TKG'den anti-emperyalist deklarasyon: Onlar nutuk çeker, denize biz dökeriz

Türkiye Komünist Gençliği, bugün yaptığı açıklamayla gençliği ABD Donanması'nın 6'ncı Filosu'nun denize dökülüşünün 50'nci yılında emperyalizme karşı mücadeleyi yükseltmeye çağırdı.

Haber Merkezi

Türkiye Komunist Gençliği (TKG), bölgedeki NATO varlığına ve AKP iktidarının emperyalizm konusundaki ikiyüzlülüğüne karşı bir açıklama yayımladı.

ABD donanması 6. Filo'nun üniversite öğrencileri tarafından denize dökülmesinin 50'nci yılında yapılan açıklamada, "Emperyalizmi hedef alamayanlar, emperyalizmi yenemez. Onlar nutuk çeker, denize yine biz dökeriz" denildi. TKG, Türkiye gençliğini emperyalizme karşı uzlaşmaz bir mücadelenin parçası olmaya çağırdı.

Açıklamanın tam metni ise şu şekilde:

EMPERYALİZMİ HEDEF ALMAYANLAR, EMPERYALİSTLERİ YENEMEZ
ONLAR NUTUK ÇEKER, DENİZE YİNE BİZ DÖKERİZ

Seçilir seçilmez Washington’u ziyaret edip Beyaz Saray’a yüz sürmeyi gelenek haline getirmiş siyasetçiler bugünlerde anti-emperyalist mücadeleden, İkinci Kurtuluş Savaşı’ndan, ABD’ye güven olmayacağından bahsediyorlar. Onlar nutuk atıyor; müttefiklerine bazen küsüyor, bazen zeytin dalı uzatıyorlar. Türkiye gençliğinin tarihinde ise emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin karşısına tavizsiz dikilmek, 6’ncı Filoyu Dolmabahçe’den denize dökmek yatıyor.

Emperyalizm bir dünya sistemidir 
Emperyalizm, AKP’lilerin sandığının aksine “ülkemizi karıştırmak isteyen dış güçler”den ibaret bir şey değil. Emperyalizm, günümüz kapitalizminin adı. Büyük devrimci Lenin emperyalizmi “kapitalizmin en yüksek aşaması”, “büyük tekellerin egemen olduğu kapitalizm” şeklinde tarif ederken, emperyalizmin farklı gelişmişlik düzeylerindeki bütün kapitalist ülkeleri kapsayan bir sistem olduğu gerçeğine işaret ediyordu.  

Sermaye doğası gereği yayılmacıdır
Her şirketin temel amacı sermayesini büyütmektir. Kapitalist devletlerin temel amacı da yerli şirketlerin ulusal pazardaki egemenliğini korumak, uluslararası rekabette payını almasını sağlamaktır. Anlaşılacağı gibi, yayılmacı eğilim sermayenin ayrılmaz parçasıdır.

Yeni-Osmanlıcılığın kaynağında kapitalizm var
Türkiye sermayesinin de yayılmacı eğilimleri var. Yerli büyük tekellerin yurtdışındaki yatırımlarını korumak için binlerce kilometre uzaklıktaki ülkelere, Somali’ye; Katar’a; şimdi Sudan’a yerleştirilen TSK birlikleri bunu gösteriyor.

Evet, henüz Türkiye emperyalist bir ülke değildir ama ülkemizde de sermaye sınıfı emperyalistleşmeyi arzulamaktadır. Siyasetçilerin Osmanlı’ya öykünmelerinin altında da “ecdat sevgisi” değil, büyük holdinglerin bu isteği yatmaktadır.
 
Sömürücülerin dünyasında adalet yok
Kapitalizmde olduğu gibi, onun tekelci versiyonu emperyalizmde de eşitlik, barış, adalet mümkün değildir. Nasıl ki ülkemizde üretilen servetin %90’ı bir avuç zenginin elinde, aynı şekilde dünyada üretilen zenginliğin %90’ı da bir avuç ülkenin kontrolündedir. ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Rusya ve Çin bu bir avuç ülkenin başlıcalarıdır.
 
