İktisatçı Osman Sarı soL'a anlattı: Yüzde 11,1'lik büyüme rakamı nasıl yanlış hesaplandı?

Geçtiğimiz günlerde büyüme rakamları açıklandı. Ancak bu rakamlar, ilgili çevrelerde çeşitli tartışmalara yol açtı. New York ve İstanbul’da yıllarca lisans, lisansüstü ve doktora derecelerinde makroiktisat, mikroiktisat, istatistik, ekonometri dersleri veren iktisat doktoru Osman Sarı, büyüme rakamlarının ve dolayısıyla enflasyon hesaplamasının nasıl yanlış yapıldığını soL’a anlattı… Anlatılanlar…

Ahmet Çınar

Geçtiğimiz günlerde Türkiye'nin 2017'nin üçüncü çeyreğinde yüzde 11,1 oranında büyüdüğü açıklandı. Açıklamayı yapan kurum TÜİK idi...

Rakamlar açıklandı ancak bu rakamlar ilgili çevrelerde çeşitli tartışmalara da yol açtı. Yanlış bir hesaplama mı söz konusuydu? Enflasyondan bir bölüm eksiltilip büyümeye mi katılıyordu? 

İktisat doktoru Osman Sarı tam da bu tartışmaların odağında ilginç bir tez attı ortaya.

Dr. Sarı, "Kanımca 'enflasyon+büyüme' toplam olarak, göreli olarak isabetle hesaplanıyor. Ama bu toplam, enflasyon ve büyüme arasında doğru dağıtılmıyor. Enflasyondan bir bölüm eksiltilip büyümeye katılıyor" diyor. 

New York ve İstanbul’da yıllarca lisans, lisansüstü ve doktora derecelerinde makroiktisat, mikroiktisat, istatistik, ekonometri dersleri veren iktisat doktoru Osman Sarı, büyüme rakamlarının ve dolayısıyla enflasyon hesaplamasının nasıl yanlış yapıldığını soL’a anlattı… 

Büyüme rakamları birkaç gün önce açıklandı... Rakamların açıklanmasından sonra siz bir akademisyen olarak bazı tezler öne sürdünüz, bazı hatalar tespit ettiniz... Okurlarımıza izah edebilir misiniz, nedir bu hatalar?

Çalışmam, doğrudan son açıklanan büyüme rakamlarıyla bağlı değil. Sonuçları elbette o rakamlarla ilgili.

Türkiye ekonomisiyle ilgili çözümlemeler yaparken, 2015 sonrasında seriler garip hareket etmeye başladı. Garipliğin GSYH hesaplama yöntemindeki değişimden kaynaklandığını fark ettim ve inceledim. Hem önceki hem şimdiki yöntem, uluslararası kabul gören yöntemler. Birçok ülkede uygulanıyor; iki yöntemin sonuçlarında ufak tefek farklılıklar olsa da birbirlerine uyuyorlar. Bizde ise bir yönteme göre hesaplanmış iki seri birbirinden tamamen farklı gelişim gösteriyor. Sorunun önceki yöntemle gerçek serilerin, sonraki yöntemle saymaca serilerin göreli olarak isabetli hesaplanmasından kaynaklandığını saptadım.

Sözünü ettiğiniz gerçek seri nedir, saymaca seri nedir, bunları açıklayabilir misiniz?

Bir işçi, diyelim ki geçen yıl 1000 lira ücret alırken bu yıl ücreti 1250 lira. Ücreti yüzde 25 artmış. Buna nominal gelir deniyor. "Nominal" yerine "saymaca"yı yeğliyorum.

Ücret yüzde 25 artmış. İyi gibi gözüküyor ama bu saymaca büyümedir. Aynı işçi bu yıl 1250 lira ile geçen yıl ancak 950 liraya alabileceklerini alıyorsa geliriyle aldıkları yüzde beş azalmıştır. Buna da reel gelir denir ve ben "reel" yerine daha anlaşılır olan "gerçek"i kullanıyorum.

Saymaca gelir, o anki parasal karşılıkken gerçek gelir daha öncesine göreyle neler alınabileceğidir. Aradaki fark fiyat düzeyi artışıdır. Fiyat düzeyinin artış oranına da enflasyon oranı ya da kısa enflasyon denir. Ücreti 1000 liradan 1250 liraya çıkan ama en fazla geçen yıl 950 liraya alabileceğini alabilen işçi için enflasyon yüzde 31,6'dır.

Saymaca büyüme, yaklaşık olarak enflasyonla gerçek büyümenin toplamına eşittir.

Ülkede bir dönem içinde elde edilen gelirlerin toplamına gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) denir. Dönem olarak ya yıl ya da üç ay alınır. Sözünü ettiğim saymaca ve gerçek seriler saymaca GSYH ve gerçek GSYH.

Nedir bu iki yöntem? Yani hata nerden kaynaklanıyor, biraz açıklayabilir misiniz?

