TKP'den işçi direnişlerine ziyaret: Zafer direnen emekçinin olacak!

Türkiye Komünist Partisi İstanbul İl Örgütü, Gebze'de süren Trelleborg ve VIP direnişlerini ziyaret etti. TKP İstanbul Örgütü, ayrıca MESS ile sözleşme sürecinde olan Sarkuysan işçilerine de bir dayanışma ziyareti gerçekleştirdi.

Türkiye Komünist Partisi İstanbul İl Örgütü, Gebze'de sürmekte olan işçi direnişlerine dayanışma ziyaretlerinde bulundu.

TKP İstanbul Örgütü'nün ilk durağı, toplu iş sözleşmesi sürecinin tıkanması ile greve çıkan ve grevlerinin 26. gününde olan Trelleborg işçilerinin direniş alanı oldu.

Direniş ziyaretinde ilk konuşmayı Petrol-İş sendikası adına yapıldı.

Yapılan ilk konuşmada, ‘’TKP’ye bize destek verdiği için Trelleborg işçileri adına teşekkür ediyoruz. Enflasyon düştü diyorsunuz. Buna göre işçi sınıfı matematiği bilmiyor demektir. Biz burada sürdürdüğümüz grevi sonuna kadar sürdüreceğimizi çok iyi biliyoruz. Bu bizim gurur grevimizdir. İşçi sınıfı bıkmadan, yılmadan bu işi başaracak. Sermaye sakın düşünmesin bunlar gelecekte toplu sözleşmeyi imzalayacak diye. Onlar dediği olmayacak, bundan sonra işçi sınıfının birliği beraberliğiyle son noktayı koyacak. Bunu herkes bilsin‘’ denildi.

Petrol-İş sendikası adına yapılan konuşmanın ardından söz, Türkiye Komünist Partisi adına Yasar Çelik 'e verildi.

Çelik konuşmasında, ‘’26 gündür haklı, bir o kadar da onurlu grevinizi desteklemek için Türkiye Komünist Partisi İstanbul İl Örgütü ve Gebze İlçe Örgütü olarak burada bulunuyoruz. Greviniz başladığı günden beri TKP olarak takip ettik, yanınızda olduk bundan sonra da yanınızda olacağız. Yapılan toplu sözleşme görüşmelerinde istenilenlere bakıldığından uyuşmazlık zabıtları altındaki maddelere bakıldığında gerçekten uçuk kaçık bir şeyler değil. Biri ücretler meselesi, %37.5 zam. En temel ihtiyaçlarımıza yüzde yüz zam yapıldığı bir ülkede, işçilerin istediği bu zam çok mu arkadaşlar? Bir diğer madde tamamlayıcı sağlık sigortası. Petrol, kimya iş kolu dertli bir iş kolu. Ne üretirseniz üretin içerisinde karbon monoksit gazlar var. İnsan sağlığını birinci derecede etkiliyor. İster lastik üretin, ister iplik boyayın, isterseniz plastik malzeme üretin hepsinin içinde karbon monoksit gazlar var. Burada tamamlayıcı sağlık sigortası temel bir haktır.

Sizin patronunuzun tutumu diğer patronlardan farklı değildir. Siyasi bir tutum içerisine girmiştir. Türkiye işçi sınıfının yapacağı iş bellidir. İşçi sınıfı da sermayenin karşısında siyasi bir konum almalıdır. Patronların aldığı siyasi konum onların düzeninin çarkına hizmet eder.

Bu Türkiye’deki ilk grev değildir, son grev de olmayacaktır. Üreten biziz, çalışan biziz, alın teri döken biziz kazanan onlar. Mücadele edeceğiz, alın terimizi gasp edenlere boyun eğmeyeceğiz. Eğer başarılı olursanız Türkiye işçilerinin başarısı olacak. Greviniz, grevimizdir. Direnişiniz, direnişimizdir. Yaşasın grevimiz! Yaşasın direnişimiz! ‘’ sözlerini sarf etti.

