Kanal İstanbul: Bir yıkım ve felaket projesi!

AKP'nin 'çılgın' projesi Kanal İstanbul'a tepkiler artıyor. Bilim insanları, meslek odaları, uzmanlar, doğa ve yaşam savunucuları projenin ekolojik, sosyolojik, coğrafik, kentsel, ekonomik bir yıkım ve felaket projesi olacağını savunuyor ancak AKP hiçbir bilimsel saptamaya kulak asmıyor. TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, bugün bir basın toplantısıyla Kanal İstanbul'…

Haber Merkezi

AKP’nin “çılgın” projesi Kanal İstanbul, 2011’de dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan tarafından ortaya atılmış bir su yolu projesi. Uzun süre adı, içeriği ve yeri gizli tutulan proje, İstanbul Boğazı’na alternatif bir su yolu projesi olarak sunuldu. Küçükçekmece Gölü’nden başlayıp Sazlıdere ve Durusu koridorundan Karadeniz’e açılacak 45 kilometrelik yapay bir boğaz yolu olarak tanıtılan proje, kamuoyunda tartışmalara yol açtı. Bilim insanları, meslek odaları, doğa ve yaşam savunucuları, Kanal İstanbul projesinin getireceği yıkımlara dikkat çekiyorlar ancak AKP iktidarının bunlara kulak asmadığı görülüyor.

“Çılgın” projenin Karadeniz ve Marmara Denizi’nin ekosistemini tamamen bozacağı, İstanbul’un yaşam destek sistemleri olan kuzey ormanları, su havzaları, tarım ve mera alanları, yer altı suları ile biyolojik çeşitlilik üzerinde oluşturacağı tehditler ve yer altı su drenajının bozulacağı, dile getirilen bilimsel iddialar arasında yer alıyor.

Ayrıca Kanal İstanbul’un, “Boğazlar Rejimi” konusunda bir dizi hukuki sorunu da beraberinde getireceği, hukukçular tarafından dile getiriliyor.

Akılla, bilimle, bilgiyle hiçbir ilgisinin olmadığı vurgulanan bu “çılgın” projenin, bir yıkım projesi olduğu savunuluyor.

KANAL İSTANBUL’UN GETİRECEĞİ YIKIM

  • Projeden çıkacak olan hafriyatın taşınması için hafriyat kamyonlarının 100 milyon sefer yapması bekleniyor. Bunun yaratacağı toz ve hava kirliliği, on binlerce hafriyat kamyonunun karışacağı İstanbul trafiği korkunç bir tabloyu gözler önüne seriyor.
  • Kanal İstanbul’un Karadeniz tarafına inşa edilecek konteyner limanı için milyonlarca metrekare dolgu alanı yapılacak. Karadeniz kıyıları yok edilecek.
  • Kanal İstanbul’a yapılacak yat limanları bölgede rantı artıracak.
  • Proje güzergahındaki yerleşim alanları, tarım alanları kamulaştırılacak, sahiplerinin elinden alınacak.
  • Proje güzergahındaki Sazlıdere Barajı yok olacak, Terkos tehdit altında kalacak. İstabul’un su kaynakları tahrip olacak.

RAKAMLARLA KANAL İSTANBUL

  • Güzergah: Kanal İstanbul güzergahı Marmara Denizi'ni Küçükçekmece Gölü'nden ayıran kıstaktan başlıyor. Altınşehir ve Şahintepe mahallelerinden geçerek Sazlıdere Baraj Havzası boyunca devam edecek Kanal İstanbul, Terkos ve Durusu mahallelerinin yakınlarında Terkos Gölü'nün doğusundan Karadeniz'e ulaşacak. Proje alanı Arnavutköy (28,6 km), Küçükçekmece (7 km), Başakşehir (6,5 km) ve Avcılar (3,1 km) ilçe sınırları içinde.
  • Uzunluğu: 45,2 kilometre
  • Maliyeti: 65 milyar TL (Kamu kaynakları bu rakamı açıklasa da maliyetin çok daha yüksek olacağı tahmin ediliyor)
  • İnşaat süresi: 5 yıl (2023’te tamamlanması planlanıyor)
  • Projeden çıkan hafriyatla Marmara’da üç grup yapay ada yapılacak. Birinci grup ada 186 hektar, ikinci grup ada 155 hektar, üçüncü grup ada 104 hektar alanı kaplayacak.
  • Çıkan hafriyatın kalanı Karadeniz kıyısının doldurulmasında ve Terkos Gölü'nün olduğu bölgeye yeni kıyı yapımında kullanılacak.

