Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Eş Sözcüleri Çiğdem Kılıçgün Uçar ve İbrahim Akın, Kürt sorunun çözümü, Öcalan'ın rolü ve yeni Anayasa tartışmalarına ilişkin Meclis’te tüm milletvekilleriyle basın toplantısı düzenledi.
Türkiye’nin temel sorunlarını çözmek yerine adaletsizliği ve hukuksuzluk rejimini kalıcı hale getirmeye çalıştığını söyleyen Uçar sözkonusu temel sorunların başında "Kürt meselesinin çözümsüzlüğü siyaseti"nin geldiğini öne sürdü.
Uçar "Kürt meselesi çözümsüz bırakıldıkça Türkiye halkları bunun bedelini her geçen gün daha ağır ödemektedir. Şiddet ve çatışma ortamı devam ettikçe yoksulluk katlanarak artıyor, savaşa yatırılan bütçe ile soframızdan ekmeğimiz çalınıyor, dışa bağımlı ekonomi belimizi büküyor, devlet içinde çeteleşmeler yaşanıyor, hukuksuzluk ve adaletsizlik her alanın sistemsel kuralı haline geliyor" diye konuştu.
Kürt meselesinin çözümünde Abdullah Öcalan’ın "etkili rolünü ve misyonunu oynayabileceği koşullar"ın oluşturulmasını istediklerini belirten Uçar "Tecritin son bulması için bir an dahi beklemeksizin adım atılması"nı talep etti.
"Bugün Meclis Kürt sorununun çözümünde tarihsel bir sorumlulukla ve zorunlulukla karşı karşıyadır" diyen Uçar "Geride bıraktığımız yüzyılda Kürt sorununu çözümsüzlüğe terk eden Meclis bu utançla yüzleşmeli ve yüzyıllık kayıp karşısında çözüme kapı açarak tarihi ve gerçek rolünü oynamalıdır" ifadelerini kullandı.
Akil İnsanlar Heyeti'ne davet
Meclis'teki tüm siyasi partileri ve siyasileri bu konuda "sorumluluk almaya" çağırdıklarını ifade eden Uçar çözüm sürecindeki Akil İnsanlar Heyeti'ne de aktif rol alma davetinde bulundu.
Uçar "Çözüm ve müzakere sürecinde sorumluluk alan, Akil İnsanlar Heyeti'ni, STÖ’leri, sendikaları, aydınları, yazarları ve emek veren herkesi, özellikle kadınları yeni yüzyılın çözümsüzlüğe, inkara, ölümlere mahkum olmaması için aktif rol almaya davet ediyoruz" dedi.
Türkiye’nin yeni bir "toplumsal sözleşmeye" ihtiyacı olduğunu, bunun önemli bir boyutunun "demokratik bir anayasa" olduğunu kaydeden Uçar "Şimdi yeni bir anayasa tartışması gündemdedir. Biz Yeşil Sol Parti olarak, toplumdan yana her türlü düzenlemenin, sivil bir anayasanın ihtiyacını her zaman vurguladık ve mücadelesini verdik" diye konuştu.
Ortada Anayasa’yı tanımayan bir iktidar olduğunu kaydeden Uçar "1982 Anayasası’nı dahi geride bırakan uygulamalar varken, gerçekten sivil toplumdan yana bir anayasa yapmak isteniyor mu? Bizim gördüğümüz şey şudur: Yasasızlık dayatılıyor. Mevcut yasalara dahi tahammül yok! Biz zaten buna karşı mücadele ederken, yeni bir anayasa tartışmasını kendi çıkarları için konuşmak ne siyasete ne ahlaka sığar! Bundan ötürü tekrar ediyoruz: Demokrasiye ve özgürlüğe açılan kapının toplumsal inşasını ifade edecek bir Demokratik Anayasa, ancak Türkiye halklarının barış içinde, eşit ve ortak yurttaşlık temelinde yaşayacağı demokratik bir cumhuriyetin inşa mücadelesi ile mümkün olabilir" dedi.
1921 Anayasası örneği
Anayasalar iktidarın merkezi otoritesini daha da güçlendirmek üzerinden kurgulanamayacağını savunan Uçar "1921 Anayasası bu açıdan hatırlamaya değerdir. 1921 Anayasası hakimiyetin milletin egemenliğinden kaynaklandığını kabul eder, merkezi yönetim yerine yerelden inşayı ve halkların bir aradalığını savunur. Bugün bunları savunmak suç sayılmaktadır. Oysa bunlar bu cumhuriyetin kurucu gerçekleridir. Ve üzerinden tam 102 yıl geçmiştir" ifadelerini kullandı.
"Demokratik bir anayasa"nın yapılması için mücadelelerini sürdüreceklerini kaydeden Uçar "Bununla birlikte; tecrit kaldırılmadığı, çatışmalar devam ettiği ve yeni anayasa haklara ve özgürlüklere dair olmadığı sürece demokratik bir anayasa oluşturmanın gerçek olmayacağı aşikardır. Bütün bu başlıklarda bizler, yeni yasama döneminde çözüm siyasetini en güçlü biçimde savunacağız ve bu siyasetin toplumsallaşması için tarihsel rolümüzü en etkili biçimde oynayacağız" dedi.
'Önemli olan nasıl bir taslağın önümüze geldiği'
Mezopotamya Ajansı'nın aktardığına göre Uçar, “Tecridin ve çatışmaların bitirilmesi dediniz, AK Parti’nin size ziyaretinde bunları koşul olarak sunup ‘Evet bir anayasa birlikte yapabiliriz’ mi diyeceksiniz yoksa ‘Anayasayı tanımayan bir iktidar ile anayasa yapmayız’ diyerek kapıyı kapatır mısınız?” şeklindeki soruya ise, “Anayasa yapım sürecinde önemli olan kimin kimi ziyaretinden öte nasıl bir anayasa taslağının önümüze geldiğidir. Türkiye’deki toplumun değerlerini ve demokratik değerleri savunan bir anayasa düzlemi bizim de mücadelemiz içinde. Gelen taslak böyle olursa güç verecek bir pozisyonda oluruz” diye yanıt verdi.