Üniversite mezunu kadınlarda işsizlik endişe verici boyutta

Bahçeşehir Üniversitesi'nin araştırmasına göre eğitimli genç kadınların işsizlik oranındaki artış endişe verici boyutlara ulaştı. Araştırmaya göre 2017 yılına gelindiğinde kadın-erkek işsizlik oranı farkı 12,1 yüzde puana yükseldi. Eğitim seviyesinin yükselişine oranla kadının işgücü piyasasına katılımında artış olması beklenirken, BETAM’ın yayımladığı veriler, endişe verici bir şekilde…

soL - Haber Merkezi

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi'nin (BETAM) "Türkiye İşgücü Piyasasında Çarpıcı Bulgular: Genç Kadınların İşsizlikle İmtihanı" başlıklı araştırması yayımlandı.

BETAM'ın 2005-2017 dönemi boyunca kadın ve erkek işgücüne katılım oranlarına dair yaptığı araştırma, kadın işgücüne katılım oranlarında erkeklere kıyasla çok daha yüksek artışların yaşandığına dair veriler sundu. Bu dönem içinde elde edilen bulgulara göre işgücüne erkek katılım oranı yüzde 75,0’dan 78,2’ye yükselirken (3,2 yüzde puan), kadın katılım oranının yüzde 25,2’den 37,7’ye yükseldiği görülüyor (12,5 yüzde puan). Diğer taraftan, aynı dönemde kadın erkek işsizlik oranları benzer seyirler izledi ancak artış ve azalışların büyüklüklerinde yaşanan ciddi ayrışmalar kadın-erkek işsizlik farkının açılmasına neden oldu.

Eğitim seviyesinin yükselişine oranla kadının işgücü piyasasına katılımında artış olması beklenirken, BETAM’ın yayımladığı veriler, endişe verici bir şekilde işsizliğin giderek arttığını ortaya koyuyor. Araştırma genç kadınlarda işsizlik oranının erkeklere kıyasla daha başlangıçta oldukça yüksek olduğuna işaret ediyor.

TÜİK’in yıllık olarak yayımladığı Hanehalkı İşgücü Anketi (HİA) verilerinden yola çıkılarak yapılan araştırmada, toplumsal cinsiyet ayrımında işsizlik oranlarındaki olumsuz ayrışmanın, farklı eğitim düzeyleri için farklı yaş grupları baz alınarak incelendiği belirtiliyor. Araştırma sonuçlarında ise, 12 yıllık dönem içinde kadın işgücüne katılım oranlarında önemli artışların olduğu belirtiliyor.

OKURYAZAR OLMAYAN HER 100 KADINDAN 70'İ TARIMDA İSTİHDAM EDİLİYOR

BETAM’ın tarım sektöründe kadın istihdamına dair açıkladığı raporda, eğitim düzeyi düştükçe kadın istihdamı oranındaki artışın yükseldiği ortaya çıkıyor.

Kadın erkek işsizliğinin eğitim düzeyi itibariyle ele alındığı verilere göre, erkeklerde eğitim düzeyi temelinde genel işsizlik oranlarında büyük farklar olmadığı belirtilirken, kadın işsizlik oranlarında eğitim seviyesinin önemli bir belirleyen olduğu göze çarpıyor. Özellikle okuryazar olmayan kadınlarda işsizlik oranının çok düşük kalmasının sebebinin ise bu kategorideki kadınların büyük çoğunluğunun tarımda istihdam edilmesi olduğu belirtiliyor. Kadın istihdamının büyük kısmının (yüzde 27,2) tarımda istihdam edilmesine dair açıklama yapan BETAM, okuryazar olmayan her 100 kadından 70’inin tarımda olduğunu söylüyor.

Elde edilen verilere göre lise altı eğitim düzeyine sahip olan ve işgücü piyasasında yer alan kadınların ise yüzde 42,9’unun tarımda çalıştığı ortaya çıkıyor. Bu kategoride kadın ve erkek işsizlik oranları arasında dikkate değer bir fark olmamasının nedeni de lise altı eğitime sahip kadınların tarımdaki payının yüksekliği olarak açıklanıyor. Lise düzeyinde tarım sektöründe çalışan kadınların toplam kadın istihdamı içindeki payı yüzde 7-8 civarına inerken, bu payın yüksek öğrenim düzeyinde de marjinalleştiği ortaya çıkıyor.

TARIM DIŞI İSTİHDAM

Tarım dışı istihdamda yine eğitim düzeyine göre incelenen raporda, okuryazar olmayanların çok az bir kısmı oluşturduğu belirtiliyor. Erkeklerin çoğunlukla geçici işlerde istihdam edildiği ve bu koşullarda erkek işsizlik oranının çok yüksek olduğu ortaya çıkıyor.

