alım yapıldı.

216 milyar lira tutarındaki alım için yaklaşık sayılarla 23 bin 200 yükleniciyle sözleşmeler imzalandı. 132,5 milyar lira tutarındaki alımlarda açık ihale yöntemi uygulandı. İstisnalar kapsamına giren 34,4 milyar liralık iş ihalesiz verildi. 48,3 milyar liralık alım için, İdareye alabildiğince esneklik tanıyan pazarlık yöntemi uygulandı. Bunun 44,4 milyar lirası 4734 sayılı Yasanın doğal afetler; salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmedik olaylar için öngörülen ünlü 21/b maddesine dayandırıldı.

Yukarıdaki sayıları derlediğimizde, Ocak-Haziran/ 2022 arasındaki 230 milyar lirayı aşan kamu alımlarının 96,5 milyar liralık kesiminin, yasada temel ihale yöntemi olarak tanımlanan “açık ihale” ve “belli istekliler arasındaki ihale” kurallarına göre değil; yöneticilere geniş inisyatif tanıyan yöntemlerle yapıldığını görüyoruz.

Bir konuya daha değinip bitireyim: AKP’den son birkaç yıldır “yerli ve milli” sloganları işitiyoruz. Niyetlerini kamu ihalelerine yansıtmamışlar. Altı aylık dönemde 7.528 ihale ile “yabancı isteklilere açık” 126 milyar liralık alım yapılmış. Bunun sadece 60 milyar lirası için yerli istekli lehine-yerli malı lehine fiyat avantajı uygulanacağı belirtiliyor.