Günlük soL geri geliyor

Günlük soL ile ilgili uzun süre soL gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği’ni de yapan, soL dergi ve Portal yazarı Kemal Okuyan’la konuştuk.

Haber Merkezi

Günlük gazete deneyiminin ardından haftalık dergi olarak okurlarıyla buluşmaya devam eden soL, yeniden günlük basılı yayıncılığa dönüyor. 15 Nisan'da yayın hayatına başlayacak günlük soL'la ilgili, soL gazetesinin Genel Yayın Yönetmenliğini de yapan soL dergi ve portal yazarı Kemal Okuyan'la konuştuk.

soL’un en azından bir süre yeniden günlük olarak çıkacağı açıklandı. İlk olarak birçok kişinin aklına geleni soralım: Yayınların düzeniyle bu kadar oynamak sağlıklı mı, bu neden gerekiyor?

soL yıllar önce haftalık olarak başladı, sonra hem biçimi hem periyodu değişti; zaman zaman aylık oldu, sonra yeniden haftalığa geçildi. 2012’de günlük gazete kuşkusuz büyük bir sıçramaydı, ne yazık ki yaklaşık 1,5 yıl sonra yeniden haftalığa dönmek durumunda kaldık. Bütün bu değişiklikler, yalnızca yayından hareket ederek açıklanamaz. soL’un bir siyasi misyonun yayını oldu- ğunu hiç gizlemedik, ancak bu yayının partiyle ilişkisinde nerede duracağına ilişkin verdiğimiz sözü de her zaman tuttuk. Sonuçta bir siyasi hareketin yayıncılık politikası ihtiyaçlarla olanaklar arasındaki gerilim çözülerek belirlenir. Bizim açımızdan ihtiyaçlar her zaman bir adım öndedir, olanakları peşinden sürükler. Bazen bu imkânsız hale gelir, günlük soL’un çıkmaya devam etmesi birden fazla nedenle mümkün değildi örneğin. İhtiyaç bu yönde olmasına rağmen...

Yine de istikrar gerekmiyor mu?

Ona geleceğim... Yayıncılık alanının yapboza çevrilmemesi gerekiyor, ama unutmayalım biz bir iktidar partisi olmadığımız gibi, para kazanmak için de yayın çıkarmıyoruz. Attığımız her adımın, yazdığımız her satırın sosyalizm mücadelesine yararı olmasını isteriz.

Türkiye istikrarsız bir ülke ve burada mücadelenin içeriği sürekli yenileniyor. Uzun süre aynı ritim, içerik ve biçimde çıkan bir devrimci yayın düşünemiyorum bile... Bu bir kazanım olmazdı, kapitalizmle yaşamaya alıştığımız anlamına gelirdi. Şu anda Türkiye’ye bakıyoruz ve çok başarılı da bulsak, haftalık soL’un bize yetmediğini görüyoruz.

O halde konumuza geçelim, günlük soL nasıl bir ihtiyacı karşılayacak?

Her şeyden önce, sözümüzü günlük söyleyeceğiz. soL Haber Portalı son dönemde mükemmel bir ivme yakaladı, bunu koruyacağız ve geliştireceğiz. Ancak internet yayıncılığı oldukça farklı bir kulvar. Biz bu kulvarda solun geleneksel kalıp ve sınırlarını aştık, önümüzdeki günlerde habercilik alanında dişe diş bir ideolojik-siyasal mücadele içine girecek soL Haber Portalı.

Günlük soL ise, elle tutulur bir araç olmanın ötesinde, içeriğinden dağıtımına ve okurla kurduğu ilişkiye, örgütleyici bir yayın olacak.

İki ay bir yayının ömrü için kısa değil mi?

soL, 15 Nisan-15 Haziran arasında günlük olarak çıkacak. Araya bir parantez de sıkıştırayım, haftada altı gün. soL, pazartesileri ara verecek. Birçok ülkede yaygın bir uygulama bu, hem çalışanları dinlendireceğiz hem de tamamen kendi olanaklarımızla kuracağımız dağıtım ağını.

