Basın toplantısında işçiler buluştu: 'Patronların Ensesindeyiz' ağı yola çıktı

'Patronların Ensesindeyiz' ağı, yapılan basın toplantısıyla faaliyetine başladı. Kriz fırsatçısı patronlara karşı dayanışmayı, haberleşmeyi ve mücadeleyi büyütmeyi amaçlayan ağın ilk basın toplantısında pek çok farklı sektörden işçiler konuşarak örgütlü mücadele çağrısında bulundu.

Haber Merkezi

Krize karşı işçilerin örgütlülüğünü güçlendirmeyi amaçlayan Türkiye Komünist Partisi, dayanışma, haberleşme ve mücadele için "Patronların Ensesindeyiz" ağını harekete geçirdi.

Yapılan ilk basın toplantısında pek çok farklı sektörden işçiler söz alırken, TKP Merkez Komite Üyesi Alpaslan Savaş, ağın işleyişine dair bilgilendirmede bulundu.

KRİZE VE KRİZ FIRSATÇISI PATRONLARA KARŞI DAYANIŞMA

Savaş, konuşmasında siyasi boyutları da olan ekonomik kriz sebebiyle bütün işçilerin baskı altında olduğunu, çok sayıda işçinin işini kaybettiğini, krizin faturasının işçilere kesilmeye çalışıldığını belirtti.

Kriz zamanlarında sürekli söylenen "Hepimiz aynı gemideyiz" söylemlerinin yeniden gündeme getirildiğine işaret eden Savaş, kriz sırasında da patronların kazanmaya devam ettiğini, birileri kazanırken işçilerin kaybeden tarafta olduğunu söyledi.

Türkiye'de milyonlarca insanın bir aylık maaşını alamaması halinde yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda olduğunu söyleyen Savaş, yaşam kavgası veren işçileri örgütlenmeye çağırdı.

'ENFLASYONLA MÜCADELE PROGRAMI PATRONLARA YARIYOR'

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan "enflasyonla mücadele" programının patronlar için hazırlandığını ifade eden Savaş, programdaki teşviklerle milyonlarca liranın yine patronlara aktarılacağını ifade etti. Savaş, işçilere düşeninse yalnızca "yüzde 10 indirim" olduğunu vurguladı.

Savaş, Rahip Andrew Brunson'ın serbest bırakılması sürecinde de dolar artış ve düşüşleriyle birlikte elinde döviz olanların ve kriz fırsatçılarının parasına para kattığını da dile getirdi.

'İŞÇİLERİN BİR PLANI OLMAK ZORUNDA'

Sermayenin kriz sürecinde örgütlü hareket ettiğini aktaran Savaş, "Kriz sürecinde işçilerin bir planı olmak zorunda" diye konuştu ve patronların örgütlülüğünün karşısına işçilerin örgütünün konacağını söyledi.

Patronların Ensesindeyiz ağının yapacağı çalışmalar konusunda bilgi veren Savaş, ağın öncelikle yapılan hak ihlallerini teşhir edeceğini ifade etti. Savaş, iş yerlerindeki baskının, hak gasplarının, kriz fırsatçılığıyla yapılan işten çıkartmaların gündeme getirileceğini duyurdu.

İŞYERİ KOMİTELERİ KURULACAK

Dayanışma, haberleşme ve mücadele ağının işlemeye başlamasıyla birlikte işçilerin arasındaki iletişimin artırılacağını söyleyen Savaş, kurulacak işyeri komiteleriyle birlikte hak gasplarının önüne geçileceğini, işten çıkarmalarla ve baskılarla mücadele edileceğini belirtti.

"Mesai arkadaşları bir araya gelerek tedbir almalı" diyen Savaş, Patronların Ensesindeyiz ağı içerisinde avukatların da bulunacağını, ağın işçilerin haklarını savunmak için çalışacağını söyledi.

"Beraber mücadele etmenin yollarını ve araçlarını bulacağız" diyen Savaş, krizin faturasının işçilere kesilmesinin engellenmesi için direnç noktası yaratmayı amaçladıklarını ifade etti.

CARGİLL DİRENİŞÇİSİ: İŞÇİLER BİR ARAYA GELİRSE ÇOK FARKLI ŞEYLER OLABİLİR

Bursa'daki Cargill direnişinden gelen Abdullah, 180. günündeki direnişte yaşadıklarını anlattı. İstanbul'a yaptıkları yürüyüşü, Flormar işçileriyle ve diğer fabrikalardaki işçilerle bir araya gelmelerini anlatan Abdullah, "işçiler birlik olduğunda çok farklı şeyler olabilir" dedi.