Yapılan konuşmaların ardından söz alan Birleşik Metal-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Nihat Akgün, konuşmasında, ‘’ Türkiye işçi sınıfına buradan yol gösteriyorsunuz. Bugün patronlara karşı birlik olduğunuzu gösteriyorsunuz. Bugün emeğinize, geleceğinize, ülkenize, çocuklarınıza sahip çıkmak için greve çıkıyorsunuz. Sizi tekrar kutluyorum arkadaşlar. Yıllardır bu topraklarda insanlar ekmek, özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi veriyorlar. Değerli grevci kardeşlerim, şunu çok iyi bilmeliyiz ki; mutlaka bu grev işçilerin kazanımı ile bitecektir. Ama asıl olan işçi sınıfının sınıf mücadelesine devam etmesidir. Bizim hedefimiz bu düzeni değiştirmek olmadıkça, sömürü var olduğu sürece ona karşı baş kaldırmadıkça belki yarın başka fabrikalarda sömürülmeye devam edeceğiz kardeşlerim.
Bugün Türkiye Komünist Partisi’ndeki arkadaşlarımızla, yoldaşlarımızla dayanışma için buraya geldik. Biz nerede hak gaspı nere de zulüm varsa biz orada olmak zorundayız. İşçi sınıfın en güzel okulu grevlerdir. Yirmi yıl, otuz yıldır öğrenemediklerinizi, patronun gerçek yüzünü bugün grev çadırında öğrenmiş oldunuz. Size aynı gemideyiz diyenlerle aynı gemide olmadığınızı burada öğrendiniz. Onun için biz aynı gemi de değiliz. Biz çalışıyoruz, biz üretiyoruz, biz olmazsak hayat durur, biz olmazsak onlar aç kalır. Ama onlar diyor ki biz olmazsak siz aç kalırsınız. Hayatı üreten biziz, biz üretiyoruz. Değerli ne varsa, yaşama dair ne varsa biz üretiyoruz. Bu yüzden biz üretmezsek asıl onlar aç kalır. Tek derdimiz arkadaşlar birlikte olmak. İşçi sınıfı kimliği ile mücadele etmek zorundayız.’’ Dedi.

Konuşmaların ardından TKP' liler direniş çadırını ziyaret ettiler.

26 gündür devam eden direnişi ziyaret eden TKP'liler işçilerle çay içti, sohbet etti, halaylar çekti.

"İŞGAL GREV DİRENİŞ"

Trelleborg işçilerine verilen desteğin ardından TKP İstanbul Örgütü, MESS ile toplu sözleşme dönemine giren ve kararlı bir mücadele yürüten Sarkuysan işçilerini ziyaret etti.

İşçilerin vardiya çıkışına giden TKP İstanbul Örgütü, Birleşik Metal-İş Sendikası adına yapılan konuşma ile selamlandı.

MESS ile sürmekte olan toplu sözleşme sürecine değinilen konuşmada, ‘’ Türkiye Komünist Partili dostlarımızı ve sizleri selamlıyorum. MESS toplu iş sözleşmesi sürecimizin sonuna geldik. Son aşamaya gelirken, önümüzdeki hafta grev komitelerimizle grev eğitimlerimize başlıyoruz. Önümüzdeki günlerde anlaşma olmazsa ki biz olacağını düşünmüyoruz. Çünkü, MESS bu alacaklıymış gibi olan tavrı her geçen gün artmakta. Grev hakkımızı kullanmaktan geri adım atmayacağımızı dile getirdik. MESS genel sekreterinin bir takım televizyon programlarında söylediği gibi üzerimizdeki bu grev yasakları korkusu, baskısını kullanmaya çalışıyorlar. Şimdi kendini taklit eden bir sürecin içerisindeyiz. Tekrar söylüyoruz; metal işçilerinin onay vereceği bir toplu sözleşme önümüze konmaz ise grev yasaklarına rağmen biz greve çıkmaktan geri adım atmayacağız.
Burada farklılıklarımızı bize karşı kullanmaya çalışıyorlar. Bu tür dönemlerde yapmamız gereken farklılıklarımızı kenara bırakarak, sınıf kimliğimiz ile sınıf bilinci ile sermaye örgütleri ile mücadele etmektir. Bizden çalmaya çalıştıkları haklarımız için kol kola mücadele edeceğiz. Bunu göstereceğimiz gün çok yakın. Bu mücadeleyi herkese, komşunuza akrabanıza anlatın. Onları bu kavganın ortağı haline getirin. Çünkü bu kavga dayanışma ile kazanılacak. ‘’ sözleri sözlendi.

İşçiler adına yapılan konuşmanın ardından her bir ağızdan ‘’İşgal, grev, direniş’’ sloganı atıldı.

