Kamuoyunda yanlış bir algı oluştu, düzeltilmesi gerekiyor: bu yasayla Diyanet Akademisi kurulmuş olmadı. Asıl kuruluşu yönetmelikle olacak.

Diyanetin Akademisi

Bu memlekette, 62 İlahiyat; 33 İslami İlimler Fakültesi var. 2020-2021 öğretim yılında, İlahiyat Fakültelerinde 103 bin; İslami ilimler Fakültelerinde 21 bin 400 olmak üzere yaklaşık 125 bin öğrenci okuyor.

2020-2021 yılında İlahiyat Fakültelerine 28 bin 800; İslami İlimler Fakültelerine 6 bin öğrenci yeni kayıt yaptırdı.

İlahiyat Fakültelerinde 3.357; İslami İlimler Fakültelerinde 1.250 öğretim üye ve görevlisi var. Toplamı 4 bin 600 ediyor. Bunların 707’si profesör, 518’i Doçent unvanı taşıyor.

Din ve Din Bilimleri alanında 2017-2021 arasındaki 4 eğitim-öğretim yılında toplam 76 bin 650 öğrenci mezun oldu.

Ayrıca, İslami İlimler; İslam Ekonomisi ve Finansı; İslam Araştırmaları; Kıraat İlmi; Ortadoğu ve İslam Ülkeleri Araştırmaları; Tasavvuf Araştırmaları adlarını taşıyan 6 enstitüde, öğrenci sayıları az da olsa eğitim yapılıyor.

Ve Mecliste 16 Mart 2022 günü maddeleri arasında Diyanet Başkanına bağlı Diyanet Akademisi kurulmasının öngörüldüğü bir yasa, katılanların oybirliği ile kabul edildi. Geleceğe not bırakmak adına olsun, bir tek milletvekili bile red oyu kullanmadı.

Akademide, Diyanet İşleri Başkanlığına alınacak din görevlisi adaylarına 6 ay ile 3 yıl arasında eğitim verilecek. Yasa teklifini hazırlayan AKP milletvekilleri, üniversitelerde din eğitiminin yeterli olamadığını gerekçe göstererek savundular: Kur’an-ı Kerim’i iyi okuyamıyorlarmış. Bu durumdan eleştiri malzemesi çıkaranlar da oldu. Şöyle bir mantık ürettiler; “Yasa teklifiniz, üniversitelerde iyi din eğitimi veremediğinizin bir itirafıdır.”

İttifaklar içinde olan olmayan partilerin milletvekilleri konuşmalarında, toplumu aydınlatmak üzere kurulmuş olan Diyanet İşleri Başkanlığı personelinin liyakatli, ehliyetli ve iyi yetişmiş olmasının önemine vurgu yaptılar. Ama çağın ihtiyacı olan nitelikli din görevlilerinin yetiştirilmesine katkısı olacağını düşündükleri için teklife olumlu oy vereceklerini söylediler. Bu arada uyarılarını da esirgemediler; “personel alınırken kayırmacılığı önlemek için sözlü sınavlar kayıt altına alınmalıdır.”

Teklif görüşülürken, Diyanetin genel sorunları da dile getirildi. Millet ittifakından bir milletvekili 4-6 yaş grubu Kur’an kursu öğreticilerine asgari ücretin çok altında aylık ödendiğini söyleyip çözüm istedi. Bir başkası; “neden imamlara 3.600 ek göstergeyi hak görmüyorsunuz?” diye sordu.

Diyanet akademisi, Diyanet İşleri Başkanlığında zaten var olan, dini yüksek ihtisas merkezi; ihtisas merkezi ve eğitim merkezlerini birleştirilerek kuruluyor. Ama görevi hizmet içi eğitimle sınırlı kalmayacak: eli kolu epeyce uzun bir yapı öngörülüyor.

Mecliste temsilcisi olan bütün partilerin elbirliğiyle Diyanet İşleri Başkanlığı Yasasına bir madde eklendi ve yaşamın her alanında varlık gösterebilmesinin yasal zemini oluşturuldu. Din devletinin olmazsa olmazı diyeceğiniz, aklınıza gelen her şeyi bu maddede görebilirsiniz.

Yapı öylesine kapsayıcı ki, kamu özel fark etmiyor; hiçbir kurum, hiçbir vakıf/dernek ve faaliyet, Diyanet Akademisinin kapsam ve görev alanı dışında kalamaz.

Akademi, Diyanet İşleri Başkanlığının 633 sayılı Kuruluş Yasasına eklenen 7/A maddesiyle, Milli Eğitim Bakanlığı; YÖK; Üniversiteler; dini eğitim veren Yükseköğretim kurumları; diyanetin kılcal damarlarını oluşturan müftülükler; görevin gerektirdiği diğer ulusal ve uluslararası kurum, kuruluş, kurullarla işbirliği, ortak çalışma, mesleki ve bilimsel araştırmalar, eğitim programları yapmak, geliştirmek, danışma kurulları, komisyonlar kurmak görev ve yetkileriyle donatıldı.

Kamuoyunda yanlış bir algı oluştu, düzeltilmesi gerekiyor: bu yasayla Diyanet Akademisi kurulmuş olmadı. Asıl kuruluşu yönetmelikle olacak. Yasanın 7/A Maddesinde; “Bu maddenin uygulanmasına ilişkin hususlar yönetmelikle düzenlenir” yazıyor.

Ne hallere düştük! Ülkeyi Yönetmeliklerle yönetmeye başladılar. Hiç olmazsa Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle düzenlenir yazsalardı…