Gezi Davası'nın ilk duruşması görüldü, dava yarın devam edecek

Haziran Direnişi'nin yargılanmak istendiği 'Gezi Davası' bugün başladı. Osman Kavala, Mehmet Ali Alabora, Mücella Yapıcı, Can Dündar, Ayşe Pınar Alabora, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Ekmekçi, Mine Özerden, Ali Hakan Altınay, Şerafettin Can Atalay ve Tayfun Kahraman hakkında açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü. Osman Kavala, Yiğit Aksakoğlu ve…

Haziran Direnişi'ne ilişkin dönemin Cemaat savcıları tarafından başlatılan 'Gezi Soruşturması'nın ardından açılan davanın ilk duruşması bugün görülüyor.

Aralarında Osman Kavala’nın da bulunduğu 2’si tutuklu, 16 ismin yargılanacağı dava Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nde başladı. 

Dava kapsamında "yargılanan" Osman Kavala ve Bernard Van Leer Vakfı Türkiye Temsilcisi Yiğit Aksakoğlu halen tutuklu bulunuyor.

Bugün ilk kez hâkim karşısına çıkacak olan Osman Kavala, 18 Ekim 2017’de gözaltına alınmış, ardından tutuklanmıştı.

Yiğit Aksakoğlu ise aynı soruşturma kapsamında 16 Kasım 2018’de yapılan operasyonun ardından tutuklanmıştı.

OSMAN KAVALA SAVUNMASINA BAŞLADI

Duruşmayı takip eden TKP'li Hukukçular, Osman Kavala'nın savunmasını paylaştı:

İddianamede iddialar sonlandırılmamıştır. Bana yapılan suçlamalar haysiyet kırıcıdır. Hayatımın hiçbir safhasında seçim dışında rejim değişikliği fikrine yakın olmadım. Her zaman barıştan ve demokrasiden yana oldum. Bilgisayarımda telefonlarımda silinmiş veya sifreli hiç bir mesaj yoktur. Telefonlarım gezi olaylarından önce dinlenilmeye başlanmıştır. Gazete yazılarım alınarak somut delil olmadan, savunmamı almadan iddianameyi hazırlamak FETÖ usulüdür. Benim veya iddianamede yer alan vakıfların hesabında olağanüstü bir hareketlilik yoktur. Her fonun nereye aktarıldığı yer bellidir. Söz konusu fonlar vakıfların kültür ve sanat etkinlikleri ıçin kullanılmıştır. Tüm bunlara dair belgeleri sunacağız. Etkinlikler hepsi yasaldır ve kamu yararınadır.

Bu iddialar halk hareketini de küçümsemektedir. Ayrıca Arap Baharı süresinde Soros da etkili degildir

Gezi eylemlerine katılanlar etnik kökenlerinden, cinsiyetlerinden bağımsız olarak kamusal haklarının ellerinden alınmasına tepki göstermişlerdir. Plansız, kendiliğinden ve lidersiz bir harekettir.

Polisin sert müdahalesi ve hukuka uygun olmayan gaz fişeği kullanımı gezi olaylarını büyütmüştür. Tepkiyi çoğaltmıştır. Bir odak tarafından planlanması mümkün değildir.

Gezi Parkı'ndaydım. Gezi'ye fidan da dikmiştim. Çevreye karşı duyarlıyım çünkü. Tema'nın kurucusu üyesiyim. Taksim Dayanışmasının üyesiyim. Ofisim Gezi Parkı'nın karşısında ve hayatımın önemli bir parçası Gezi. Gezi Parkı'nın park olarak kalmasından yanayım.

YİĞİT AKSAKOĞLU: İDDİANAME HAYAL ÜRÜNÜDÜR

Bernard van Leer Vakfı Türkiye Temsilcisi tutuklu sanık Yiğit Aksakoğlu'nun savunmasına geçildi.

