Yeni Şafak'tan 'tuhaf' belgeler serisi: Atatürk'ü İnönü öldürdü

Kısa süre önce Gülen'in mason olduğu iddiasıyla saman kağıdı "belgeleri" manşetten duyuran Yeni Şafak, benzer bir manşeti bu kez Mustafa Kemal Atatürk için attı. Atatürk'e suikast yapıldığını ileri süren Yeni Şafak, bunu İnönü'nün planladığını ileri sürerek yine benzer "belgeler" yayınladı.

Haber Merkezi

"Atatürk'ü böyle zehirlediler" manşetiyle çıkan Yeni Şafak, "Cumhuriyet'in kurucu liderine yönelik suikasti kanıtlayan bu belgeler ilk kez yayınlanıyor" ifadelerini kullandı.

Yeni Şafak'ın yayınladığı "belgeler" ve haberde kullandığı ifadeler şöyle:

Yeni Şafak, 77 yıldır sadece dost meclislerinde gündeme gelen 'Atatürk ölmedi, zehirlendi' iddialarına ilişkin tarihi belgelere ulaştı. 57 yaşında hayatını kaybeden Atatürk'ün doğal yollardan ölmediği, zamanın kudretli yöneticileri ve doktorları tarafından 'zehirlendiğine' ilişkin iddialar zaman zaman dillendirilse de bu, sınırlı bir tartışmanın ötesine geçmemişti. Yeni Şafak'ın ulaştığı belgeler zehirlenme hadisesinin gerçek olduğunu, bizzat İsmet İnönü tarafından tezgahlandığını ortaya koyuyor.

İlk belge İçişleri Bakanı Şükrü Kaya'nın 30 Haziran 1938'de, yani Atatürk'ün ölümünden 4,5 ay önce İsmet İnönü'ye gönderdiği yazı. Kaya, yazıda “Tahsis ettiğimiz doktorun görevini layıkı ile yaptığı kanısındayım" diyor. Kaya'nın Atatürk'ün tedavisiyle ilgili normal bir bilgilendirme metniymiş gibi görünen yazısı birkaç cümle sonra farklı bir boyut alıyor:

“Her şey yolunda ve mecrasında seyir etmektedir. Sizleri Cumhurreisi olarak görmek arzusu hepimizde hasıl olmuştur. Hürmetle ellerinizden öperim efendim."

Mektuba göre Atatürk, doktorlardan kuşkulandığı için yabancı doktorları kendinden uzaklaştırıyor ve “Beni Türk doktorlarına emanet edin" talimatı veriyor.

İkinci belge ise Atatürk'ün zehirlendiği tartışmalarının, 20 yıl sonra devletin zirvesindeki bazı isimlerin başını ağrıtacak ve ölüm tehditlerine bile sebep olacak şekilde yeniden gündeme geldiğini gösteriyor. CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek, 26 Şubat 1959 tarihindeki yazısında daha sonra İçişleri Bakanlığı da yapacak olan Hıfzı Oğuz Bekata'yı nazik bir şekilde uyarıyor.