Cargill'in sendikalaşmaya izin vermediğini, anayasal haklarını kullanamadıklarını, krizi bahane ederek işçi çıkarıldığını söyleyen Abdullah, buna karşı direnişlerinin sürdüğünü vurguladı.

"Patronlar nasıl iletişim halindeyse biz de iletişim içerisinde olmalıyız" diyen Abdullah, TKP'nin bu sebeple bu ağı kurduğunu düşündüğünü ifade etti. Abdullah, "Umarım bu bir başlangıç olur" diyerek, ağa destek vereceklerini söyledi.

TEKSTİL İŞÇİSİ: MAKİNENİN DÜĞMESİ PARMAĞINIZIN UCUNDA

Tekstil işçisi Fatma, tekstil sektöründe ağırlıklı olarak kadınların, göçmenlerin ve çocukların çalıştığını, çalışma koşullarının çok ağır olduğunu belirtti.

Patronların krizi bahane ederek sömürüyü artırdığını söyleyen tekstil işçisi, buna karşı işçilerin örgütlenmesi gerektiğini söyledi.

Bir tekstil işçisi olarak ağa destek vereceğini belirten tekstil işçisi , "O makinenin düğmesi sizin parmağınızın ucunda, istediğinizde açar, istediğinizde kapatırsınız" diyerek tekstil işçilerine örgütlenme ve mücadele çağrısı yaptı.

PLAZA ÇALIŞANI: BİZ DE SINIFIN PARÇASIYIZ

Bir plaza ve ofis çalışanı olarak konuşan Esin, beyaz yakalıların da işçi sınıfının bir parçası olduğunu, kendilerinin de baskı altında çalıştığını söyledi.

Patronların çalışanlara karşı yıldırma politikası izlediğini söyleyen Esin, bu sebeple çok sayıda beyaz yakalının psikolojik destek almak durumunda kaldığını belirtti.

Plazalardaki ve ofislerdeki baskının bir sağlık sorunu haline gelmeye başladığını bildiren Esin, reklamcılık gibi sektörlerde çalışanların iki gün uyumadan çalıştırıldığını ifade etti.

Tekstil işçisi Fatma'nın sözlerine destek veren Esin, "Bilgisayarların düğmesi de bizim parmaklarımızın ucunda, biz de bunu yapabiliriz" dedi. Esin, Vestel önünde yaptıkları bildiri çalışmasını da anlatarak, Patronların Ensesindeyiz'in internet sitesinin şimdiden yasaklandığını hatırlattı.

VESTEL İŞÇİLERİNDEN MESAJ

Esin, Vestel işçilerinden gelen mesajı aktardı. Vestel işçilerinin dayanışma ve mücadele ağına gönderdiği mesaj şöyle:

"Patronların Ensesindeyiz Platformuna,

Bildiğiniz gibi Vestel'in bağlı bulunduğu Zorlu Holding, PE platformunun web sitesine erişimi, ilanının ertesi günü engelleyerek işçi düşmanlığında bir kez daha ilk sıraya yerleşti.

Kardeşler,

Her yıl milyarlarca lira ciro yapan Zorlu Grubu, bizlerin en temel hijyen ve güvenlik ihtiyaçlarını karşılamayı krizi bahane ederek reddetmektedir. Talep ettiğimiz en basit önlemler bile mali nedenlerle geri çevrilirken, Zorlu otomotivde yeni yatırımlar yapmaya başladı bile.

Zorlu bu cesareti, işçilerin örgütsüzlüğünden alıyor. Kendileri işveren sendikalarında örgütlü olan patronlar, bizleri her türlü baskı ile sendikal hareketten uzak durmaya ve örgütsüzleştirmeye çalışıyor..

Bizler,

Patronlar tarafından gasp edilen örgütlenme ve sendikalaşma hakkımızı geri istiyoruz.

İşçi sağlığı ve güvenliği için gerekli önlemlerin alınmasını istiyoruz.

İş güvencesi istiyoruz.

Hülasa bizler; insanca çalışmak, insanca yaşamak istiyoruz!

Ve biliyoruz ki, hak verilmez alınır! 

Bu nedenle bizler, gasp edilen her bir hakkımızı geri almak için Patronların Ensesindeyiz!

Gücümüz birliğimizden gelir!

Bütün kardeşlerimizi bu mücadeleye omuz vermeye ve türlü oyunla elimizden alınan her bir hakkımız için patronların yakasına yapışmaya çalışıyoruz.

Direnen Anıtur, Cargill, Flormar ve 3. Havalimanı işçilerini en içten dayanışma duygularımızla selamlıyoruz.

