Emevi camiinde namaz kılacaktı, Suriye'nin toprak bütünlüğüne razı oldu

'Göreceksiniz inşallah biz en kısa zamanda Şam'a gidecek, oradaki kardeşlerimizle muhabbetle kucaklaşacağız. O gün de yakın. İnşallah Selahaddin Eyyubi'nin kabri başında Fatiha okuyacak, Emevi Camisi'nde namazımızı da kılacağız...' Erdoğan bu sözleri söyleyeli tam 7 yıl oldu. 'Biz oraya zalim Esed'in hükümranlığına son vermek için girdik' diyeli ise tam 3…

Ali Ufuk Arikan

Suriye'ye yönelik emperyalizmin senaristliğinde cihatçı saldırının başladığı günlerde Erdoğan hızla 'kardeşim Esad'dan 'zalim Esed'e dönmüş, Suriye sınırlarını cihatçılara açmış, sınır hatları adeta cihatçı örgütlerin yol geçen hanı olmuştu.

Sınır desteği ve ABD'nin silah yardımlarıyla cihatçılar Şam yürüyüşüne başlarken, Erdoğan hayalini açıklıyordu: Göreceksiniz inşallah biz en kısa zamanda Şam'a gidecek, oradaki kardeşlerimizle muhabbetle kucaklaşacağız. O gün de yakın. İnşallah Selahaddin Eyyubi'nin kabri başında Fatiha okuyacak, Emevi Camisi'nde namazımızı da kılacağız. Bilali Habeşi'nin, İbn-i Arabi'nin türbesinde, Süleymaniye Külliyesi'nde, Hicaz Demiryolu İstasyonu'nda kardeşliğimiz için özgürce dua edeceğiz.

Erdoğan'ın bu sözlerinin üzerinden tam 7 yıl geçti...

Bu 7 yıllık süreçte Suriye'de birçok cihatçı grup ABD'nin de desteğiyle AKP eliyle silahlandırıldı, eğitildi, sınırlardan özgürce geçmelerine izin verildi.

ÖSO adıyla bir grup Türkiye'yi karargâh ilan etti, Suriye'ye yönelik saldırılarını buradan planlandı.

"Esad düştü düşecek" diyenlerden biriydi Erdoğan...

Ancak emperyalistler ve destekçileri Suriye'de halkın direnişiyle karşılaşınca, 2011'de başlayan saldırılar ve kaybedilen, cihatçı kontrolüne geçen topraklar bir bir Suriye tarafından yeniden özgürleştirildi.

Ama Erdoğan yine durmadı...

2016'ya gelindiğinde, Suriye'ye yönelik saldırı tehditleri hâlâ yüksek perdeden dile getirilirken, Erdoğan şöyle diyecekti:

Bir adaletin tesisi için oradayız. Zalim Esed'in hükümranlığını son vermek için biz Suriye'ye girdik...


Aradan bir yıl geçtiğinde, Suriye'de tutunmakta zorlanan emperyalistler yeni bir kimyasal yalanını devreye sokuyor, Suriye'nin kimyasal silah kullandığını iddia ediyordu. Trump bu yalanının hemen ardından Suriye'ye saldırı planını "Esad kırmızı çizgiyi aştı" diyerek duyurunca Erdoğan derhal saldırı talep ediyor ve Trump'a teşekkür ediyordu: "Teşekkür ederim (Trump'a) ama lafta kalmasın. Eğer bu hakikaten icraat ortaya konulursa, biz de Türkiye olarak, bize ne düşüyorsa, biz bunu yapmaya hazırız"

Ancak Suriye'de artık cihatçı yalanlarının tutunacak dalı kalmamıştı, bu provokasyon da tutmayacaktı.


Yıl 2019'a geldiğinde ise Erdoğan Suriye'de ABD'nin de oluruyla yeni bir operasyona girişti, operasyonun başladığı gün ülkedeki tüm camilerde fetih suresi okutuldu.

Ancak Erdoğan'ın Şam'da namaz kılma hayali de emperyalistlerin Suriye'yi paramparça etme planları da artık büyük ölçüde devre dışı kalmış durumda.

Aradan geçen 7 yılın sonunda Erdoğan bugün Putin'le yaptığı görüşme sonrası şu sözleri dile getirecekti:

Bizim hiçbir zaman ülkenin toprağında, egemenliğinde gözümüz yoktur. Şimdiye kadar sahada attığımız tüm adımları hassasiyetle attık.

Şam hayalleri suya düşen Erdoğan'ın Resulayn, Tel Abyad, Afrin, Cerablus ve El Bab için önümüzdeki dönem nasıl bir adım atacağı merak konusu. Erdoğan'ın Putin'le imzaladığı anlaşma Suriye'nin toprak bütünlüğü konusunda atılan önemli bir adım olarak öne çıkarken, geride kalan toprakların sahibine, Suriye'ye devri de şimdi masada duruyor.