Hayatım boyunca sivil toplum örgütleri ile çalıştım. İddianamede yer alan projelerin bazılarını Milli Eğitim Bakanlığı ile bazılarını üniversiteler, dernekler, vakıflar ile gerçekleştirdik. Tutuklanmadan birkaç hafta önce Fatma Şahin ile çocuklar hakkında bir proje için görüşmüştüm. Pek çok başka belediye ile de görüşüyordum aynı proje kapsamında.

0-3 yas arası çocuklar için parti gözetmeksizin çalıştım. İddianamede bu projeye yer verilirken neden içlerinde AKP'li belediyeler ile de çalışıldığı gözardı edilmiş.

Söz konusu iddianame hayal ürünüdür. Ses kayıtları yok. Telefonumu kim dinlemiş, sonra yeniden kim dinleme kararı vermiş, bunlar neden sonradan kıymetlendirilmiş bilemiyorum.

MÜCELLA YAPICI: BU İDDİANAMEYİ KÜLLİYEN REDDEDİYORUM

Mücella Yapıcı, iddianameye tepki gösterdiği savunmasında şu ifadeleri kullandı:

Benzer davada daha önce de yargılamıştım. Ben Mimarlar Odası üyesiyim. Taksim Dayanışmasının üyesiyim. Dayanışmanın twitter adresinden kışkırtıcı ve provakatif paylaşımlarında bulunduğum iddia edilmiştir.

Hakkımdaki suçlamalardan en komiği 40 yıllık mimar olarak Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefetten cezalandırılmamın istenmesi.

Gezi Parkı'nda biber gazından etkilenmemek için kullandığımız şeyler gaz maskesi, talcid idi. Siz de Gezi parkına geldiyseniz görmüşsünüzdür. Özel bir malzeme yoktur.

Gezi'de polis şiddetinden pek çok kişi öldü. Gözünü kaybedenler oldu. Bu durum bizim yarattığımız algı sonucu mu oldu? Hükümeti istifaya herkes çağırdı.

Ben bu iddianameyi külliyen reddediyorum. Insanlar sahip olduğu hakları kullanması sebebiyle cezalandırılamaz. Barışçıl gösteri, huzursuzluğa karşı gelmek suç sayılamaz.

'HÜKÜMET İSTİFA DEMEK SUÇ DEĞİLDİR'

Gezi parkında değişiklik yapılmasına karşı tepki göstermek, dayanışmak, insanları bilgilendirmek olağandır. Bu meslek örgütümüzün görevidir. Hükümet istifa demek suç değildir. Hatta bu kadar tepkiden sonra çoğunlukla hükümet zaten kendiliğinden istifa eder.

Biz tüm raporlarımızı, açıklamalarımızı, sosyal medya paylaşımlarımızı Kamu Denetçiliği Kurumuna sunduk. Daha ne yapmamız bekleniyor? Biz bir şeyi yaparken saklamadık ki. Ne yaptıysak ortadadır.

Hukuksuz olan Gezi parkına yapılmaya çalışılan inşaattır. O yapı kaçaktır! Dozer ile su ve elektrik tesisleri tahrip edildi.Buna karşı geldiğimiz için yakından iki el gaz atıldı.Bugün bütün kaçak yapılar polis tarafından korunuyor. Biz asla şiddete başvurmadık.

Gezi parkı bizim çocuklarımıza bırakacağımız en güzel aydınlığımızdır.

 

 

Çiğdem Mater savunmasında, ''Film çekmek istediğim için darbeye teşebbüsle suçlanıyorum. Bunun dışında iddianamede hiç bir isnat yok'' dedi.

Hakan Altınay'in savunmasında, "Suçlamaların tamamını reddediyorum. Gezi parkını 2-3 defa ziyaret ettim. Oradaki birlikteliği önemsedeyim. Ancak ayni dönemde AKP'lileri de anlamak için dinledim. Ben ilgili dönemde Vakfın yönetim kurulu üyesi değildim" dedi.

Duruşma sona erdi. Diğer sanıkların dinlenmesine yarın devam edilecek.