Kürt sorunu kâfirlerin icadı!

Samanyolu TV’nin dizi olmanın ötesine geçen “Tek Türkiye” adlı yapımı Kürt sorununa İslami bir yaklaşımla çözüm önerirken, bunu dışına düşen herkesi kafir, 'Allahsız' ve 'din düşmanı' ilan ediyor.

Samanyolu TV Kurtlar Vadisi ile benzer özellikler taşıyan ve aynı gün yayınlanan “Tek Türkiye – Son Karakol” dizisiyle Kürt sorununa dönük 'yeni ve şaşırtıcı olmayan' bir çözüm öneriyor. 2007 yılından bu yana yayınlanan “Tek Türkiye” dizisi yakın zamanda BDP’nin “kardeşlik kültürüne zarar verdiği” gerekçesi ile Radyo Televizyon Üst Kurulu’na (RTÜK) şikayet ettiği diziler arasında yer alıyor.

'Derin güçler' yine devrede!
Geçtiğimiz Perşembe 112. bölümü yayınlanan dizinin konusu, Lozan Anlaşması'ndan kalan gizli ve kayıp bir belgenin üzerine kurulu. Türkiye Cumhuriyeti’nin resmen tanınması ve kurtuluş savaşının başarı göstergesi olarak bilinen Lozan Anlaşması’ndan kalan gizli belgeye göre aslında Güneydoğu Anadolu toprakları satılmıştır. Türkiye’yi bölmek amacıyla dış güçler, ülke içindeki derin güçleri harekete geçirerek örgüt aracılığı ile belgeye ulaşmaya çalışmaktadır. Dizinin kahramanı 'vatansever ve dini bütün doktor Tarık' gizli bir yapılanmaya giderek “ümit erleri” adını verdiği örgütle kayıp belgenin söz konusu güçlerin eline geçmesini engellemeye çalışmaktadır. Doktor Tarık, iftiradan dolayı müebbet hapse mahkum edilmiş, bunun üzerine hapishaneden kaçarak mücadelesine illegal olarak devam etmek zorunda kalmıştır.

Bu dizilerin derdi ne?
Kurtlar Vadisi ile başlayan bir dizi türünün örneklerinden biri olan Tek Türkiye’nin bu dizi ile ortak yanı milli duygulara seslenmesi iken ayrıştığı nokta ise İslami yaklaşımı öne çıkararak dini Kürt sorununu çözecek anahtar olarak sunması. Kürt-İslam sentezi olarak nitelenebilecek bir siyasal söyleme sahip olan dizi, Kürtlere yaklaşımı ile benzerlerine göre farklılaşıyor. Dizide Kürtler ‘örgüt’ ve ‘karanlık güçlerin’ kurbanı masum, saf ve yıllardır acı çeken dini bütün bir halk olarak sunuluyor. Elbette her yerde olduğu gibi onlar arasında da yoldan sapanlar çıkıyor.

2007 yılından bu yana böylesi bir söylemle yayınlanan dizinin senaryosunda güncel gelişmeler gerçek olaylar da farklılaştırılarak, isimler değiştirilerek ve diziye uydurularak kullanılıyor. Dizinin bazı bölümlerinde gündemdeki gelişmelere göre, “karanlık kurul”un toplantılarına yer veriliyor. Bu toplantılarda “kurul” referandum, demokratik açılım ve başkanlık sistemi tartışmalarını ele alırken adeta AKP’nin siyasi hamlelerini boşa çıkarmak için yapılacakları planlıyor.

Kürt halkı ve “ümit erleri” dışında herkesi dinsiz imansız gösteren dizide dinin kötü amaçlar için kullanıldığına da vurgu yapılıyor. “Hizbulkıyam” adlı örgütten bir din adamı, müritlerinden birinin karısı ile birlikte olabilmek için adamı öldürtmeye kalkabiliyor.

“Örgüt”: din düşmanı, karanlık güçlerin maşası
Kürt halkına dönük 'kapsayıcı' bir yaklaşım sergileyen dizinin en çok yüklendiği özne ise “örgüt” oluyor. Dizide örgütün Kürt özgürlüğü adı altında karanlık güçlere hizmet ettiği ve din düşmanlığı yaptığı vurgulanıyor. Dini bütün gerillalar gizli gizli namaz kılarken, “valla” diyenler şiddet görebiliyor.

