TKP İzmir Kent Konseyi: Kültürpark kamunundur

Kültürpark’ın kamusal bir alan olarak korunması için uzun süredir mücadele eden Kültürpark Platformu, geçtiğimiz hafta bir açıklama yayınlayarak, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile gerçekleştirdikleri görüşme sonrasında, Kültürpark’ın geleceği için belediye ile birlikte bir ortak çalışma sürecinin başlatılacağını duyurmuştu. Türkiye Komünist Partisi İzmir Kent Komitesi bildiri yayımlayarak…

soL - Haber Merkezi

Kültürpark’ın kamusal bir alan olarak korunması için uzun süredir mücadele eden Kültürpark Platformu, geçtiğimiz hafta bir açıklama yayınlayarak, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile gerçekleştirdikleri görüşme sonrasında, Kültürpark’ın geleceği için belediye ile birlikte bir ortak çalışma sürecinin başlatılacağını duyurmuştu. Bu çalışmanın ilk adımı olarak planlanan Kültürpark Arama Konferansı, bugün, 17 Haziran 2019, saat 14:30’da İzmir Sanat Merkezi’nde gerçekleşti.

Türkiye Komünist Partisi İzmir Kent Komitesi de, başta Kültürpark Arama Konferansı katılımcıları olmak üzere İzmir kamuoyuna dönük bir bildiri kaleme aldı. Konferansın yöntemi, içeriği ile Kültürpark hakkında önerileri içeren bildiride, Kültürpark ve çevresine dönük, sermaye belirlenimli her türlü projenin gayri-meşru olacağı açık bir şekilde ifade edilirken, Kültürpark’ın bir tarihsel miras olarak nasıl korunması gerektiğine dair somut öneriler de yer alıyor.

Türkiye Komünist Partisi İzmir Kent Komitesi tarafından hazırlanan bildirinin tam hali şu şekilde:

Hepimiz farkındayız...

Büyük İzmir Yangınının küllerinden doğan, ilhamını Sovyetler Birliği’ndeki Gorki Parkı’ndan alan, genç Cumhuriyet’in ideallerini simgeleyen, bağımsız bir ülkenin kuruluşunun önemli uğraklarını giriş kapılarının adında taşıyan, halk üniversitesi kimliği ile toplumsal aydınlanma görevi üstlenmiş kamusal bir mekân Kültürpark. Bir  miras, bir hafıza alanı olan Kültürpark’ın geleceği de oldukça önemli.

Bu nedenle, bugün yapılacak tartışmaya ilişkin yöntem ve içerik önerilerimiz ile Kültürpark konusundaki tavrımızı kısaca yazılı olarak sunmayı bir borç biliyoruz.

Kitle örgütlerinin, platformların ve yurttaşların katılımına olanak sağlayan toplantılar önem taşımakla birlikte, çoğunlukla yerel yönetimlerin gerçek niyetlerini örten 'demokratik' bir maske olarak kullanılabilmektedir. Bu durumun önüne geçilebilmesi için, bütün tartışma ve bilgilendirmelerin açık bir düzlemde yapılması gereklidir. Kişisel statü ve görevler değil, eşit söz hakkı belirleyici olmalıdır. Uzlaşmacılık adı altında 'bir geri adım sizden bir geri adım bizden' gibi bir yaklaşım geliştirilmesine ve orta yolculuğun dayatılmasına izin verilmemelidir. Sermayenin çıkarları ile toplumun çıkarlarının uzlaşabileceği iddiasından uzak durulmalıdır.