Sorun şu ki 2015 yılına kadar önceki yöntemle hesaplamalar yapılıyordu. 2010 yılından sonra şimdiki yöntemle yapılıyor. 2010-2015 arasında her iki yöntemle de yayımlanmış büyüme oranları var. İki yöntemle hesaplanmış saymaca büyüme oranları da gerçek büyüme oranları da birbirini tutmuyor.

Yakından bakıldığında önceki hesaplama yöntemi, üretim endekslerine dayanıyor ve gerçek büyümeyi doğrudan hesaplıyor. Sonra dışarıdan alınan enflasyon verisiyle saymaca büyümeyi buluyor. Şimdiki yöntem için bunun tam tersi söz konusu; saymaca büyümeyi doğrudan hesaplayıp gerçek büyümeyi dışarıdan alınan enflasyon verisiyle buluyor.

Hal böyle olunca enflasyonun hesaplanmasında sistematik ölçüm hatası varsa eski yöntemle saymaca, şimdiki yöntemle gerçek büyüme oranlarında da ölçüm hatası çıkıyor. Bu ölçüm hataları, 2010-2015 yılları arasındaki veriler kullanılarak tahmin edilebiliyor.

Bu ölçüm hatası, nasıl bir sonuç veriyor?

Çıkan sonuç, her iki yöntemle de verilerin bulunduğu 2010-2015 döneminde, enflasyondaki ölçüm hatası ortalama 2,6 . Enflasyon bu dönemde olduğundan ortalama olarak 2,6 düşük hesaplanmış. Buna bağlı olarak önceki yöntemle saymaca gelir olduğundan küçük, şimdiki yöntemle gerçek gelir olduğundan büyük görünüyor.

Enflasyonun sistematik olarak bir yönde hatalı bulduğu anlaşılan hesaplaması değişmedi.

Önceki yöntemle hesaplama yapılmadığından artık gerçek büyüme oranı hakkında -ki kısaca büyüme dediğimiz de bu gerçek büyüme oranıdır- bilgimiz yok.

Elde yalnızca saymaca büyüme kalıyor. Bir de enflasyonun olduğundan düşük, büyümenin olduğundan yüksek hesaplandığını biliyoruz. Bu ölçüm hatalarının boyutu hakkında şimdilik bir bilgimiz yok. 2010-2015 arasında 1,7 ile 4,6 arasında değerler alıyor. Enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde bu hata da büyüyebilir.

Bu hatanın düzeltilmesi için ne yapılmalı?

Açıklanan büyüme yüzde 11, enflasyon yüzde 13 ise her ikisinde de sapma var. Düzeyini bilemiyoruz. Örneğin büyüme yüzde dört ve enflasyon yüzde 21 olabilir. Bilemiyoruz.

Fiyat endeksleri hesaplamalarının enflasyonu neden olduğundan düşük çıkarttığının saptanıp fiyat endekslerinin sistematik hata içermeyecek biçimde yeniden hesaplanması gerekiyor. Bir de bu düzeltme geriye doğru götürülmeli ve hem diğer ekonomik olgularla, hem de diğer ekonomik serilerle tutarlığı sağlanmalıdır.

Hatayı, hesaplamayı yapan ilgili mercilere ilettiniz mi?

Bir hafta önce TÜİK Başkan Vekilliğine gönderdim. Henüz bir yanıt gelmedi.


Bu söyleşiyle ilgili daha ileri ve teknik bir okuma için:

Dr. Osman Sarı’nın dün yayımlanan makalesi

DR. OSMAN SARI KİMDİR?

İstanbul’da doğdu. Samsun Atatürk İlkokulu, Mehmet Karamancı İlkokulu, Avusturya Erkek Lisesi ve Suadiye Lisesi’nde öğrenim gördü. 1987’de Boğaziçi Üniversitesi’nden iktisat lisans, 1993’te The City University of New York’s Graduate School’dan iktisat doktoru derecelerini aldı. New York’ta iki yıl süreyle lisans düzeyinde Mikroiktisat ve Makroiktisat dersleri verdi. İstanbul’da dokuz yıl lisans, lisans üstü ve doktora düzeylerinde Uluslararası Ticaret, Uluslararası Finans, İstatistik ve Ekonometri dersleri verdi. Bağımsız çalışma niyetiyle öğretim üyeliğini bıraktığı 2002’den beri ağırlıklı olarak değerin belirişi ve yitişi ile uluslararası iktisadın eleştirisi konuları üzerine çalışıyor. "(AdamSmith+Keynes)xSamuelson/Marx" ve "Aklın Kuşku Hali" başlıklı iki kitabı yayımlandı.

Dr. Osman Sarı'nın yakın zamanda Yazılama Yayınevi'nden "Ülkemin Kaçan Gönenci / Kriz döngüsünden çıkmak için yöntem, dönemler, tartışmalar" adlı bir kitabı çıkacak.