Üniversiteler yeni eğitim dönemini bugün itibariyle resmen açmaya başladı. Yeni dönem öncesi işsizlik ve geleceksizlikle kuşatılan öğrencilere TKG'den çağrı geldi.
YENİ DÖNEM BAŞLARKEN ÜNİVERSİTELERDE DURUM NE?
Üniversite öğrencilerinin büyük bir bölümü en temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çalışarak okumak zorunda. Üniversitelerde akademisyenlere yapılan baskı ve operasyonlardan sonra bilimsel eğitimin içinin boşaltılması, sürekli yeni özel üniversitenin açılması, üniversitelerin ''piyasalara'' uygun, patronların isteğine göre projeler hayata geçirmesi, öğrencilerin işsizlik ve piyasa rekabeti karşısında geleceksizlik korkusu ile ne yapacağını bilmeden okumak zorunda olmasına karşı Türkiye Komünist Gençliği bir bildiriyle öğrencileri karşıladı. Yeni eğitim döneminde tüm sıra arkadaşlarına "hoş geldin" diyen TKG, "Geleceğimiz için, ülkemiz için, aydınlık bir ülke ve sosyalizm için #BURADAYIZ" dedi.
Üniversitelerin işsizliğe açılan kapı olarak görüldüğü, eğitimin kalitesinin gün geçtikçe düştüğü, kampüslerde kültür sanat faaliyetlerinin yasaklandığı, gençlerin hayattan umudunu kesip yaşamına son verdiği, yalnızlaşan ve yalnızlaştıkça kurtarıcı olarak uyuşturucuya sarılan gençleri karanlığa karşı birlikte yürümeye çağıran TKG, ''Tüm üniversitelileri insanlığa umut olmaya, toplumsal aydınlanmanın feneri olmaya davet ediyor, üstümüze gelen karanlığa karşı birlikte yürümeye çağırıyoruz" dedi.
TKG'nin öğrencileri karşıladığı bildiri şu şekilde:
MEMLEKETİMİZİ VE ÜNİVERSİTEMİZİ SEVİYORUZ. GELECEĞİMİZ İÇİN BURADAYIZ!
Yeni bir eğitim dönemi başlıyor. Üniversiteye yeni başlayan ve eğitimine devam eden tüm sıra arkadaşlarımız; hoşgeldiniz!
Ülkemizin yaşadığı sorunlar doğal olarak üniversitelere de yansıyor. Üniversitelerde de geçim sıkıntısı ile, bilim düşmanlığı ile, kadın düşmanlığı ile karşılaşıyoruz. Pahalı ders kitapları, gözü dönmüş ev sahipleri, laboratuvarı olmayan ama mescidi olan fakülte binaları…
Kimimiz okul masraflarını karşılamak için saatlerce ve çok düşük ücretlere çalışmak zorunda kalıyoruz, kimimiz tıpkı Şule Çet örneğinde olduğu gibi, yanında çalışmak zorunda kaldığımız kadın düşmanı patronlar tarafından öldürülüyoruz. Evet, bu liste daha uzar gider hepimiz biliyoruz. Fakat bu sorunların farkında olmak yetmez. Bu sorunlara sırtımızı dönmek, ‘’Bana ne? Beni ilgilendirmez’’ demek de, tek başına üzülmek,kızmak ve umutsuzluğa düşmek de bize yakışmaz. Çünkü bizler, bu ülkenin aydınlık geleceğiyiz.
Bilmemiz gerekir ki; istediğimiz üniversitelere kavuşmamız ancak istediğimiz ülke kurulduğunda mümkün olacak!
Üniversitelerin işsizliğe açılan kapı olarak görüldüğü, eğitimin kalitesinin gün geçtikçe düştüğü, kampüslerde kültür sanat faaliyetlerinin yasaklandığı, gençlerin hayattan umudunu kesip yaşamına son verdiği, yalnızlaşan ve yalnızlaştıkça kurtarıcı olarak uyuşturucuya sarılan, ‘’Bir yolunu bulup yurt dışına kapağı atsam’’ diye düşünmek zorunda bırakılan gençlerin olduğu bir ülke; sömürünün, işsizliğin, eşitsizliğin hüküm sürdüğü bir ülkedir.
Biz böyle bir ülkede yaşamak istemiyoruz. Tüm bu sorunlara gözümüzü kapatıp, dört yıl üniversite sıralarında oturup ardından daha da zorlu bir geleceğe adım atmak istemiyoruz!
Bize dayatılan bu saçmalığa karşı çıkarak başlayacağız yeni eğitim dönemine.
Sadece sorunlarımızı değil, nasıl bir üniversite ve ülke istediğimizi konuşacağız üniversitelerde. Kapalı kapılar ardında konuşulanları, üniversite amfilerine, kantinlerine taşıyacağız. Elimizden kaçırılan ne varsa onu tekrar kazanmak için mücadele edeceğiz.
Bu ülkenin geleceğinin sağlıkçıları, hukukçuları, sanatçıları, gazetecileri, bilim insanları biziz ve BURADAYIZ!
Bizler bir araya gelerek kampüslerimizi ve memleketimizi yeni baştan yaratacağız. Çünkü kendi geleceğimizi de memleketimizin geleceğini de bir görüyoruz.
Türkiye Komünist Gençliği geleceğimiz için, ülkemiz için, aydınlık bir ülke ve sosyalizm için #BURADAYIZ diyor.
Tüm üniversitelileri insanlığa umut olmaya, toplumsal aydınlanmanın feneri olmaya davet ediyor, üstümüze gelen karanlığa karşı birlikte yürümeye çağırıyoruz.
Bu memleket bizim!