  • Kültürpark’ın geleceği kamucu ve aydınlanmacı değerler merkeze alınarak belirlenmelidir. Kültürpark'ın doğal, kültürel ve tarihi değerleri bir bütündür ve bu bütünlüğe cephe alan, kamu yararını dışlayan, ekonomik değerin öne çıkarılmasını öncelik kabul eden, sermaye belirlenimli her türlü proje ya da plan kararı gayri-meşru kabul edilmelidir.
  • Kültürpark'ın geleceği, 1990 yılında düzenlenen Kültürpark Mimari Proje Yarışması’nın kazananı olan projeden ve Kültürpark Mimari Proje Yarışması şartnamesi doğrultusunda hazırlanan, onaylı olup olmadığı bile tartışmalı 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı kararlarından hareketle tartışılamaz. Çünkü proje kararlarının, İZFAŞ’ın ortaklarından olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Ege Bölgesi Sanayi Odası, Ege İhracatçılar Birliği, İzmir Ticaret Odası ve İzmir Ticaret Borsası sermayenin beklentileri ve çıkarları doğrultusunda belirlendiği açıktır. Teknik açıdan ise, bir gelecek öngörüsü ile yapıldığı, ihtisas fuar alanının Gaziemir’e taşındığı dikkate alındığında, planlama sürecinin yeni bir yaklaşımla değerlendirilmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle, 31 Mart 2019 tarihindeki yerel seçimler öncesinde, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinden geçirilerek Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğüne sunulmuş olan koruma amaçlı imar planı, İzmir Büyükşehir Belediyesince geri çekilmelidir.
  • Kültürpark, Cumhuriyetin bir kazanımıdır. Kültürpark'ın tarihsel değeri; ülkenin bağımsızlığının, gelişmesinin bir simgesi olarak tasarlanmış olmasından, gündelik yaşamın örgütlenmesine ilişkin modelini bir emekçi ülkesi olan Sovyetler Birliği'nden almasından, elbette ki kişisel tercihlerin de önemli olduğu bir düzlemde, bir gelecek ideali doğrultusunda halkın kullanımı için yeniden düzenlenmesidir.
  • Buna karşın, Kültürpark, kentliler tarafından yoğun ve verimli olarak kullanılan bir mekan olmaktan çıkarılmıştır. İnsanların, Kültürpark ile ilişkisi, parçalı ve gelip geçici hale getirilmiştir. Bu sorun, Kültüpark'ın, tarihsel değerinin bir gelecek vizyonu ile ileri taşınması ile aşılabilir.
  • Kültüpark’ın tarihsel kimliği, bir “açık hava kent müzesi” niteliği de taşıyacak şekilde korunabilir. Kentli kimliğin yaratılabilmesi, kentin geleceği ile geçmişini buluşturabilmesi için, İzmir’e ilave bir “Kent Kütüphanesi” kazandırılması düşünülebilir.
  • Kültürpark'ın geleceğinin ne olacağı tartışması, aynı zamanda, emeğin yeniden üretiminin nasıl olacağına, bu yeniden üretim sürecinde mekanın rolüne ilişkin bir tartışmadır aynı zamanda. Kültürpark'ın tüketim kültürünün baskısından arındırılması gerekmektedir. Bu anlamda, Kültürpark'ın kent parkı kimliği güçlendirilmeli, kültürel ve sanatsal etkinliklere daha fazla kapı aralanmalıdır.
  • Kültürpark Aalanının “Kültürpark" ve “Fuar” Alanı olarak ayrıştırılması kabul edilemez. Kültürpark'ın kuruluş misyonu olan “Halk Üniversitesi” fikri, fuarın ve geçmişte fuarın yerini alması istenilen “Kongre Merkezi”nin Kültürpark dışına çıkarılmasını içerir.
  • Kültürpark ile eski semt garajının bulunduğu ve Basmane Çukuru olarak anılan alan bir bütündür. Basmane Çukuru’nda yüksek yoğunluklu yapılaşmaya olanak sağlayan mevcut imar planı kararları, Kültürpark üzerinde büyük bir baskı oluşturmaktadır. Bu çerçevede, Basmane Çukuru olarak anılan alanın, yeniden kamusal bir alan olarak düzenlenmesine dönük imar planı hazırlanmalıdır.
  • Basmane Çukuru için, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Güçbirliği Holding ve Folkart, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile TMSF arasında imzalanan sözleşme ve protokoller, kamuoyuna açıklanmalıdır.
  • Eski semt garajı için, mevzuata göre onaylanmamış ve ayrıca geçerliliği kalmamış bir yapı projesine göre oluşturulan ve geçmişte özel bir holdinge peşkeş çekilmiş kat irtifa hakkının iptali için dava açılmalıdır.