Sosyalist Gelecek ve Planlama Sempozyumu başladı

Bilim ve Aydınlanma Akademisi tarafından düzenlenen Sosyalist Gelecek ve Planlama Sempozyumu'nun açılışı ODTÜ Vişnelik Tesisleri'nde yapıldı.

soL - Ankara

Bilim ve Aydınlanma Akademisi (BAA) tarafından düzenlenen, Sosyalist Gelecek ve Planlama Sempozyumu bugün ODTÜ MD Vişnelik tesislerinde başladı.

BAA Genel Sekreteri Erhan Nalçacı yaptığı açılış konuşmasında kapitalist ve emperyalist sistemin derin bir bunalım içinde olduğunu belirterek bu sistemde hâkim ideolojinin "dünyanın geleceği için umut yok, yeni teknolojiler karşısında insan ve insan emeği değersizleşti" dediğini vurguladı.

Nalçacı "Özellikle bir karamsarlık yayıyorlar. Sosyalizme olan inancı, örgütlülüğe duyulan ihtiyacı azaltmaya çalışıyorlar. Oysa önümüzde çok güzel olanaklar var. BAA olarak bize çevrilen ideolojik silahı onlara geri çevirmek için bir araya geldik, bu sempozyumu gerçekleştiriyoruz" dedi.

Bu nedenle temel sloganlarının “İnsanlık önüne koyduğu her gerçek sorunu aşar!” olduğunu belirten Nalçacı şöyle konuştu:

SEMPOZYUM İÇİN 2 YIL HAZIRLIK

"İşsizlik, çevre kirliliği, intiharlar ne derseniz deyin bu sorunlar sosyalizmle aşılacak. Bilimsel olarak bu sorunları aşabilecek kapasitemiz var. Bu sempozyumda da reel sosyalizmin kazanım ve deneyimleri ışığında bu sorunları tartışacağız. Bunu yaparken sadece Türkiye için değil, tüm dünya için, ulusal sınırları aşarak bunları tartışmak durumundayız. Bilim ve aydınlanma akademisi olarak yaklaşık iki senedir bu sempozyuma hazırlanıyoruz. Sempozyum öncesi çok sayıda çalıştay yaparak hazırlandık, ve bu çalıştay sunumlarının sadece bir kısmı sizlerle paylaşılabiliyor. Eksik noktalarımız var elbette ancak sempozyum biter bitmez, bu sempozyum kitap haline gelecek ve hemen sonrasında tekrar çalışmalara başlayıp iki yılın ardından yeniden bir sempozyum yapacağız. Umarız bu iki sene içinde Türkiye işçi sınıfı iktidarını kuracak ve biz başka bir şey tartışıyor olacağız. Yaşasın sosyalizm, yaşasın eşitlik ve özgürlük mücadelemiz!”

Nalçacı’nın açılış konuşmasının ardından Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan kürsüye davet edildi.

'ÖNCÜ BİLİM İNSANLARINA İHTİYACIMIZ VAR'

Okuyan’ın konuşmasından bir kesit ise şöyle:

"BAA kısa süre içerisinde çok değerli bir hale geldi. Bu çalışmaları selamlıyorum. Bu çalışma TKP’nin yönlendirmesi ile ortaya çıktı. Siyasetin değmeyeceği herhangi bir alan olamaz. Siyasetin insanlığın dağarcığından çıkacağı günleri bir siyasetçi olarak umutla bekliyoruz. Sınıfları ortadan kaldırmak için bir siyasi mücadele veriyoruz. Siyasetten dar anlamıyla parlamenter bir uğraş tanımını çıkarmıyoruz. Sınıfsız sömürüsüz bir toplumsal düzen kurmayı hedefliyoruz. Sanattan bilime sermayenin sızmadığı bir alan yoktur. Sermayenin egemenliğini yıkma mücadelesi, sermayenin değdiği tüm alanlarda dişe diş bir mücadele gerektirir. Bilim alanında da mücadele devrim sonrasına bırakılırsa önemli bir mevzi bir kenara bırakılmış, ihmal edilmiş olacaktır. Kültür sanat ve bilim alanlarının ihmal edilmesinin ağır bedelleri vardır. Kapitalizmin kendi kâr amaçları için kullandığı alanları bir mevzi haline getirmeksizin kapitalizm teşhir edilemez. Kritik noktalardaki bilim insanlarına değmeden bunlarla mücadele edilemez."