Konuşmanın ardından söz TKP adına Yaşar Çelik’e verildi. Çelik, burada yaptığı konuşmada ‘’ Türkiye Komünist Partisi İstanbul İl Örgütü olarak Petrol-İş sendikasının grevini ziyaret ettik. Grevin 26. günüydü bugün. Oradan sizlere onların selamını getiriyorum. 2019 yılı toplu sözleşmeler yılı oldu biliyorsunuz. 2020’ye devredilen sözleşmeler de var. Türkiye’de toplu iş sözleşmeleri yapılır. En büyük sözleşmelerden bir tanesi asgari ücretin belirlenmesidir. Asgari ücret açlığın, sefaletin ücreti olarak belirlendi. Bir diğer toplu iş sözleşmesi ise sizin içinde olduğunuz metal işçileri ile MESS arasında yapılacak olan toplu sözleşme. Gelinen süreç itibari ile bu sürecin sonunda grev var. MESS patronları baskılarıyla, medyayı arkasına alarak, kendi siyasi iktidarlarının gücünü arkalarına alarak metal işçilerine diz çöktürmek istiyor. Onlar bu işte grev kararı çıksa da nasıl olsa bizim bir siyasi iktidarımız var. Grevi bir şekilde erteleriz mantığıyla çok rahat hareket edeceklerini düşünüyorum. Onlar siyasi iktidarı varsa bizimde çok önemli bir silahımız var. O da üretimden gelen gücümüzdür, bunu kullanacağız. Hiç vakit kaybetmeden yarın greve çıkacakmışız gibi grevimizin hazırlıklarını yapmalıyız. Şimdiden grev komitelerini kurmamız gerekiyor. Metal patronları, MESS patronları metal işçilerini iyi tanır arkadaşlar. Geçmişten iyi tanır, oralardan ders almışlardır. DGM direnişlerinden, MESS direnişlerinden iyi tanırlar. Ben de DGM direnişlerinde, MESS direnişlerinde bulundum. Orada bir sloganımız vardı: ‘’Çarklar durdu elimizde, DGM’yi ezdik sıra MESS’te.’’ O ruhla o bilinçle hareket etmek dışında başka yolumuz yoktur. Türkiye işçi sınıfının buna ihtiyacı var. TKP bugüne kadar süreci takip etti. Bundan sonra da hep beraber olacağız. ‘’ dedi.

Yapılan konuşmalardan sonra işçilere TKP’nin haftalık gazetesi Boyun Eğme dağıtıldı.

YAĞMURDAN KORUNMAMIZA BİZE İZİN VERMİYORLAR

TKP’nin son durağı ise 47 gündür direnişlerini sürdüren, Deri Tek-Sen sendikasında örgütlendikleri için işten çıkarılan VIP Giyim işçileri oldu.

Direniş alanına sloganlarla yürüyen TKP’liler, işçilerin direnişlerini hazırladıkları dövizlerle selamladılar.

Direniş alanında yapılan ilk konuşma VIP Giyim işçileri adına yapıldı. Direnişteki işçiler adına konuşan işçi, ‘’ TKP’nin üyeleri, yöneticileri öncelikle mücadelemize destek verdiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. Bu firma 1996’dan beri uluslararası firmalara üretim yapmaktadır. Burada DERİTEKS sendikası olarak VIP Giyim işçileri ile yaptığımız örgütlenme sürecinin patron tarafından öğrenilmesinin ardından önce sorgu odaları kuruldu, sendikaya üye olan işçileri sendikadan istifa etmeye zorladılar. En son işten atılan arkadaşlarımızla işe sendikalı olarak geri dönmek için direnişe başladık. En demokratik hakkımızı kullanırken sadece yağmurdan ve rüzgârdan korunmak için yaptığımız çadıra izin vermediler.

Yasalara göre her işçi istediği sendikaya üye olabilir. Yapılan suçtur ve işveren hakkında bir işlem yapılmamaktadır. Buraya gelen arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz, dayanışmanızı her zaman bekliyoruz. ‘’ sözlerini sarf etti.

İşçilerin ardından TKP adına söz alan Yaşar Çelik, ‘’Türkiye’de bir anayasa var. Anayasa da işçinin çalıştığı iş yerinde sendikaya üye olması hak tanınmış. Ancak patron, bu hakkı kullanan VIP Giyim işçilerini işten çıkararak suç işliyor. Kardeşlerim bu mantık sadece VIP Giyim patronunun mantığı değildir. Bu mantık Türkiye sermaye sınıfının mantığıdır. Nerede bir sendikalaşma varsa işçiler orada sokağa atılmıştır. Bu yeni bir şey değildir. Ancak bizim yapmamız gereken bir şey var birlikte hareket etmek ve örgütlenmemiz gerekmektedir. Milyonlarca insan iş arıyor, iş bulamıyor. Türkiye bir yangın yerine dönmüş. Çalışan işçiler çok ağır şartlarda çalıştırılıyor. Hakları için mücadele ediyorlar bu sefer de kapının önüne konuluyorlar.

VIP patronunun mantığı da aynı, MESS patronunun da Petrol patronlarının da. Arkadaşlar her şeye yüzde yüz zam yapılan bir ülke de işçiler istedikleri zammı alamıyor, patronlar vermek istemiyor.

Türkiye işçi sınıfının görevi direnen işçilerle birlikte, çalışan işçilerle birlikte sermayenin bu duruşuna karşı, siyasi iktidarına karşı birlikte mücadele etmek zorundadır.

Türkiye işçi sınıfın en büyük kazanımları patronlara karşı verilen birlikte mücadele ile kazanılmıştır. Yakın tarihimizde Sun Tekstil işçileri direnişle birlikte işlerine geri döndüler, tüm haklarını aldılar. VIP işçilerinin direnişi, direnişimizdir. Zaferle sonuçlanacaktır. Buna yürekten inanıyoruz. ‘’ dedi.

Yapılan konuşmaların ardından TKP’liler direnişçi işçilerle sohbet etti, işçilerin direniş defterlerini imzaladı.