Vestel İşçileri"

BANKA ÇALIŞANI: TEK BAŞIMIZA GÜÇSÜZÜZ

Odeabank'ta çağrı merkezinde çalışırken işini kaybeden Zerrin, kriz döneminde örgütlülüğe ihtiyaç olduğunu söyledi.

"Tek başımıza güçsüzüz" diye konuşan Akın, patronların örgütsüz işçileri istediği gibi kullanabildiğini vurguladı.

Patronların Ensesindeyiz'in buna karşı dayanışmayı ve mücadeleyi sağlayacağını belirten Zerrin, çalışanların bir plana ihtiyacı olduğunu, bunu bu ağın sağlayacağını belirtti.

METAL İŞÇİSİ: GEÇMİŞ KRİZLER GİBİ YİNE FATURA İŞÇİYE KESİLİYOR

2001 krizlerini, 2008-09 krizlerini hatırlatan metal işçisi Yusuf, yine geçmiş deneyimler gibi krizin faturasının işçi sınıfına çıkartılmaya çalışıldığını bildirdi.

Patronların krizden faydalanarak işçi çıkarttığını, kalan işçileri de "ölümü göstererek sıtmaya razı etmeye çalıştığını" söyledi.

İşten çıkartmalarla birlikte eskiden tek makine kullanan bir işçinin, iki ya da üç makineye bakmak zorunda kaldığını ifade etti.

Ford'un 3 hafta boyunca kamyon üretmeyeceğini hatırlatan metal işçisi, "Aynı sektörde değilim diye bunu düşünmeyecek miyim, o işçilerin haklarını alabilecekler mi?" diye sordu. 

Yusuf işçilerin dayanışma ve iletişim içerisinde olması gerektiğini vurguladı.

ATANAMAYAN ÖĞRETMEN: YÜZ BİNLERCE ÖĞRETMEN BU SORUNU YAŞIYOR

Atanamayan öğretmen Cihan, Türkiye'de kendisiyle aynı durumda yüz binlerce öğretmen olduğunu, kadro verilmeyen öğretmenlerin ücretli öğretmen olarak çalıştırıldığını söyledi.

Kendisinin de bu sebeple mesleğini yapamadığını ve başka bir işte çalıştığını ifade etti. 

Cihan, "Okullarda da bir patron var" diyerek, okulların patronun müdürler olduğunu ve müdürlerin öğretmenler üzerinde baskı kurduğunu belirterek, herkesten bu dayanışma ağına dahil olmasını istedi.

APARTMAN GÖREVLİSİ: BİZİM GEMİMİZ AYNI DEĞİL, BİZİM GEMİMİZ BURASI

Toplantıya apartman görevlilerini temsilen katılan Konut-İş Genel Başkanı Alican Kayhan, apartman görevlilerinin çalışma saati olmaksızın sürekli çalıştırıldığını ifade etti.

Sendikalarının 20 yıldır görev başında olduğunu ve apartman görevlilerinin haklarını korumaya çalıştığını belirten Kayhan, işçilerin örgütlülüğe gereksinim duyduğunu söyledi.

"Aynı gemideyiz diyorlar, bizim gemimiz ayrı, bizim gemimiz burası" diyen Kayhan, "TKP'nin işçileri bir araya getirmek için elini taşın altına koyduğunu" söyledi ve dayanışma ağına desteğini iletti.

İŞTEN ATILAN 3. HAVALİMANI İŞÇİSİ: TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK VE EN KANLI ŞANTİYESİNDEN MESAJ VAR

Şubat direnişi sırasında işini kaybeden eski 3. havalimanı işçisi Halil, işçilerin verdikleri direnişle daha önce zafer kazandıklarını ve yeniden zafer kazanabileceklerini söyledi.

Havalimanında işçilerin yaşadıklarını aktaran Halil, havalimanı işçilerinin baskı sebebiyle açıklamaya gelemediğini ancak mesajlarını gönderdiklerini söyledi.

Halil tarafından aktarılan mesaj şöyle:

"Türkiye’nin en büyük ve en kanlı şantiyesinden Türkiye İşçi sınıfının tekrar ayağa kalkması, ülke siyasetine el atması ve patronlarla hesaplaşması çağrısını selamlıyoruz.

Kamuoyunda da bilindiği üzere 3. havalimanı şantiyesi; sayısını kimsenin bilmediği iş cinayetleri, doğa katliamı, çok yoğun şekilde yaşanan hak gaspları ve iktidarın kendi şovu için kullanma arzusuyla muazzam bir bitirme baskısı ile anılıyor.

