Maltepe Belediyesi işçileri TİS haklarını istiyor

Maltepe Belediyesi’nin iştiraki olan MATAŞ A.Ş. isimli şirketinde çeşitli birimlerde çalışan 850 işçi, sekiz ay önce imzalanan toplu iş sözleşmesine (TİS) uyulmadığı için 19 Temmuz 2019’da 24 saatlik uyarı eylemi yapmıştı. Patronların Ensesindeyiz ağı uyarı eyleminin öncesini ve sonrasında devam eden süreci MATAŞ işçileri ile konuştu.

soL - Patronların Ensesindeyiz

Maltepe Belediyesi’nin iştiraki olan MATAŞ A.Ş. isimli şirketinde çeşitli birimlerde çalışan 850 işçi, sekiz ay önce imzalanan toplu iş sözleşmesine (TİS) uyulmadığı için 19 Temmuz 2019’da 24 saatlik uyarı eylemi yapmıştı.

MATAŞ Grubunda MATAŞ A.Ş ve MATEĞ A.Ş olmak üzere iki şirket bulunuyor. Belediyenin vermekle yükümlü olduğu temizlik, park-bahçe ve çevre düzenlemesi işlerinin yanı sıra belediyenin tesislerindeki kafe vb. işletmeler de bu şirketler eliyle işletiliyor. Ayrıca şirketlerin belediye adına yürüttüğü eğitim ve sağlık hizmetleri de bulunuyor. Bu şirketlerde yaklaşık 1700 işçi çalışıyor ve bunların 1300 kadarı DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası İstanbul Anadolu Yakası 2 No’lu Şubesinin üyesi. Sendika ile MATAŞ yönetimi arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinde haftalık çalışma saatinin 45 saatten 40 saate indirilmesi, takip eden iki yıl boyunca asgari ücret artışlarının işçilerin maaşlarına yansıtılması, yılbaşında gıda desteği ve 1 Mayıs’ta ikramiye gibi birçok madde bulunuyordu. 

Patronların Ensesindeyiz ağı, uyarı eyleminin öncesi ve sonrasında devam eden süreci, MATAŞ işçileri ile konuştu;

Patronların Ensesindeyiz Ağı (PE): Bize TİS’in imzalandığı ve sonrasındaki 8 aylık zaman zarfı içinde gelişen süreçten bahsedebilir misiniz?

Maltepe Belediyesi İşçileri: Biz daha taşeron firmadayken sendikalı olma girişimlerimiz olmuştu arkadaşlarımızla birlikte ve çok fazla sayıda arkadaşımızla sendikaya üye olmuştuk. Ancak o zaman sendikalı olmak o kadar kolay değildi ve birçok arkadaşımız şirket baskısının da etkisi ile sendikalı olmaktan korkuyordu. MATAŞ’a geçtikten sonra sendikalı olma işi biraz daha rahatladı, zaten işçilerin çoğu da sendikaya üye oldu. Sendika da TİS yapacak yetkiyi almış oldu geçen yıl itibarıyla. TİS imzalandıktan sonra sözleşmenin gereği yerine getirilmedi. Bu sırada temsilci arkadaşlar ile sendika yetkilileri sürekli görüşme halindelerdi. Sendika temsilcisi arkadaşlar ve diğer işçi arkadaşlar çeşitli toplantılarda şirket yetkililerine “siz bunu imzaladınız neden bunun gereğini yapmıyorsunuz” diye sordular. Ama cevap olarak seçimlerden sonrası beklememiz gerektiği söylendi bize. Sürekli bütçe sıkıntıları olduğunu söyleyerek bizi oyaladılar. Hatta seçimin hemen öncesinde şirket, farklı mahallelerde bizleri sabahları kahvaltılarda topladı. Bu TİS gündemi açıldığında bize “Neden bu işlerde diretiyorsunuz arkadaşlar, işinizden mi olmak istiyorsunuz” gibi şeyler de söylediler bu toplantılarda üstü kapalı da olsa. Zaten seçime yaklaşık 20 gün kala tüm arkadaşlar ile birlikte Maltepe Belediyesi’nin önünde toplanıp basın açıklaması yapmıştık işçiler olarak.

19 Temmuz’daki “24 saatlik uyarı” eylemine gelecek olursak, bu karar nasıl alındı, süreç nasıl gelişti bundan bahsedebilir misiniz?
Bizim arkadaşlarla haberleşmek için kurduğumuz bir Whatsapp grubumuz vardı. Bu grupta bizim seçtiğimiz sendika temsilcisi işçi arkadaşlarımız da var. Onlar üzerinden nasıl hareket edeceğimize dair bilgiler bize iletiliyordu. Zaten sürekli seçimden sonra bu işin çözüleceği bize söyleniyordu. Seçimden sonra da grupta TİS’in ne zaman uygulanmaya başlayacağına dair konuşmalar artmıştı.

