Burak Akkul iyi, peki durum iyi mi?

Twitter hesabından yayınladığı video mesajla 'korona pozitif' olduğu şüphesini açıkladı. Gezenti adlı programın sunucusu Burak Akkul'un yattığı hastaneden edindiğimiz bilgiye göre son günlerde birden çok hasta Koronavirüs şüphesiyle yatırılmış bulunuyor. Bilgiler TTB’nin bugün yaptığı açıklamayla da uyuşuyor: Ülkede çok fazla sayıda hasta var ve bunların sadece kimlikleri değil…

Mehmet Kuzulugil

Bugün kendi Twitter hesabından bir video mesaj yayımlayan Burak Akkul, Kartal Lütfü Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Koronavirüs şüphesiyle 5 gündür tedavi gördüğünü, yapılan test sonucunun kendisine bildirilmediğini ama Koronavirüs muamelesi gördüğünü anlattı ve izleyenleri destek olmaya, yetkilileri de durumunu açıklığa kavuşturmaya çağırdı.


Akşam saatlerinde yayımladığı ikinci bir mesajla sosyal medya takipçilerine teşekkür ederek “Koronavirüs pozitif tedavisine” başlandığını duyurdu. “Bugünki paylaşımımdaki amaç, kimseyi eleştirmek ya da hizmet bulmak değildi tabii ki. Bir ihtiyacımızı gidermek, sonucu öğrenmekti” diyen Akkul, sosyal medyadan da aldığı destekle sonuç aldığını “Bu gerekli yerlere ulaştı ve bana sonuç geldi. Bana şu anda korona pozitif tedavisi uyguluyorlar, çok da güzel uyguluyorlar. Çok teşekkür ediyorum” sözleriyle anlattı.


Burak Akkul’un son açıklamasında test sonucunun pozitif çıktığı ve bunun kendisine bildirildiği konusu net değil. Zira esasen hastanelere Koronapozitif şüphesiyle yatırılan hastalara zaten bakanlığın daha önce ilan ettiği protokol uygulanıyor ve şüpheli hastalar kesin olarak yanlışlanana kadar (çok doğru ve zaten zorunlu görülecek bir uygulamayla) KOVİD-19 pozitif muamelesi görüyor.

Öte yandan hastaneden aldığımız bilgiye göre Akkul için KOVİD-19 teşhisi konulmuş durumda.

BAŞKA ŞÜPHELİ HASTALAR DA VAR

Hastane çalışanlarından aldığımız bilgiye göre, son günlerde birden çok hasta Koronavirüs şüphesiyle yatırılmış bulunuyor. Hatta geçtiğimiz günlerde çocuk servisine gelen iki hasta şüphe üzerine enfeksiyon servisinde ayrı odalara alınmış.

Hastane içinde dolaşan söylentiler olarak ifade edildiği için güvenilir bilgi olarak görülmemesi gerek kaydını düşerek şunu da aktaralım: Hastanede 2 yüksek şüpheli ve 1 pozitif hastanın bulunduğu da söyleniyor.

Bunu, bilgi kirliliğinin parçası olarak görüp üzerinde durmayabiliriz ancak hastanedeki şüpheli hastaların durumuyla ilgili somut bazı şeyler dikkat çekici.

Bakanlığın oluşturduğu protokole göre Koronavirüs şüphesiyle yatışı yapılan hastalar, teşhisi yapılmış KOVİD-19 hastalarıyla aynı şekilde değerlendiriliyor.

İzolasyon altına alınıyorlar, onlarla ilgilenen sağlık personeli özel olarak tespit edilip ayrılıyor ve N 95 solunum maskesi başta özel ekipmanla hastaya müdahale ediyorlar.

Burak Akkul'un da enfeksiyon servisinde bugüne kadar ayrı bir odada izole edilerek tutulduğu, çalışanların bu ekipmanı kullandığı belirtiliyor.