GELİR HESABI: AKP’NİN EMLAK RANTI BEKLENTİSİ  

Kanal İstanbul’daki gemi geçişlerinden yılda 8 milyar dolar gelir elde edileceği savunuluyor. Uzmanlar ise Montrö Anlaşması kapsamında bu tür bir gelir modeli oluşturmanın çok zor olduğunu, projenin bu anlamda bir gelir yaratmayacağını düşünüyorlar.

Ama AKP iktidarının asıl hesapladığı ise bölgenin emlak rantının artması. Kanal İstanbul’un çevresinin yapılaşmaya açılacak olması, bir dizi istihdam hesabını da beraberinde getiriyor. AKP’nin 1,5 milyon kişiye ek istihdam hesabı, işte bu yapılaşma planına dayandırılıyor.

TMMOB’DAN KANAL İSTANBUL İTİRAZI

Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, bugün bir basın toplantısı düzenleyerek, Kanal İstanbul’un nasıl bir yıkım projesi olacağını anlattı.

Makine Mühendisleri Odası salonunda düzenlenen basın toplantısında meslek odası temsilcileri Kanal İstanbul projesini değerlendirdiler.

'KANAL İSTANBUL, YAŞAMSAL BİR YIKIM  VE FELAKET ÖNERİSİDİR'

İlk olarak söz alan TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu sözcüsü Cevahir Akçelik, Kuzey Marmara Otoyolu, üçüncü köprü ve üçüncü havalimanının yapımıyla 12 bin hektar tarım alanının, 2 bin hektar çayır-mera alanının tarımsal vasıflarını yitirdiğini hatırlatarak, “Şimdi planlanan Marmara-Karadeniz arasındaki kanal, ormanların, otlakların ve köylerin içinden geçecek. Bu projeyle Terkos havzası, ormanlar, tarım alanları, meralar, su havzaları, Karadeniz ve Marmara kıyıları ve tüm bu coğrafya inşaat ve yıkım alanı olarak tasarlanmaktadır. Bilimsel niteliği olmayan söylemler ve varsayımlar üzerinden tartışmaya açılarak meşrulaştırılmaya çalışılan Kanal İstanbul, coğrafik, ekolojik, ekonomik, sosyolojik, kentsel, kültürel, kısaca yaşamsal bir yıkım ve felaket önerisidir. Derhal vazgeçilmelidir” dedi.

Basın toplantısında söz alan diğer katılımcıları konuşmalarından satır başları şöyle:

Nusret Suna (İnşaat Mühendisleri Odası şube başkanı): Kanal İstanbul’un bütçesi, İstanbul Büyükşehir’in bütçesinin beş katı. Bu bütçe İstanbul’a harcansa kentsel dönüşümden tarihi eserlerin ve su kaynaklarının korunmasına kadar pek çok sorun halledilebilir. Kanal İstanbul, kentte ciddi bir su sorunu yaratacak. Ekosistem bozulacak.

Burak Çatlıoğlu (Jeofizik Mühendisleri Odası yönetim kurulu üyesi): Küçükçekmece Gölü'ndeki heyelan riskini tetikleyecek bir proje. Kanal İstanbul’un yapıldığı bölgede deprem riskiyle birlikte zemin sıvılaşması tehlikesi var. Bu, deprem dalgalarının daha da hissedilebilir duruma gelmesi demektir. Ayrıca Küçükçekmece Gölü altında üç fay hattı mevcut, proje başladığında bu fay hatları tetiklenebilecek.

'PLANLAMA VE ŞEHİRCİLİKLE İLGİSİ YOK, EMLAK SPEKÜLASYONU PROJESİ'

Akif Burak Atlar (Şehir Plancıları Odası): Kanal İstanbul projesinin arkasında hiçbir bilimsel ve teknik birikim yok. Kanal İstanbul, çok açık bir biçimde bir emlak projesidir. Bu anlamsız projenin planlamayla, şehircilikle alakası yok. Açıkça emlak spekülasyonu projesidir. Bire alıp üçe satma projesidir.

Mücella Yapıcı (Mimarlar Odası): Ortada Kanal İstanbul’a ait bir ÇED raporu bile yok. Gündemi meşgul eden rapor, varsayımlara dayanan bir rapordur. Dolayısıyla o raporu bir ÇED raporu olarak değerlendiremeyiz. Bu proje, Marmara ve Karadeniz ile Ege’nin faunasını yıkıma götürecek bir saçma sapanlıktır. Galataport’u yapamazsınız dediğimizde, bize teknolojik olarak her şeyin mümkün olduğunu söylediler ama bugün Karaköy çöküyor.