Peki eylemden sonraki sürece gelecek olursak…
İşçi çavuşları ile yönetim arasında 24 Temmuz’da bir toplantı oldu. Bu toplantı sonunda işçi çavuşları “üzerimizde baskı artacak, bize az elamanla daha çok iş yaptıracaklar” diye söylemişlerdi zaten. Bir iki gün içinde de buna yönelik düzenlenmiş kağıtları imzalattılar bize.

Ne vardı belgelerde? Sendika temsilcileri bu durumu nasıl karşıladı?
İşçi sayısının yarı yarıya azaltılacağı, görev yerlerimizin sayısının artabileceği hatta farklı işlerde de çalıştırılabileceğimize dair şeyler vardı. Mesela temizlik işçisi park ve bahçe işine de gönderilebilecek, park bahçedeki belki inşaat işine yollanabilecek diye anlamıştım ben. Temsilci arkadaşlar şirketin bizim üzerimizde baskı kurmaya çalıştığını bizim buna direnmemiz gerektiğini söylediler. Ama belgeleri imzalamamak gibi bir şey söylemediler. Uygulamasına da başlanmadı zaten henüz. Biz bu belgeleri imzaladıktan hemen sonra da zaten MATAŞ tüm işçilere mesaj gönderdi ve toplantıya çağırdı. Gelen mesajda toplantıda konuşulacak maddeler arasında TİS’e dair bir şey yoktu.

Toplantıya kimler katıldı, neler konuşuldu?
Toplantıya MATAŞ müdürü (yönetim kurulu başkanı) Levent Polat ile birlikte birkaç yönetici ve şirket avukatı geldiler. Levent Polat konuşma yaptı. İşte bize “sizinle tanışmaya sorunlarınızı dinlemeye geldik. 16-17 ay geçti eksiklerimizi gördük bu süreçte” dedi. Bundan sonra yönetimin işçilerin her türlü sorunlarını danışacağı bir masanın kurulacağını burada da kendi avukatlarının hazır bulunacağını söyledi. Konuşmasını bitirince işçilerden söz almak isteyen birisi var mı diye sordu müdür (Levent Polat), arkadaşlarımızdan biri söz alıp imzalanan TİS belgelerini göstererek “bu sözleşmede sizin imzanız yok mu? Neden gereğini yapmıyorsunuz?!” diye sordu. Bunun üzerine müdür “şov yapmayın, taşkınlık yapmayın. Biz buraya başka bir şey konuşmaya geldik” diye karşılık verdi. Tavır birden değişti anlayacağınız. Söz alan arkadaşımıza “terbiyesizlik yapma” diye ifadesi de oldu müdürün. Söz alan kişi zaten sendika işçi temsilcisi olarak seçilen kişiydi. Müdür cevap olarak “o zaman şartlar öyleydi imzaladık. Ancak şimdi şartlar değişti” dedi. Söz alan arkadaşımız Beşiktaş ve Kadıköy belediyelerinde benzer sözleşmelerin uygulandığını söyleyince şirket avukatı araya girerek “oralar da yakında patlayacak” dedi. Bunun üzerine tekrar söz alan arkadaşımız “biz bu işin peşini bırakmayacağız, kararlıyız!” deyince biz de alkışlamaya başladık.

Peki size imzalatılan şu belge? Ona dair bir şey konuşuldu mu toplantıda?
Evet başka bir arkadaşımız bu konuyu da sordu. Müdür bunun yeni bir sistem denemesi olduğunu söyledi. Buna takılmamamız gerektiğini söyledi. Tasarruf onlardaymış uygulanıp uygulanmayacağına dair. Henüz dediğim gibi uygulanmaya başlamadı. Ama tabi biz bunun bu süreçte üzerimizde baskı oluşturmak için yaptıklarını biliyoruz.

Bundan sonraki süreç nasıl devam edecek?
Bize önümüzdeki hafta her şeyin netleşeceği söylendi. Bildiğimiz kadarıyla Arzu Çerkezoğlu (DİSK Bşk.) ile Ali Kılıç (Maltepe Bld. Bşk.) pazartesi günü konuyla ilgili görüşecekler.

İşçilerin beklentisi nedir?
Çok bir beklentimiz yok. Yapılsaydı şimdiye kadar yapılırdı sözleşmenin gerekleri. Görüşmelerden istediğimiz gibi sonuç çıkmasa da biz mücadeleye devam edeceğiz. Hepimiz bunda kararlıyız.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Aslında bir konu daha var. Son zamanlarda yabancı uyruklu işçiler belediyede çalışmaya başladı. Afgan uyruklu bir işçiyi 1700 TL’ye çalıştırdıklarını öğrendik, asgari ücretin de altı. Onların şartları daha da kötü, belli ki kaçak çalıştırılıyorlar. Sigortasız, güvencesiz. MATAŞ bu şekilde hem sömürüyü artıracak hem de ucuz işçi var diyerek bu durumu bizim üzerimizde sopa gibi kullanacak.