NATO: En büyük terör örgütü 
Güzel ülkemiz 100’ün üzerinde NATO üssüyle kirletilmiştir. NATO, emperyalist sistemin egemen gücü ABD’nin başını çektiği bir uluslararası terör örgütüdür. NATO sadece kendisine üye olmayan ülkeleri değil, savaş kışkırtıcılığıyla üye ülkelerin halklarını da tehdit etmektedir. NATO, kendisine bağlı olarak kurulan kontrgerilla birlikleriyle yükselen halk hareketlerini bastırma, üye ülkeleri ABD yörüngesinde tutma görevine de sahiptir. 

Sosyalizm olmadan bağımsızlık mümkün değil
Türkiye ekonomisinin en önemli sektörleri ABD’li, Alman, Fransız ve Hollandalı tekellerin kontrolündedir. Bugün Türkiye ekonomisi Batılı emperyalist güçlere, onların Türkiye’ye olduğundan çok daha mecburdur. AKP iktidarı boyunca ülkemizin dışa bağımlılığını özelleştirmelerle derinleştirmiş, tarım ve hayvancılık gibi stratejik sektörlerdeki yerli üretimi adeta bitirmiştir. Kilit önemdeki sektörlerden başlanarak ekonomi devletleştirilmedikçe, merkezi planlama yoluyla Türkiye’nin kendi kendine yetebilir bir ülke haline gelmesi sağlanmadıkça bağımsızlık mümkün değildir. 

Unutanlara 6’ncı Filo’yu tekrar hatırlatalım!
17 Temmuz 1968: İstanbul Boğazı’na demirlemiş ABD Donanma Kuvvetleri 6’ncı Filosu’na bağlı askerlerin, aralarında Deniz Gezmiş’in de yer aldığı üniversite öğrencileri tarafından denize döküldüğü tarih. Türkiye gençliğinin ABD emperyalizmine verdiği bu yanıtı unutanlara yeniden hatırlatmanın zamanı gelmiş gözüküyor.

Geçmişin NATO’cu yobazları, Avrupa Birlikçi tüccarları şimdi anti-emperyalist pozları veriyorlar. Bir yandan pazarlık yapıyor, müttefik olarak ağırlıyor, emperyalistlerin ülkemizdeki çıkarlarına ve kurumlarına dokunmuyorlar. Bir yandan halkı sözde Kurtuluş Savaşı’na çağırıyorlar. Bu yüzsüzlüğü yapabiliyorlar çünkü enselerinde gerçek anti-emperyalistlerin, gerçek yurtseverlerin nefesini bir süredir hissetmiyorlar.
İnsanlığa krizden, yoksulluktan, savaşlardan başka bir şey vaat etmeyen bu düzeni, yerli savunucularıyla birlikte alaşağı etmek gerekiyor. Emperyalizm dünyayı genelleşmiş bir savaşın eşiğine bir kez daha getirmiş bulunuyor. Ülkemizi emperyalizmin kıskacından kurtarmak, on yıllar boyunca emperyalizmin halkımıza karşı işlediği suçların hesabını sormak için örgütlenme ihtiyacı kendini dayatıyor.
Emperyalist filoyu Dolmabahçe’den denize döküşünün 50’nci yılında, Türkiye gençliğini emperyalizme karşı mücadelenin nasıl verileceğini dosta düşmana göstermeye çağırıyoruz.

TÜRKİYE’Yİ EMPERYALİZMDEN KURTARMAK İÇİN YAPILACAKLAR:
1) NATO ve ABD üslerine el konulacak. Yabancı askerler evlerine yollanacak.
2) Sermaye sınıfının çıkarları için Suriye’ye ve başka ülkelere yollanan askeri birlikler geri çağırılacak.
3) Ordu ve kolluk kuvvetlerinin eğitimine ve modernizasyonuna ilişkin emperyalist güçlerle yapılan anlaşmalara son verilecek.
4) Stratejik sektörlerden başlayarak ekonomi devletleştirilecek ve merkezi planlamaya geçilecek. Kalkınma planları yapılacak ve uygulanacak.

Türkiye Komünist Gençliği
12.02.2018