Ziya Selçuk’a ve ülkeyi yaşanmaz hale getiren diğerlerine söyleyecek çok sözümüz var! Övgünüz de anneler günü kutlamalarınız da sizin olsun. Suçlusunuz! Hesabını vereceksiniz!

Bir anneler günü yazısı

Bugün, AKP Türkiyesi’nin ondokuzuncu, AKP’li pandemi Türkiyesi’nin ikinci anneler günü. Annelerimiz bu 19 yılda evlatlarını yitirdi, yoksulluk, açlık gördü, aşağılandı, çokça göz yaşı döktü. Ama annelerimiz hiç bu kadar yakın aralıklarla ölmemiş, hiç bu kadar yalnız gömülmemişti…

Pek çoğumuz, belki de hayatta olduğu için şanslı olduğumuzu bugünlerde çok daha fazla düşündüğümüz içindir, annemizi arayacağız. Çocuğumuz elinde bir buket çiçek ya da kendi çizdiği resmiyle gelip anneler günümüzü kutladığında ona sarılacak, duygulanacağız…

Kapitalizm, kendi icadı olan anneler gününü bugün de boşlamayacak, kocaman ve sahte bir gülümsemeyle “anneler gününde annenizi sevindirin” diyecek. Salgın kargoculara dokunmuyor nasılsa, “seçin, beğenin, isteyin ayağınıza getirelim” diyecekler. Gericiler, annelik bir güne sığmaz deyip yine cenneti annelerin ayakları altına serecek. Bir yandan anneliğimizi kutsarken öte yandan annelerimizi öldürmeye devam edecekler.

Onlar, bitmek bilmeyen kötülüklerini gösterişli sözlerle örtbas ederken, biz hiç tanımadığımız binlerce annenin yasını tutuyor olacağız. Ölümlere yenilerinin ekleneceğini bilerek ve bencilce kendi sevdiklerimizi bir sayı olarak o kara listede görmemeyi dileyerek…

Bugün, tıpkı dün gibi, halkını salgın hastalığa, ölüme, yoksulluğa itenler aklımızın almadığı bir ikiyüzlülükle karşımıza çıkacaklar. Yine çabalarını anlatacak, başarılarına işaret edecek, kayıplarımız için allahtan rahmet ve sabır dileyip çekilecekler. 

Anneler günü için de diyecekleri olacaktır elbet. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, dün twitter sayfasından bir video paylaştı ve sırasını savdı bile: “Salgın sürecinde evlerde en büyük sınavı anneler verdi. Biz de onlara kulak verdik. Bir gün, bir hafta yetmez, anneler bir ömür baş tacımız”…

Kadınlar salgın döneminde yaşadıklarını, çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayabilmek için yaptıkları fedakârlıkları anlatıyor videoda. Hepsinin gerçek olduğunu biliyoruz. Bu kadınlar için “keşke aylardır halkının sesine kulaklarını tıkayanların anneler günü oyununa gelmeselermiş” diyebiliyoruz sadece.

Ancak Ziya Selçuk’a ve ülkeyi yaşanmaz hale getiren diğerlerine söyleyecek çok sözümüz var! Anneler düşe kalka, türlü güçlüklere göğüs gererek ve hatta ölerek sınavını verdi sayın Bakan. Ve siz iddianızın aksine onlara hiç kulak vermediniz!

Bilim insanları, çocukların hastalanma ve bulaştırıcılığı ile ilgili verileri sunduğu, okulların kontrollü bir biçimde açılabileceğini defalarca dile getirdiği halde okulları açmayan da sizsiniz. Ruh sağlığı uzmanları çocukların bir an önce okullarına dönmesi gerektiğini, bunun geri dönüşü olmayan hasarlar bırakabileceğini anlattığı halde, en ihtiyaç duydukları yaşlarda onları arkadaşlarından koparan, yalnızlığa mahkum eden sizsiniz. 

Bir ömür başımızın tacı dediğiniz anneleri, kapı önüne koyarak işsiz bırakan, yoksullaştıran, çocuklarına yiyecek alamayacak hale getiren sizsiniz. Gece yarısı kararnamelerinizle zaten korumadığınız kadınların elini kolunu bağlayan, şiddetin kucağına iten de, çocuklarının gözü önünde katledilmelerine izin veren de sizlersiniz. 

Kadınlar, siz onları takdir edin diye değil başka çareleri kalmadığı için bir yandan çalışıyor, bir yandan evine, çocuklarına, evdeki hastasına bakıyor. Sizin içinde ne yazdığı günlerdir anlaşılamayan genelgeleriniz, sindirme ve baskı politikalarınızın yüzünden, polisleriniz bırakacak yeri olmadığı için çocuğuyla markete gitmek zorunda kalan annelere ceza yazıyor.

Başımızın tacı diye diye sömürmelere doymadığınız anneler, sizin yüzünüzden hiç olmadığı kadar yoruluyor, tükeniyor, hastalanıyor. Anneler sizin yüzünüzden ölüyor, çocuklar sizin yüzünüzden annesiz kalıyor! 

Övgünüz de anneler günü kutlamalarınız da sizin olsun. Suçlusunuz! Ve yitirdiğimiz tüm annelere, geride kalan evlatlarına sözümüzdür, hesabını vereceksiniz!