Dizinin son bölümünde, “objektif ajanlık”la ve söz konusu gizli belgenin fotokopisini çalmakla suçlanan bir kadın gerilla, Yugoslavya’daki çatışma sürecine atıfta bulunarak “Müslümanlara karşı Sırpların yanında yer aldık. Bunun neresi Kürt davası? İslam ve Müslüman düşmanlığıdır” diyor. “Örgüt”ün kadınları sadece birer cinsel obje olarak algıladığını ima eden dizide “alemci heval” gibi ifadeler de kullanılırken “örgüt” üyelerinin geneli kaba, çirkin ve din düşmanı olarak gösteriliyor. “Örgüt”le PKK’yi kastettiği ortada olan diziye göre aslında masumlar kötüler tarafından kandırılarak dağa çıkarılırken, “örgüt”ün içinin karışık olduğu açıktan ifade ediliyor. “Ümit erleri”ne yardım eden bir üye, “gerilla artık sorguluyor” derken örgütün karışacağı, birbirlerine düşecekleri ve el birliği ile bitirileceği yorumu yapılıyor.

Din düşmanı olan sadece “örgüt” değil
Dizide din düşmanı olarak gösterilen sadece örgüt değil. “Karanlık Kurul”un temsilcileri de fırsat buldukça din düşmanlığı yapıyor. Dizinin kötü adamlarından Çetin’in kaçırdığı çocuk, “Ben Allaha dua ettim… Allah bizim isteklerimizi yerine getirir” diyor. Bunun üzerine Çetin çocuğun annesine seslenerek, “Çocuğu da böyle kendiniz gibi yetiştirdiniz ha. Bu yaşta böyle inanç falan hiç yakışmıyor. Hangi çağdayız?” yorumu yapıyor.

Kürdü Türkü İslamda birleştiren dizide artık ayrım noktası inanmak ve inanmamak haline geliyor. Sürekli dini propagandanın yapıldığı dizide, aşk, özlem ve umut gibi temalar da öne çıkarılırken, dizinin Kürtlere dönük ön yargıyı yıktığı iddia ediliyor.

Samanyolu TV’yi ilk ona sokan dizi
“Tek Türkiye”, Samanyolu TV’nin geçen sezon reytinglerde ilk ona giren tek dizisi olma özelliğini taşıyor. Her ne kadar yeni sezonda 19. sırada gözükse de, dizinin hayranlarının “örgütlü” çabası ile üst sıralara çıkması beklenebilir.

'Samanyolu Fanları'nda dizinin hayranlarının oluşturduğu forumda, “Tek Türkiye’yi kaç kişiye tanıttınız, tanıtma maceralarınız?” sorusuna gelen cevaplar gösterilen yoğun çabayı gözler önüne seriyor. İşte o yorumlardan biri: “İlk bu diziyi annem bana tanitti simdi ben arkadaslarima tanitiyorum 2 tan kurt arkadasim var onlar izletmeye calisiyorum pkk yuzunu gorsun diye bitanesini izletmeye basardim ama digerine ugrasiyom pc den deski bolumlerini izletiyorum.” Bunun dışında, öğretmenine diziyi öneren öğrenciler, eve misafir davet ederek ya da misafirliğe giderek diziyi izletenler ve sms yoluyla diziyi önerenler de bulunuyor.

Dizinin sitesine gönderilen bir mesaj ise şu şekilde: “Ben Medinede bir universitede calisiyorum. 3 yildir arap ogrencilerim ve arkadaslarim bana hep turk filmleri hakkinda sorular soruyor, Turklerin hem lailahe illah deyip hem de icki ictiklerini, evlilik disi iliskilerde bulunduklarini anlatip soruyorlardi. Ben de elimden geldigince, bu filmleri dinini korumaya dikkat eden turklerin hic izlemediklerini, kendilerinin de izlememeleri gerektigini, bu filmlerin turklerin kucuk bir kisminin hayatini yansittigini ama esas buyuk kitlenin bu tur hayattan uzak oldugunu anlatma calistim. Ama benim sozlerim ve onlarin gordukleri tartilinca hangisi daha agir geldi bilemiyorum. Nihayet, bizi anlatan, ya da muslumanlara oynanan oyunlari anlatan 'Tek Turkiye' de uzun zamandir arap medyasina girdi….”

Bir diziden çok öte siyasi bir misyona sahip olduğu ortada olan Tek Türkiye’nin Gülen cemaati tarafından propaganda edildiği ve yaygınlaştırılmaya çalışıldığı yorumları yapılıyor. Görünen o ki dizi, Gülen cemaatinin uzun süredir Kürt illerinde yürüttüğü örgütlenme çalışması ve cemaatin 'Türkiye projesi' için araç olarak görülüyor.

(soL - Haber Merkezi)