"Önünde sonunda bu düzeni yıkıp sosyalist bir ülke kuracağız" diyen Okuyan bunun için hayatın tüm alanlarında öne çıkan öncü kadrolara ve bilim alanında da öncü bilim insanlarına ihtiyaç olduğunu dile getirdi. Okuyan "Devrimden sonra hayatı yeniden örgütleyerek yeni insanı yaratacağız. Bu süreç sandığımızdan daha sancılı geçecek. Eğitim, sağlık, enerji sorunlarımız olacak. Fabrikalarımızın, savunmamızın devam etmesi gerekecek. Bunları hangi insan kaynağı ile yapacağız? Eğer biz temel disiplinlerde kendi alanına hâkim, başka bilim insanları ile teması olan saygın bilim insanlarını mücadeleye katkı sunmaya ikna edebilirsek, belki de beklenmedik bir anda iktidarı alacak olan işçi sınıfı kara kara düşünmek zorunda kalmayacak" dedi.

Kapitalist toplumda bilimsel çalışmanın tek hedefinin kâr maksimizasyonu olduğunu belirten Okuyan "Bizim açımızdan bilimin hedefi toplumsal çıkarlardır. Çok köklü bir fark var arada. Bilimin Marksizmi olmaz ama Marksizmin bilime yaklaşımı olur" dedi.

'SOSYALİZMDE BİLİMSEL ÇALIŞMANIN ÖZNESİ VE ÖRGÜTLENMESİ DEĞİŞECEK'

Okuyan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bilimsel çalışmanın örgütlenmesi değişecektir bizim açımızdan. Bugün uluslararası tekellerin elindedir. Oysa sosyalizmde emekçi halkın tüm öbeklerinin katıldığı geniş bir ağa dönüşecektir. 

Bilimsel çalışmanın öznesi değişecektir. Kapitalist ülkelerde sermaye tarafından sömürülen bilim insanları ve sermayedarlaşmış, sermayenin devamı için bilim alanını yöneten bir özne mevcuttur.  Sosyalizmde ise bu sınıfsal karşıtlık ortadan kalkacaktır. Bilim alanının tek öznesi özgür bilim işçileri olacaktır. 

Eğitim bilimselleşecek, bilim insanının eğitimi de toplumsallaşarak bir ayrıcalık olmaktan çıkarılacaktır.

Sosyalist bir toplumda bilim insanı aynı zamanda siyasi bir varlık olacaktır. Örneğin parlamentoda da çalışacaklar, emekçi halkın diğer bölmeleri gibi."

Sovyet deneyiminde uzmanın çok az olduğunu hatırlatan Okuyan "Asker, diplomat, eğitmen yoktu, bilim insanı mühendisi çok azdı. Bu büyük bir sorundu. Çok büyük bir coğrafyada kıt kaynaklarla sosyalizmi kurmaya kalkıştılar. Bunun ortaya çıkardığı sorunları daha açık yüreklilikle konuşmamız lazım" dedi. Okuyan "Hep sanatçılar, sporcular, bilim insanlarından bir kesim yurtdışına kaçmaya çalıştı. Bu Sovyetlerin ayıbı değildi. Yeni düzene inanan bilim insanı yoktu. Yaratmak için ise en az on yıl gerekiyordu. Dolayısıyla mevcutları ikna etmeye çalıştılar. Nasıl? Açlık çekmeyecekler, ücretleri biraz daha fazla olacak, burjuvaziden gelen kısmına göz yumulacak, mülkleri iade edilecek, bir pazarlık söz konusu.." diye konuştu.

Sovyetlerin akademilerinde, araştırma kurumlarında çalışanların bir bölümünün Sovyet iktidarına inanmayan bilim insanları olduğunu belirten Kemal Okuyan, bunların aynı zamanda yeni düzene tehdit oluşturma potansiyelinin de olduğunu söyledi.

'TÜRKİYE'NİN EN İYİ BİLİM İNSANLARI İŞÇİ SINIFININ YANINDA DURACAK'

Buna rağmen Sovyet Rusya'nın bir sanayi devi haline geldiğini ve zaman içinde Sovyetler Birliği'nin sanatçı, sporcu, bilim insanı sayısını Batıya kıyasla on misline, yüz misline çıkardığını anlatan Okuyan "Dünyada en çok piyano çalabilen nüfus Sovyet Rusya’daydı. Devrimden sonra her köye piyano girdi. Bu alanlar ayrıcalık olmaktan çıktı, halka açıldı. Bilim insanlarıyla halk arasındaki fark zamanla azaldı. Örneğin ücret farklılıkları azaldı, ancak batılı ülkelerde bu fark daha fazlaydı. Bu bilim emekçilerini, sporcuları vs. bazılarını satın aldı Batı" dedi.

Okuyan "Bizim bu gibi durumlarla mücadele edebilmek için bugünden bir insan kaynağına sahip olmamız gerekiyor. Yarın iktidara gelecekmişçesine bakmak gerekiyor, hayata, Türkiye’ye ve dünyaya. Biz bir bilim insanın ihtiyaç duyacağı birikimi ve örgütlenmeyi hazır tutmak zorundayız. Rusya iktidara geldiğinde bu salondakinin onda biri birikime sahip değildi. Buna rağmen büyük bir işe kalkıştılar ve başardılar da. Biz iktidara geldiğimizde Türkiye’nin en iyi mühendisleri, en iyi sanatçıları, en iyi bilim insanları Türkiye işçi sınıfının yanında duracak, buna inanıyoruz!

