Zonguldak’ta kaçak maden ocağında çalışan ve cenazesi yakılmış halde bulunan Afganistan göçmeni Vezir Mohammad Nourtani’nin ölümüne ilişkin kaçak maden ocağı sahiplerinin tutuklu olarak yargılandığı davanın 3. duruşması görüldü.
Duruşmada kaçak maden ocağının sahipleri Hakan Körnüş (46), Enver Gideroğlu (34) ve Körnüş'ün kuzeni Ahmet Aydın’ın (52) tutukluluklarının devamına karar verildi. Davada kaçak maden ocağında çalışan Sercan Kayabaş (28), Eray Demiro (22) ve kömür ticareti yapan Alaattin Çayırlı (46) ise tutuksuz yargılanıyor.
Kaçak maden ocağının sahiplerinden Hakan Körnüş aynı zamanda eski MHP Gelik belde başkanıydı.
'Bu adamın kimliği yok, Afgan zaten, yakalım' demişler
Duruşma öncesinde adliye önünde Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı tarafından bir açıklama yapıldı. Açıklamada Zonguldak’ta ruhsatsız işletilen bir maden ocağında kayıtsız ve güvencesiz çalıştırılırken fenalaşan Afganistanlı mülteci işçi Vezir Mohammad Nourtani’nin 9 Kasım 2023’te kaçak maden ocağı sahipleri tarafından öldürüldüğü ve bedeninin yakılarak yok edilmek istendiği belirtildi.
Sanıkların görülen ilk iki duruşmada Vezir Muhammed Nourtani’yi madende fenalaştıktan sonra hastaneye götürmeyip öldürmeye karar verdiklerini, “hastaneye götürürsek başımız belaya girer” “Bu adamın kimliği yok, Afgan zaten, yakalım” dediklerini birbirlerini suçlayarak anlattıkları kaydedildi.
Dava sürerken Vezir Muhammed Nourtani’nin ailesinin sınır dışı tehdidiyle karşı karşıya kaldığı ve ailenin Zonguldak İdare Mahkemesi’ne yaptığı uluslararası geçici koruma başvurusu reddedildiği hatırlatıldı.
Son rapor yakıldığında canlı olma olasılığına işaret ediyor
Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen duruşmada Nourtani ailesinin avukatı Kerim Bahadır Şeker, Koç Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdullah Coşkun Yorulmaz ve ekibinin hazırladığı son bilimsel mütalaada Nourtani’nin yakıldığı sırada canlı olabileceği ihtimaline işaret edildiğini belirtti ve sanıkların canavarca hisle tasarlayarak öldürmeden yargılanmalarını istedi.
Evrensel’den Hilal Tok’un aktardığına göre sanık avukatları dosya kapsamında alınan adli tıp raporlarının dikkate alınması gerektiğini söyleyerek “Koç Üniversitesi’nin raporu durumu sansasyonel bir hale getirmek için hazırlanmıştır, bilimsel değildir” dedi.
Sanık avukatından 'duygusal davranmayalım' savunması
Ahmet Aydın'ın avukatı Ali Aygün ise “Duygusal davranmayalım, birinin yakılması çirkin. Ama olmuş” şeklinde konuştu. Aygün “Ama adli tıp raporu ile olay netleşmiş. Biz duygusal davranamayız. Eylem öldükten sonra gerçekleşmiş. Oturduğunuz yer peygamber postudur. Bunu dikkate almanızı istiyoruz, tahliye kararı talep ediyoruz” dedi.
Mahkeme heyeti Sercan Kayabaş'ın bir sonraki duruşmaya hazır edilmesine, tutuklulukların devamına, Göç İzleme Derneği’nin katılım talebinin reddine karar vererek duruşmayı 20 Aralık’a erteledi.
Basın açıklamasına sanık yakınlarından engelleme girişimi
Duruşma sonrasında adliye önünde yapılan basın açıklaması da sanık yakını olduğu iddia edilen bir grup tarafından engellenmek istendi. Sözkonusu gruptan bir kişi “Göçmenler dışarı” şeklinde slogan attı.
Nourtani’nin yakılan bedeninde bazı iç organlarının tespit edilememesi sol böbreğinin çalındığı iddiasını da gündeme getirmişti.
Ailesinin avukatı Kerim Bahadır Şeker duruşma öncesi basına yaptığı açıklamalarda Nourtani’nin diri diri yakılmış olabileceği ihtimalinin de olduğunu, bunun Koç Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdullah Coşkun Yorulmaz ve ekibi birlikte hazırladığı raporla ortaya çıktığını dile getirmişti.
Avukat Şeker: Boğuşma olabileceğini de düşünüyoruz
Cumhuriyet’e konuşan Şeker dosyada birçok çelişkinin olduğunu belirterek Nourtani’nin mezarının açılmasına yönelik başvuru yapacaklarını söylemişti.
Şeker “Hazırlanan raporda çene ve köprücük kemiklerinde değişimler olduğu ancak otopsi raporunda değerlendirilmediği ve bulguların kaydedilmediği söylendi. Dolayısıyla birçok çelişki mevcut. Ayrıca boğuşma olabileceğini de düşünüyoruz. Boynunda kan oturmasına neden olan bir darbe mevcut. Maden ocağında direncinin ve iradesinin kırılması için kendisine şiddet uygulandığı şüphesi doğruyor. Adli tıp raporu ve bilirkişi raporunun çeliştiği noktada da biz hukuki olarak Afgan madencinin mezarının açılması gerektiğine yönelik başvuru yapacağız” diye konuştu.
Sanıkların Nourtani’nin kalp krizi geçirdiğini söylediklerini ancak ancak hazırlanan raporlarla madencinin kalp krizi geçirmediğinin ortaya çıktığını kaydeden Şeker dosyadaki çelişkilerin giderilmesi için yeni bir rapor talebinde bulunacaklarını ifade etmişti.
Dosyayı inceleyen Koç Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdullah Coşkun Yorulmaz ve ekibinin bilimsel mütalaa raporunda “boyna bası veya ağız burun kapatılmasına bağlı boğulma olaylarında görülen bulguların olduğu ancak mahkeme raporunda yer almayan bu bulguların Adli Tıp Kurumu tarafından yeniden değerlendirilmesi gerektiği” vurgulandı. Ayrıca raporda, Nourtani"nin soluk borusunda is ve kanında karboksihemoglobin bulunmamasının, ölüyken yakıldığı anlamı taşımayacağı, benzin kullanıldığı için yalancı negatiflik durumunun olabileceği de ifade edildi.