Başalan köylüsü maden aramasına izin vermiyor: ‘Canla, başla mücadele edeceğiz’

Samsun’un Kavak ve Havza sınırları içinde Tüprag şirketinin başlattığı maden araması, Başalan Köyü'nde bir saha gezisiyle tespit edildi. soL Haber’in de katıldığı ziyarette köylüler, idarenin yaşadığı tedirginliği ve mücadele etmekteki kararlılıklarını anlattılar.

soL - Samsun

Geçtiğimiz haftalarda Kavak ve Havza ilçe sınırları içinde kalan Şahin Dağları’nda ağaçların kesilmeye başlaması, Başalan Köyü'nde tepkilere neden olmuştu. Şirket ağaç kesiminin kendileriyle ilgisi olmadığını söylerken Orman İşletme Şefliği "seyreltme" yapıldığını söylemişti. Ormanın durumu ve seyreltme iddialarına ilişkin Kavak’ın Başalan Köyü'ne Samsun’dan bir ziyarette bulunuldu. Samsun Çevre Platformu (SAMÇEP) Sözcüsü Mehmet Özdağ, Bilim ve Aydınlanma Akademisi’nden Ali Somel, TEMA Vakfı İl Temsilci Yardımcısı Yusuf Dursun Durmuş’un aralarında bulunduğu heyet, köylülerle görüştü ve maden arama sahasını gezdi.

‘SİYANÜR KARADENİZ’E AKACAK’

Köydeki gelişmelerden ilk önce haberdar olan Ramazan Güdek, Karayolları’ndan emekli. Maden araması yapılacak sahaya köyün 1 kilometre kuş uçuşu mesafede olduğunu, orada yürütülecek çalışmadan köyün doğrudan etkileneceğini anlatıyor. Şahinler Dağı’dan geçen akarsuların bir bölümünün Bafra, bir bölümünün Vezirköprü Kanyonu üzerinden Kürtün Irmağı vasıtasıyla Karadeniz’e döküldüğünü belirtiyor. Güdek, bölgede ortaya çıkacak bir siyanür felaketinin sadece Samsun’u etkilemekle kalmayacağını söyleyerek, "Siyanür Karadeniz’e akacak" diyor. 

Kendisinden köy nüfusunun kışın üç yüz kişi olduğunu, ancak yazın özellikle Gebze’de yaşayan gurbetçilerle dört-beş katına çıktığını öğreniyoruz. Geçim genelde büyükbaş hayvancılık; arpa, buğday, mısır tarımı da yapılıyor. Elektrik teknikeri olan ve köyde yaşayan Mustafa Baldır, Ankara plakalı araçların köye gidip geldiğin uzun bir süre önce gözlemlemiş. Karşılaştıkları bir mühendis, ormanın açılması için 1 milyon lira yatırdıklarını, makinaları kendilerinin kiraladığını ağzından kaçırmış. Dolayısıyla seyreltme adı altındaki ağaç kesiminin araç geçişini sağlamaya yönelik olduğu ortaya çıkmış.

‘HALKIN ÇIKARLARI VE BİLİMSEL DOĞRULAR...’

Ziyareti organize eden SAMÇEP'in girişimiyle, şirketin 4. grup madenler için 6 alanda arama ruhsatı aldığı öğrenildi. CİMER üzerinden edinilen bilgi notuna göre, her biri 2 bin hektara yakın genişlikte bu 6 alanda çok çeşitli maden arama faaliyetleri yürütülecek. Kaz Dağları’ndaki ruhsat sahasının 3.500 hektar olduğu ve Türkiye’de 13 yılda 99.000 hektar ormanın madene açıldığı düşünüldüğünde, Samsun’daki toplam 11.800 hektarlık alana neden sessizce girilmeye çalışıldığı daha iyi anlaşılıyor.

Köy ziyaretinde SAMÇEP sözcüsü Mehmet Özdağ, köy meydanında toplananlara bir konuşma yaptı. Tekkeköy’de termik santrale karşı verilen mücadeleden başlayarak Samsun’da çevre mücadelesinin deneyimlerinden söz eden Özdağ, Fatsa’da 2014 yılından beri süren maden aramasının oradaki çevreye nasıl zarar verdiğini görmeleri için Başalan köylüleriyle Fatsa’yı ziyaret etme önerisinde bulundu. "Bizim için halkın çıkarları ve bilimsel doğrular önemlidir" diyen Özdağ, köylülerden idarecilerin madenle ilgili tutumlarını takip etmelerini talep etti. 