Öte yandan, bakanlık protokolündeki izolasyon koşulları arasında yer alan bazı unsurlar fiilen uygulanamıyor. Görüştüğümüz sağlık çalışanları örneğin protokolde yer alan “negatif basınçlı oda” koşulunun sadece ülkemizde değil dünyada da pek az yerde sağlanabileceği görüşünde.

Bu durumda izolasyon koşullarını sağlamak için belirlenmiş olan yöntem, KOVİD-19 tedavisi için hastanelerin belirlenerek ayrılması ve bunun dışında hastanelerde odaların değil kat ve servislerin yine sadece KOVİD-19 hastaları ve şüphelileri için boşaltılmasıydı.

Görüştüğümüz bir sağlık çalışanı, vaka sayısının çok büyük bir hızla artacağı ve örneğin İstanbul’da ayrılan iki hastanenin yeterli olmayacağı fikriyle bu yöntemden vazgeçilmiş olabileceğini düşünüyor.
Bu durumun somut karşılığı tüm hastanelerde belki de tüm servislerin KOVİD-19 riskini taşıyacak şekilde kullanılması.

Burak Akkul da kendisi için Koronavirüs tedavisinin başlatılmasından memnun olsa da düne kadar Kartal Devlet Hastanesi’nde Enfeksiyon Servisi’nde bir odada tutuluyordu. Aldığımız bilgi Akkul’un belirlenmiş bir tek hekimin kontrolünde olduğu ve sağlık çalışanlarının gerekli ekipmanı kullanarak müdahalede bulunduğu.

Hastanenin bütününde ise büyüyen bir sorun var: Sağlık çalışanlarının ve böylece hastaların salgından korunması için gerekli temizlik ve koruma malzemeleri sağlanamıyor. Dezenfektan sıvılar bile her gün çok az miktarda servislere dağıtılabiliyor.

Akkul’un yattığı hastaneyle ilgili bilgiler TTB’nin bugün yaptığı açıklamayla uyuşuyor.

“Çok fazla sayıda hasta var ve bunların sadece kimlikleri değil sayıları da gizleniyor. Bu politikanın da katkısıyla sağlık çalışanları şu anda büyük bir tehdit altındalar. Salgınlara karşı mücadelenin temel kuralı uygulanmıyor: Sağlık çalışanlarının sağlığı korunmuyor.”

Durum gerçekten bu olabilir ve bunun bedeli önümüzdeki günlerde ağır bir biçimde ödenebilir.

Okurlarımız lütfen yanlış anlamasın, söylediğimiz “Hepimiz ölebiliriz” değil. Sonuçta riskleri büyük olsa da tedavisi mümkün olan bir hastalıktan söz ediyoruz. Tehlike sistemle ilgili: Salgın bir anda çok büyük bir yayılma gösterebilir. Sağlık sistemi yığılan onbinlerce hasta, kendisi hasta olmuş binlerce sağlık çalışanı ve buna hiç hazır olmayan hastanelerle kilitlenebilir.

Umre dönüşünden, sonuçları gizlemeye kadar birçok konuda hiç iyi işaretler vermemiş olan sağlık üstyapısı bu konuda hiç güven vermiyor.

“Bakanı takdir etmek lazım, çok iyi çalıştı” hikayelerinin de önümüzdeki dönemde hiçbir hükmü olmayacak.

DÜZELTMELER

Haberimizi hazırladıktan sonra iki konuda düzeltme yapma ihtiyacı duyduk.

Birincisi, Akkul'un eşi kendisinin hastanede olmadığını ve yatışının hiç yapılmadığını duyurmuştu. Bu hastane tarafından da doğrulandı. Bayan Akkul sadece test için hastaneye gelmişti.

İkinci düzeltme ise Akkul'un odasının bulunduğu koridorun boşaltıldığı konusundaydı. Hastanedeki kaynaklarımız haberimizin ardından bize tekrar ulaşarak koridorda başka hastalara ait odaların da bulunmaya devam ettirdiğini bildirdi.