BOYUN EĞME'de bu hafta: Lenin neden ‘Burjuvazinin ahırı’ demişti?

Haftalık siyasi dergi BOYUN EĞME 33’üncü sayısıyla yarın okurlarıyla buluşacak. Parlamentodaki çekişme ve tepişmelerin arttığı bir haftanın ardından ilginç bir soruyu kapağına taşıyan dergi, “Lenin neden ‘Burjuvazinin ahırı’ demişti?” sorusunu tartışmaya açıyor.

Haber Merkezi

Haftalık siyasi dergi BOYUN EĞME 33’üncü sayısıyla yarın okurlarıyla buluşacak. Parlamentodaki çekişmelerin ve tepişmelerin ardından ilginç bir soruyu kapağına taşıyan dergi “Lenin neden ‘Burjuvazinin ahırı’ demişti?” sorusunu tartışmaya açıyor.

BOYUN EĞME’nin yarın çıkacak yeni sayısında şu konu, başlık ve yazarlar yer alıyor:

1- Vaziyet: Ahırda yangın var (Mehmet Kuzulugil)

Meclis’in milli iradeyi temsil ettiği iddiasının uzun süredir kimse için bir inandırıcılığı yok. Seçim zaferi kutlayan partilerin bol şikeli bir ülke liginde şampiyonluk kutlaması yapan taraftarlardan farksız görüntüsü bile bunu göstermeye yeter. Meclis’in tarihindeki en itibarsız dönemi yaşadığı ise daha güncel bir gerçek. “Burjuvazinin ahırı”ndaki bu durumun sandık demokrasisine de düşen bir gölgesi var elbette.

2- Suriye’de ‘faili meşhur’ katliam

Zara’da yaşanan Alevi katliamının arkasında Suriye konusunda tam bir uyum içinde olmadıkları iyi bilinen ABD, Suudiler ve AKP üçlüsü var. Cenevre masasını dinamitleme kararında olan AKP Türkiyesi, mevcut dengelerle masadan hayırlı sonuç alamayacağını düşünen Suudiler ve masaya güçlü oturan Esad’ı zayıflatmaya kararlı ABD katliama farklı tavırlarla ortak oldular.

3- AB mezarlığında sosyal demokrasinin cenazesi (Osman Çutsay)

Avrupa’nın şişkin hegemonu Almanya’da eski sosyal demokrat partiler siliniyor, yeni, giderek “daha yeni” sosyal demokrat partiler sahneye itiliyor. Şimdilik ‘prototip’ üretimi yapılan sağ popülist – faşist kitle hareketleri palazlanıyor. Tüm bunlar kapitalizmin uzayan çaresizliği içinde başka ve daha köklü çarelerin sahiplerini göreve çağırıyor.

4- Bugün devrim için ne yaptın? (Kemal Okuyan)

Türkiye’nin sorunu Erdoğan’ın başkan olup olmaması değildir. Türkiye’nin sorunu, bu ülkenin temel sorununun Erdoğan’ın başkan olup olmaması olduğunun sanılmasıdır. Erdoğan’ın düzen içi karşıtlarının zayıflığı, bizim umutsuzluğumuz değil umudumuz olmalıdır. Bugün devrim için ne yaptın? Kaç kişiyi Erdoğan sendromundan çıkardın?

5- İspanya’da sol: ‘Kurulu düzen’ sarsılırken (Erman Çete)

İspanya'nın öfkelileri Avrupa'da bazen popülist sağ partilerle bazen yeni sosyal demokrat hareketlerle kendini gösteren 'kurulu düzen' karşıtlığına oturuyor. Öfkeli düzen karşıtlığı iddialarının aksine kapitalist düzenle hesaplaşmadan kaçıyor, bir yeni 'düzen' olan sosyalizme de mesafeli duruyor.

6- Brezilya’da ABD destekli meclisa darbesi (Tulga Buğra Işık)

Latin Amerika'daki sol iktidarlar ABD'nin inatçı hamleleriyle yıpratılırken, emperyalist müdahalelerin içerdeki kaynaklarını kurutmak, sermayeyle etkili bir hesaplaşmaya girmek konularındaki isteksizliklerinin bedelini ödüyorlar.

7- Çalışanın hakkını koruyan yargı: Ara ki bulasın! (Lale Fide Durak)

Tamamlanan İş Mahkemeleri Kanun taslağı ile işe iade davalarında arabulucuya başvurma zorunluluğu getiriliyor. Çalışanlar mahkeme yoluyla haklarını aramadan önce arabuluculuk tezgahına girmeye zorlanacak.

8- ABD işçi sınıfı uyanıyor mu? (Yasemin Dildar)

Küçük çaplı grevler, fast food işçilerinin asgari ücret mücadelesi, üniversitelerdeki eylemler, Verizon grevi ABD’de işçi hareketindeki canlanmanın işaretleri. Bunlar birleşik ve daha militan bir işçi hareketini de tetikleyebilir.

9- Laiklik değil yabancı düşmanlığı

Din ve kimlik çatışmalarını etkili bir silah olarak kullanan emperyalizmin laiklikten anladığı ve beklediği ile işçi sınıfınınki farklı. Ortadoğu’da İslamcı grupları silahlandıran Fransa gibi ülkeler, kendi ülkelerinde laikliği göçmen politikalarının ve sömürünün aracı olan yabancı düşmanlığına örtü yapıyor.

10- Orta sınıftan devrimci yalanlar (Özgür Şen)

İşçi sınıfına ait özgün bir radikalizmin ve muhalif kimliğin yeniden üretilmesi, bu kimliğin şu anda kendisini orta sınıfların bir parçası olarak gören kesimler arasında yaygınlaştırılmasıyla aslında var olmayan bu orta sınıfın eritilmesi gerekiyor. Hiç kolay değil... Ama düzenin büyük dertlerle boğuştuğu bu dönemde fikirler dünyasındaki mücadele ilginç olanaklar barındırıyor.