‘MİLLETİ AYAKLANDIRMA’

Köylülerin aktardığına göre, köye ilk gelen mühendisler yol yapılacağını söyleyerek kendilerini kandırmış ancak işin iç yüzünün anlaşılması ve gelişen tepkiler üzerine, ilçe kaymakamı, muhtarı yanına çağırıp "Mühürü elinden alırım, milleti ayaklandırma" diye uyarmış. Köylülere de, "Biz imza verdik onaylattık, bunun lamı cimi kalmadı" demiş. İdareciler, köylünün tepkisini bu şekilde bastırmaya çalışırken, şirket ÇED’e ihtiyaç duymadan arama ruhsatı alabildiği için 2024’e kadar bölgede serbestçe sondaj yapabilecek. Şirketin ÇED zorunluluğundan nasıl kurtulduğuna bu yazının sonunda tekrar değineceğiz...

Görüşülen köylüler, konuştukları bir madencinin "Geniş çaplı bilgi veremem ama arama yapılan elli yerin kırk beşinde göbek atılıyor" dediğini aktarıyorlar. "Afrika tozları Başalan Köyü üzerine yağarken, köyün burnunun dibindeki tozdan nasıl kaçacağız?" diye tepkilerini dile getiriyorlar. Eski gurbetçilerden Cemil Duman, Gebze’de ilaç kullanırken, köye geldiğinde ilaç kullanmak zorunda kalmadığını söyleyerek, "Emekliliğimizde oksijeni de mi bize çok görüyorlar?" diye soruyor. Köylülerin son sözü şöyle: "Canla, başla, doğanın bozulmasına, köyün güzelliğinin kaybedilmesine karşı mücadele edeceğiz."

‘TRAŞLAMA DAHA BAŞLAMADI’

Traktör römorku arkasında yapılan saha gezisinde doğal ormanın içinden binek hayvanların geçtiği patikanın iş makinalarıyla nasıl genişletildiği görülüyor. Araç geçecek kadar genişletilen yol aynı zamanda düzlenmeye başlamış. Ramazan Güdek, meşe, gürgen ve pelit gibi ağaçlarının çok sık olduğu ormanda, karaca, kurt, ayı gibi yabani hayvanların barındığını ve bu faaliyetin onları da kaçıracağını belirtiyor. 

Sahada karşılaşılan bir orman görevlisine ne yaptığı sorulduğunda görevli "seyreltme" diyor. "Traşlama ne zaman? " sorusuna ise "Daha başlamadı, durdu" yanıtını veriyor. Devlet tarafından belge verilerek arama yapıldığını vurgulamasından, şirketin orman idaresini ve bakanlığın arkasına sığındığı anlaşılıyor. Bu arada heyete eşlik eden köylüler, kepçe operatörünün kendilerinden çekinerek çalışmaya gitmediğini anlatıyorlar. Nitekim ağaçlar kesilerek açılan yol boyunca tek bir orman görevlisi dışında sadece muşamba çadırda kalan, yaşları çok genç, aralarında çocuk işçilerin de bulunduğu sadece gurbetçi orman işçilerine rastlıyoruz.

TÜPRAG’IN ZAMANLA İMTİHANI

Şahin Dağları’nda Tüprag’ın maden arama faaliyeti gerek kendi mühendisleri gerek devletin görevlileri ağzından dile getirildiği gibi "daha başlangıç" aşamasında. Şirket, köylüleri kendilerine zarar vermeyecek bir arama yönteminin izlenebileceğine ikna etmek istese de, köylüler pek ikna olacak gibi değiller. Diğer yandan konunun Samsun’un milletvekillerine ve yerel yöneticilerine havale edilerek halkın teskin edilmesi olası. Ancak köyde hayvancılık ve tarımla geçinen nüfusun dışında, İstanbul’da çalışıp emekliliğini sağlıklı bir ortamda geçirmek üzere köyüne dönenlerin ağırlığı az değil. Özellikle gurbetçilerin konuyu ele almasının madenin işletilmesine karşı etkili olacağı söyleniyor.

Tüprag uzun yıllardır Türkiye’de maden alanında faaliyet gösteren bir firma. Kanadalı Eldorado Gold’un taşeronu olarak 2011 İzmir-Efemçukuru’nda yürüttüğü tartışmalı faaliyetinden sonra, 3. İş Sağlığı ve Güvenliği Zirvesi'ne sponsor olarak siyanürle zehirlenme iddialarını örtbas etme girişkenliğini göstermişti. Şirketin 2017 yılında Samsun için ruhsat aldığı tarihe dair önemli bir ayrıntı bu açıdan dikkat çekiyor. 3213 sayılı Maden Yasası’nda 28.11.2017 tarihinde yapılan değişiklikle, "maden arama aşamasında ÇED kararı aranmaz" fıkrası eklendi. İlginç bir şekilde, Tüprag’ın bu değişiklikten sadece bir hafta kadar sonra, 05.12.2017 tarihinde ruhsat için başvurduğu görülüyor. Basiretli şirketin ÇED kararı gerekmeden arama yapmasına imkan tanıyacak bir zamanlamayla Şahin Dağları için başvuru yaptığı anlaşılıyor.