Kadınlarda ise sürpriz bir şekilde yüzde 72 oranında ücretli ve yevmiyeli çalışan olduğu görüldüğü söylense de, bu ücretli kadınların yarısından fazlasının “insan sağlığı” sektöründe (yüzde 55) istihdam edildiği, meslek olarak da “kişisel bakım hizmeti veren elemanlar” mesleğine mensup oldukları (yüzde 58) görülüyor. İşsizlik oranının bu kesimde göreli düşüklüğünün önemli bir nedeninin bu kadınların kamu ücretiyle evde bakım hizmeti vermeleri olduğu tahmin ediliyor.

VASIFSIZ İŞGÜCÜNE KATILIMDA KADIN ORANI DAHA YÜKSEK

Lise altı çalışan kadın ve erkek işsizlik farkının durağan olduğunu gösteren raporda, 2009 kriziyle birlikte yüzde 23,4 ile kadın işsizlik oranının, yüzde 18,7 ile de erkek işsizlik oranının en yüksek seviyesine ulaştığı gözlemleniyor. 2009 krizi sonrası vasıfsız kadın ve erkek kesiminde işsizlik oranlarının düşme eğilimi gösterdiği belirtiliyor. Vasıfsız kadınların kriz sonrası dönemde işgücü piyasasındaki istihdamının tekrar yükselmesi, BETAM yorumlarına göre, kadınların toplamda hızlı artan işsizlik oranlarının vasıfsız kadınlardan kaynaklanmadığı sonucunu ortaya koyuyor.

Diğer taraftan, vasıfsız kesimin işgücüne katılım oranları incelendiğinde, kadın işgücüne katılım oranının erkeklere kıyasla çok daha güçlü arttığı görülüyor. 2005-2017 döneminde erkeklerin işgücüne katılım oranları yüzde 73,9-75,7 bandında durağan bir seyir izlerken, kadınlarda yüzde 20,8’den yüzde 30,1’e yükselerek 9,3 yüzde puanlık çok büyük bir artış kaydettiği görülüyor. Bu aynı zamanda eğitim seviyeleri itibariyle kadın katılımında kaydedilen en yüksek artış olarak belirtiliyor.

Lise mezunlarında işgücüne katılım oranlarında kadın ve erkek arasındaki farkın ise keskinleştiği gözlemleniyor. Dikkat çeken nokta ise, lise eğitim düzeyindeki kadınların işgücüne katılım oranlarının da vasıfsız kesime kıyasla daha az artmış olması olarak görünüyor.

YÜKSEK ÖĞRENİM MEZUNLARINDA KADIN İŞSİZLİĞİNDE ENDİŞE VERİCİ ARTIŞ

Eğitim seviyesinin yükselişine oranla kadının işgücü piyasasına katılımında artış olması beklenirken, BETAM’ın yayımladığı veriler, endişe verici bir şekilde işsizliğin giderek arttığını ortaya koyuyor. Eğitim seviyesi yüksek olmasına rağmen üniversite mezunu kadınların iş bulmakta ve girdikleri işlerde istikrar kazanmalarında karşılaştıkları engeller olduğu ortaya çıkıyor.

Yükseköğrenimli genç kadınlarda (20-29 yaş grubu) işsizliğin belirgin ölçüde yüksek oranda oluşu ilk işe girişlerde yaşanan zorluklarla ve iş yaşamının ilk yıllarına özgü istikrarsızlıklarla açıklanıyor. Buna karşılık genç kadınlarda işsizlik oranının erkeklere kıyasla daha başlangıçta oldukça yüksek olduğu görülüyor. 2005 yılında bu oran kadınlarda yüzde 23,2 erkeklerde yüzde 17,8 olup farkın 5,4 yüzde puan olduğuna işaret edilirken izleyen 12 yılda erkek işsizliğinde konjonktür dışı bir artış gözlemlenmediği ancak kadınlarda belirgin bir artış ortaya çıktığı belirtiliyor. Buna göre 2017 yılına gelindiğinde kadın-erkek işsizlik oranı farkı 12,1 yüzde puana yükseliyor.

Diğer yandan kadınların çocuk bakımı sorumluluklarının da olması, işgücü piyasasında esnek çalışma zorunluluklarını da beraberinde getiriyor. Kadın çalışanların bu sorumlulukları dolayısıyla firmaya "maliyetli" olacağını belirten BETAM, bu koşullar altında firmaların evlilik ve çocuk sahipliği yaşındaki kadınları işe almakta tereddüt edebileceklerini belirtiyor. Araştırma eğitim seviyelerinin yüksek olması sebebiyle bu kadınların ağırlıklı olarak kayıtlı işler aradıkları, bu tarz "maliyetlerin" de kayıtlı işlerde kadınların aleyhine yükseldiğini vurguluyor.