Bu iki ay, Türkiye’de siyasi mücadele çok yoğunlaşacak. Herkes seçime odaklanıyor, tamam bu yoğunlaşmada seçimin özel bir yeri var ama Türkiye’de siyasi tansiyon zaten yüksek. Bize kalsa hemen başlardık. 15 Haziran’da ise hem ihtiyaçlara hem de olanaklara bir kez daha bakacağız ve yola nasıl devam edeceğimize karar vereceğiz.

Az önce örgütleyiciliğine özel bir vurgu yaptınız. soL neden ve nasıl örgütleyici bir yayın olacak?

Sosyalizm mücadelesinde her zaman yüz yüze temas esastır. Günlük soL, hem elle tutulur bir yayın olarak hem de soL’u okurla buluşturma görevini üstlenen dostlarımız-yoldaşlarımız somutluğunda yüz yüze temas sağlayacak. Bunu aracıları kaldırarak yapacağız.

Dağıtıma verilmeyecek mi?

Hayır. soL abonelerine zaten dijital olarak gönderilecek. Bunun dışında soL anlaştığımız satış noktalarında ama asıl olarak alanlarda, işyerlerinde, mahallelerde, okullarda aktif bir çalışmayla okurla buluşacak. Bazı kentlere ulaşmayacak, oradaki dostlarımıza dijital olarak göndereceğiz. Sınırlı kaynaklarımızı verimliliği çok tartışmalı bir dağıtım ağı içinde tüketmek istemiyoruz.

Dört sayfalık bir yayın okur tarafından nasıl karşılanacak? Hiç alışılmadık bir biçim bu.

Alışılan nedir? Bugünkü gazete formunun evrensel bazı yanları var belki ama büyük ölçüde burjuva düzeninin ihtiyaçlarına göre şekillenmiş. Biz ise Türkiye’de sürdürdüğümüz mücadelenin bugünkü ihtiyaçlarından hareket ediyoruz. Her gün, tek bir gündemi, çok yönlü bir habercilikle, derinlemesine analizlerle, anlaşılır bir biçimde ele alan, maliyeti düşük bir yayın denenmedi. Çok etkili olacağını düşünüyoruz.

Kültür-sanat, spor olmayan bir gazeteye ilgi olur mu?

Toplumsal yaşamın değişik alanlarının siyasetle bağını küçümsememek gerek. Bu alanlar iç içe... Biz mücadele eden bir yayın çıkaracağız. Sanata yer olmaz mı? Ayrıca ele alacağımız tek gündemin kültür alanından, spor alanından da seçilmesi söz konusu olabilir. Büyük usta Yaşar Kemal’i yitirdik geçenlerde, soL günlük çıksaydı, büyük olasılıkla ona ayırırdık dört sayfayı.

Her gün dört sayfa tek bir konuya ayırmak zor olmayacak mı? Bunun için yeterli kadro var mı?

Var.

soL’un tanıtımı nasıl yapılacak?

15 Nisan’a kadar yine kaynaklarımızı çarçur etmediğimiz, örgütlülüğümüzü kullandığımız dostlarımızı harekete geçirdiğimiz bir tanıtım-hazırlık evresi geçireceğiz. Bu aynı zamanda soL için bir dayanışma kampanyası anlamına gelecek.

Son olarak, köşe yazarı olarak kimler düşünülüyor?

Köşe yazarı düşünülmüyor. Bizim izlenen, geniş bir okur kitlesine sahip köşe yazarlarımız var. Bunlar soL Haber Portalı’nda yazıyorlar. Haftalık soL yazarları soL Portal’da devam edecek. Günlük soL’da ise her gün konuyla ilgili sadece tek bir imzalı yazı olacak ve bunun sahibi değişecek. Bunun dışında soL imzalı kısa bir yazı ve elbette konuya hâkim kişilerle söyleşiler, onlardan alınmış görüşlere yer verilecek. Dört sayfalık bir yayını köşe yazılarıyla doldurmayı düşünmüyoruz anlayacağınız...