YKP SİYASİ BÜRO ÜYESİ PAPADOPULOS: YENİ DÜNYA SOSYALİZMDİR!

Daha sonra kürsüye gelen Yunanistan Komünist Partisi Siyasi Büro üyesi Makis Papadopulos konuşmasına, “Yunanistan Komünist Partisi Merkez Komitesi adına Sosyalist Gelecek ve Planlama Sempozyumu’nu sıcak, militan, yoldaşça selamlıyor ve sizleri tebrik ediyorum" diyerek başladı.

Papadopulos şunları söyledi: "Gerek Bilim ve Aydınlanma Akademisi’nin genel çalışmaları, gerekse bu Sempozyum, Partinizin, devrimci öncü rolü üstlenen her Komünist Parti'de olması gereken teorik hazırlığının doğru yolda olduğuna işaret ediyor. Marksizm-Leninizm’in yaratıcı bir şekilde geliştirilmesi teorik hazırlığın bir parçasıdır. Bu zor yolda, modern bir devrimci stratejinin oluşturulması çabasında, TKP ve YKP yan yana yürüyor; katkılarını hem ‘Uluslararası Komünist Dergi’nin yayınlanmasında, hem ‘Avrupa Komünist İnisiyatifi’nin kararlarına katılımları aracılığıyla sunuyor. Bu ortak çaba, uluslararası kapitalist ekonominin gerilediği bugünkü karmaşık ortamda, özel bir öneme sahiptir. ABD, NATO ve AB’nin saldırgan planlarının ve yaşadığımız bölgenin genelinde emperyalist rekabetlerin, sınıf mücadelesinin ani ve keskin bir yükselişine yol açabileceği bir dönemden geçiyoruz. Yunan burjuva sınıfı jeopolitik rolünü yükseltmek amacıyla NATO’nun saldırgan planlarına aktif bir şekilde katılıyor.”

'BİRLİKTE İLERLİYORUZ'

Papadopulos Türkiye ve Yunanistan’daki mücadelenin ortak noktalarına işaret ettiği konuşmasını şu sözlerle noktaladı:

“Aynı zamanda iki parti de Türkiye ve Yunanistan’da hükümet politikalarının yarattığı hoşnutsuzluğun burjuva partileri ve özellikle sosyal-demokrat partilerin tuzağına düşmemesi için mücadele ediyor. İşçi sınıfının gücüne ve Marksizm-Leninizm’in üstünlüğüne güvenerek birlikte ilerliyoruz. 21. yüzyılda yaşanacak gelişmeler kanıtlayacaktır ki; ‘Geleceğimiz kapitalizm değildir. Yeni dünya, sosyalizmdir!”

KÜBA ANKARA BÜYÜKELÇİSİ'NDEN MESAJ

Küba Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Luis Alberto Amoros Nunez de sempozyuma ilettiği mesajında şunları kaydetti:

“Sevgili Dostlar, sempozyuma başka görevlerim nedeniyle katılmam mümkün olmadı. Ancak sizlere selamlarımı yolluyorum. Çalışmalarınızın sosyalist teorinin, özelikle de planlamanın sosyalizmdeki temel rolünün gelişmesine katkıda bulunmasını umduğumu ifade etmek istiyorum.

Bir Kübalı olarak devrimimizin sosyalizmin gelişimine katkılarından gurur duyuyorum. Bu çabalar emperyalist güçlerin sert saldırılarına maruz kalıyor. Bildiğiniz gibi, ABD'nin soykırıma varan ablukasına rağmen, Küba sosyalizmi yalnızca hayatta kalmayı değil, gelişmeyi ve ilerlemeyi de başardı.

Sosyalizmin hayatta kalabileceğini ortaya koyduk. Ayrıca sosyalizm ile birlikte herkes için okuma yazma ve okullaşmanın başarılabildiğini, açlığın ve yetersiz beslenmenin tamamen yok edilebildiğini, herkes için sağlığın sağlanabildiğini de gösterdik. Bunlarla beraber toplumun her kesiminde insanca, onurlu, dayanışmacı ve enternasyonalist bir dönüşümün gerçekleşebileceğini gösterdik.”

Sempozyumun açılışında daha sonra "Sosyalist Gelecekte Bilim" temalı resim yarışmasında ödül alanların ödülleri sunuldu.

Ardından BAA Moskova arşiv ve kütüphane gezisi için hazırlanan video gösterimi yapıldı. Yapıcılar’ın konseri ile son bulan etkinlik yoğun ilgi ile izlendi.