Biz 3. havalimanına dair söylenebilecek tek şeylerin bunlar olmadığı düşüncesindeyiz. 3. havalimanı şantiyesi işçi sınıfının kendisine karşı yapılan haksızlıklara karşı ayağa kalkınca yapabileceklerinin neler olabileceğine dair bazı örnekler de vermiştir. 3. havalimanı şantiyesi işçilerin ayaklanmasının patronları ne kadar korkutabileceğini de göstermiştir, şimdi önümüzdeki görev ayağa kalkabilen işçi sınıfımızın daha çok ferdini örgütlü kılmak ve kazanımları daha ilerletmektir.

3. havalimanında çalışan işçiler olarak önümüze koyduğumuz görev budur. Patronların ensesindeyiz çalışmasında üzerimize düşen görevlerin bilincindeyiz ve gün ve gün bunları yaparak sınıf mücadelesini yükselteceğiz."

İŞÇİ AVUKAT: KRİZ BİZİM İÇİN ÖDENEMEYEN FATURALAR VE KİRALAR DEMEK

İşçi avukat Firdevs, krizin patronlar için işçileri daha yoğun sömürmek demek olduğunu, kendileri içinse ödenemeyen faturalar ve kiralar, hayatta kalma mücadelesi anlamına geldiğini söyledi.

Kendi hakları için mücadele edeceklerini belirten işçi avukat, Patronların Ensesindeyiz ağıyla birlikte hak gasplarının önüne geçilmesi için mesleki olarak da çalışacaklarını ifade etti.

"Hak arama mücadelesinin bir parçası olan biz işçi avukatlar, patron avukatların ensesindeyiz diyen Firdevs, ağa katılma çağrısında bulundu.

KAFE-BAR ÇALIŞANI: GÜNDE 16-17 SAAT, KAYITSIZ ÇALIŞTIRILIYORUZ

Kafe-bar çalışanı Işıl, kendi sektörlerinde çalışanların büyük bölümünün kayıtsız, sigortasız çalıştırıldığını, kimi işyerlerinin ayda 1-2 günlük sigorta yaptığını söyledi.

"Hiçbirimiz kesintisiz 1 saat mola hakkımızı kullanamıyoruz" diyen Işıl, günde 16-17 saate varan mesailerle çalıştıklarını ifade etti.

Işıl, kafe ve barlarda kayıtsız çalışma sebebiyle haklarını arayamadıklarını, işe geri alınmak için hukuka başvurmanın kendileri için hayal olduğunu belirtti.

İNŞAAT İŞÇİSİ: ŞANTİYELERDE HAK GASBINA UĞRUYORUZ

İnşaat işçisi Selahattin, şantiyelerde çalıştıkları koşulları aktararak, şantiyelerde güvenceleri olmadan çalıştığını ve hak gasbına uğradıklarını söyledi.

Anadolu Ajansı'nın bir maden işçisinin bir gününe dair videosunda işçiye "Bu işin fıtratında ölüm var" dedirttiğini aktaran Selahattin, "bu işin değil bu düzenin fıtratında ölüm var" diyerek dayatılan koşulları kabul etmeyeceklerini söyledi.

ANI TUR ÇALIŞANI: BU ÇAĞRIYI ÖRGÜTLÜYORUZ

Anı Tur direnişine katılan Selda, 11 Eylül'de işten atıldıklarını, 17 Eylül'de direnişe geçtiklerini ve iki haftanın ardından direnişlerinin zafer kazandığını aktardı.

"Direnişimizde yanımızda olan TKP, Patronların Ensesindeyiz ağının çağrısını yaptı, biz de bu çağrıyı örgütlüyoruz" diyen Selda, birlikte hareket ederek zafer kazandıklarını söyledi.

Anı Tur çalışanı, direnişlerine verdikleri destekten dolayı soL Haber'e de teşekkür etti.

FLORMAR DİRENİŞÇİLERİ: SADECE FLORMAR'A DEĞİL, GEBZE OSB'DEKİ TÜM PATRONLARA KARŞI ÖRGÜTLENİYORUZ

Flormar direnişinden Ayşe ve Eren, mücadelelerinin sadece Flormar'a değil, Gebze Organize Sanayi Bölgesi'ndeki tüm patronlara karşı olduğunu söyledi.

152 gündür süren direnişlerinin ses getirmekte olduğunu söyleyen Flormar direnişçileri, "Bizlerle dayanışmaya gelenlerle çok büyük bir ses olduk" dedi.

Direnişlerine karşı çevik kuvvet getirildiğini aktaran Ayşe ve Eren, "direnişimiz aynı zamanda hükümete karşı" ifadelerini kullandı.

Ayşe ve Eren, "tüm patronların ensesindeyiz" diyerek, hak gasplarına ve işten çıkarmalara karşı Patronların Ensesindeyiz ağına destek çağrısında bulundu.